Üzüm, dünyada en çok yenilen meyvelerden biridir. Üzümün ihtiva ettiği maddelere bakıldığında onun “nebâtî süt” olarak adlandırıldığını daha önceki yazılarımızda belirtmiştik. Artan araştırmalar, üzümün sadece kendisinin değil, çekirdeğinin, sapının ve posasının da çok büyük biyolojik faydaları olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu durum, bizlere Allâh’ın kâinâtta hiçbir şeyi boşuna yaratmadığı gerçeğini hatırlatır. Ayrıca ülkemizde 1200 ırk üzümün yetişmesi, şükretmemiz ve değerlendirmemiz gereken büyük bir sermayenin olduğunu göstermektedir.
Genelde üzümü yerken çekirdeklerinden muzdarip olur ve çekirdeksiz olanını tercih ederiz. Hâlbuki o istemediğimiz üzüm çekirdeği, 60 yıldır özellikle üzüm bağlarının çokluğu ile bilinen Fransa’da etkili bir biçimde kullanılmaktadır. Üzüm çekirdeğinin mûcizevî faydaları, 1947 yılında Bordeaux Üniversitesi’nden emekli tıp profesörü, Fransız kimyacı Jack Masquelier tarafından keşfedilmiştir. Çekirdek, ilk olarak hâmileliğinden dolayı aşırı ödemi olan fakültenin dekanının eşine, dekan tarafından verilmiş. Aşırı ödemden dolayı şişen bacakların 2 günde şişleri inerek ağrıları dinmiştir. Bundan sonra 1950’de üzüm çekirdeği “resivit” olarak adlandırılan ve Fransa’da satılan ilk damar koruyucu ilaç olarak kullanılmıştır.
Üzüm Çekirdeğinin Bilinen Faydaları
Üzüm çekirdeği, damarlar için son derece faydalıdır: Vücudumuz, en ince kılcal damarlardan, en geniş atardamarlara kadar büyük bir dolaşım ağına sahiptir. Bu damarların her dokuya düzenli olarak kan akışını sağlaması ve oksijeni taşıması gerekir. Zamanla kan damarlarının zayıflaması, incelmesi ve yaşlanması, kalp kaslarını olumsuz etkileyerek hastalıklara sebep olur.
1995 yılında İtalya’da yapılan bir araştırmada 150 miligramlık üzüm çekirdeğinin, ağrıyı, yanma, karıncalanma hissini ve atardamarların şişme derecesini azaltmada, yaygın olarak kullanılan bir eczacılık ilacından daha hızlı tesir ettiği ve daha uzun süre etkili olduğu tespit edilmiştir. Yine 1985 yılında Fransa’da 92 hasta üzerinde yapılan kur kontrollü deney, 28 gün boyunca 300 miligram üzüm çekirdeği almanın, ağrıyı, karıncalanmayı, geceleyin giren bacak kramplarını ve şişkinliği, yüzde elliden daha fazla azalttığını ortaya çıkarmıştır.
Kısaca damar sertliğini önlemede, kalp krizi riskini azaltmada, yüksek tansiyonlularda, kılcal damarlardaki dolaşımı kolaylaştırmada üzüm çekirdeği özellikle kullanılmalıdır.
Üzüm çekirdeği, kuvvetli antioksidan ve kanser önleyicidir: Vücudumuzda kendi içinde oluşan kimyasal reaksiyonlar ve dışarıdan alınan kirli hava, sigara ve alkol gibi zararlı maddeler sonucu, serbest radikaller (oksidan) meydana gelir. Bunların kanser yapmaya kadar birçok zararları vardır. İşte üzüm çekirdeğindeki antioksidanlar sayesinde bu radikaller, tesirsiz hâle getirilir. Öyle ki, üzüm çekirdeğindeki antioksidan tesir, E vitamininden 50 kat, C vitamininden ise, 20 kat daha güçlüdür.
