Zühd ve Kanaate Dâir

Alâî ve Kurtubî tefsirlerinde, “Yeryüzünde yürüyen her canlının rızkı, yalnızca Allâh’a âittir.” (Hûd Sûresi, 6) âyet-i kerîmesi tefsîr edilirken şu kıssa anlatılmıştır:

Ebû Mûsâ el-Eş’arî ve onunla birlikte Yemen’den Medîne’ye hicret etmiş kişiler, dünyevî nîmetler bakımından mahrûmiyet içindeydiler. Bir gün yanlarındaki azıkları tükendi. Hâllerini Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e arz edip O’ndan yiyecek bir şeyler taleb etmesi için aralarından birini gönderdiler. Bu kişi, arz-ı hâl için Mescid-i Nebevî’ye girmek üzereyken, birisinin Kur’ân-ı Kerîm okuduğunu işitti. Sese kulak verdiğinde okunan âyet-i kerîmenin, “Yeryüzünde yürüyen hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a âit olmasın.” âyet-i kerîmesi olduğunu fark etti. Bunun üzerine kendi kendine:

“-Allah katında Eş’arîler, yeryüzünde dolaşan hayvanlardan daha mı değersiz ki, rızkımıza Allah Teâlâ kefil iken biz bir başkasından rızık talep ediyoruz.” dedi ve böylece hâcetlerini arz etmekten vazgeçti.

Arkadaşlarının yanına döndüğünde onlara heyecanla:

“-Müjdeler olsun! Allah tarafından size himaye verildi.” dedi.

Arkadaşları, bu sözü işitince, Allah Rasûlü’nün kendilerine dünyevî bir vaatte bulunduğunu zannettiler.

Tam o esnada yanlarına iki kişi geldi. Bu kişilerin elinde et ve ekmekle dolu birer tepsi bulunuyordu. Hep beraber kendilerine ikram edilen bu ziyafet sofrasına kurulup karınlarını güzelce doyurdular. Daha sonra artan yemekleri, kendilerinden başka ihtiyaç sahipleri varsa onlar da nasiplensin diye, Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e götürdüler. Huzûr-i Nebevî’ye vardıklarında teşekkür etmek için:

“-Yâ Rasûlallah! Vallâhi bugüne kadar Senin bize ikram ettiğin şu ziyafetten daha leziz bir şey boğazımızdan geçmemiştir.” dediklerinde Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“-Ben size yiyecek herhangi bir şey göndermiş değilim.” diye mukabele buyurdu.

Bunun üzerine birbirlerine bakışan Eş’arîler, geriye döndüklerinde işin aslını öğrendiler. Bu hâdiseyi işiten Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

“-Bu, Allah katından size rızık olarak gönderilmiş bir nîmettir.”

(Kaynak: “Kabasât fi’l-ilmi ve’l-îmân”, Kâtibe Süleyman Muhammed Sabrî el-Hicazî, Tercüme: Muhammed Yetim, Medîne, 2001)