Üzüm çekirdeğinin gözlere faydası: Üzüm çekirdeği göz korneasındaki kan lekelerinin giderilmesinde ve geceleri parlak ışıkların sebep olduğu göz kamaşmasını geçirmeye yardımcı olmaktadır. Özellikle bilgisayar karşısında çalışanların maruz kaldığı göz gerilimine iyi geldiği ve miyoplardaki retinanın işleyişini düzettiği görülmüştür.
Üzüm çekirdeğinin yaşlanmayı geciktirici tesiri: Üzüm çekirdeği damarları yenilediğinden anti-aging (yaşlanmayı geciktirici) tesire sahiptir. Bağ dokusunu kuvvetlendirdiği için cildin daha sıkı ve elastiki bir yapıda olmasını sağlar. Ciltteki sarkmaları önlediği için genç görünüm kazandırır. Yaşlılık lekelerinin tedavisinde de etkilidir. Ayrıca sedef ve egzama hastalarına da tavsiye edilmektedir.
Üzüm çekirdeği, basur ve varis hastalarına iyi geldiği tespit edilmiştir.
Üzüm Çekirdeği Nasıl Kullanılır?
Üzüm çekirdeği, taze olarak tüketimi dışında birkaç şekilde kullanılabilir.
Üzüm çekirdeği tableti: Günlük olarak 100-200 mg üzüm çekirdeği kapsülü tavsiye edilmektedir.
Üzüm çekirdeği tozu: 1 tatlı kaşığı üzüm çekirdeği tozu bal ya da yoğurtla karıştırılıp alınabilir. Açıkta satılan öğütülmüş üzüm çekirdeği kullanmaktan kaçınılmalıdır. Havayla temas etmesi, üzüm çekirdeği tozunun sterilize özelliğini kaybetmesine sebep olabilir.
Kuru üzüm çekirdeği: Günde bir avuç kuru üzüm yenilerek de üzüm çekirdeği alınabilir.
Üzüm çekirdeğinin bu tür kullanımı dışında, kozmetik alanında kullanılan şekilleri de vardır. Üzüm çekirdeği kremi, şampuan, sabun gibi…
Üzüm Çekirdeği ve Posasıyla İlgili Son Haber
Erciyes Üniversitesi’nden Türk bilim adamları, gıda maddelerinde kullanılan kimyasal koruyucuların yerini üzüm posası özünün alabileceğini ortaya koydu. ABD’nin saygın gazetelerinden Newyork Times, Türk bilim adamlarının üzüm posalarının insan sağlığına faydalı olabileceğini gösteren araştırmalarına geniş yer verdi.
Erciyes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi gıda mühendisliği bölümünde görevli Dr. Osman Sağdıç, üzüm posası özünün, bakterilere karşı tabiî bir silah olduğunu belirtti. Araştırma sonuçlarına göre, üzüm özü, yiyeceklerin bozulmasına yol açan ya da “salmonella” gibi gıda maddelerinde bulunabilen 14 tür bakterinin üremesini engelliyor. Türk bilim adamları, dünyada bolca bulunan, ancak hayvan yemi olarak değerlendirilen üzüm posasının, doğal ve düşük maliyetli bir katkı maddesi olarak gıdalarda kullanılabileceğini ifade ettiler. (bk. http://www.tumgazeteler.com/?a=652059&cache=1)
Dr. Osman Sağdıç, “Halk arasında yaygın olan üzüm çekirdeğinin çok faydalı olduğu yönünde inanışın bilimsel dayanağını belirlemek için araştırma yaptıklarına değinerek, sirke ve pekmez üretiminin ardından atık hâline gelen üzümün posasının özünü çıkardık. Bu özün gıdalarda bozulmaya yol açan bakterilere karşı koruyuculuğunu test ettik. En başta üzüm çekirdeğinde bulunan fenolik maddesi olmak üzere, özün koruyucu özelliği olduğunu ispat ettik. Böylece üzüm posasının gıdaların korunması için kullanılan nitrat, nitrit, benzoik asit ve sorbatlar gibi kimyasal maddelerin yerine kullanılabileceğini ortaya koyduk. Koruyucu kimyasal maddeler pahalı olduğu için onun yerine tamamen doğal üzüm posası kullanılması, ekonomik katkı sağlayacak!..” diye konuştu.
YORUMLAR