Üç Aylar Ve Değerlendirilmesi

Müslüman halkımız tarafından “Üç Aylar” olarak isimlendirilen, yeni bir mânevî mevsime girmiş bulunuyoruz. Sarsılan rûhî dünyamızı onaracağımız, kalbî seviye kazanacağımız, hayatımızı yeniden gözden geçirmemize vesîle olacak mânevî bir iklime yeniden kavuştuk. Oruçla, tevbeyle, namazla, Kur’ân’la, hayır-hasenâtla dolu dolu geçirilecek bir dönem... Bu aylarda birbirinden kıymetli geceler var: Regâib, Mîrâc, Berâat, Kadir geceleri... Gök kapılarının açıldığı, duâların kabul edildiği, istiğfâr ve tevbelerle günahların bağışlandığı, gözyaşlarıyla kötü kaderin değiştirildiği geceler, günler... 

Üç Aylar: Receb, Şaban, Ramazan... Resûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, “Receb Allah Teâlâ’nın, Şaban benim, Ramazan ümmetimin ayıdır.” “Receb ayının, diğer aylar üzerine fazileti, Kur’ân-ı Kerîm’in diğer sözlere olan üstünlüğü gibidir. Şaban ayının diğer aylara nisbetle fazileti, benim, diğer peygamberlere olan üstünlüğüm  gibidir, Ramazan’ın diğer aylara göre fazileti ise, Allâh Teâlâ’nın, mahlûkâtı üzerine yüceliği gibidir.” (es-Suyûti, Câmiu’s-Sağir, 12-19; Gunye 1, 229) buyurmuştur. 

Oruç, Recep ve Şaban’da nafile, Ramazan’da farz olarak bu aylarda yapılacak ibadetlerin ağırlık merkezini teşkil etmektedir. 

 

Receb Ayı:

Rasûlüllâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Receb ayına kavuşunca şöyle duâda bulunurdu: 

“Allâhümme bârik lenâ fi Recebe ve Şa’bân ve belliğnâ Ramazân: Yâ Rabbi! Receb ve Şabanı bize mübarek  eyle, bizi Ramazan’a kavuştur.” (İbn-i Hanbel, 1, 259) 

Sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz, bu ayda oruç  tutmamızı, fakir fukaranın dertleriyle diğer zamanlardan daha fazla ilgilenmemizi, hayırlar yapmamızı tavsiye etmiş, böyle yapıldığında büyük ecre nâil olunacağını müjdelemiştir.

Regaib Gecesi: Bu ayın ilk Cuma gecesi, mübarek  Regâib gecesidir. Bazı âlimlerin açıklamalarına göre, Peygamber Efendimiz bu gece pek çok rûhânî ahvâl ve ikrâma kavuşmuş olmakla, yüce Allâh’a şükür için on iki rekat namaz kılmıştır. Bu gece, duâların kabul edildiği müjdelenen sayılı gecelerdendir.

Mirac Gecesi: Receb ayının 27. gecesi de mübarek Mirac  gecesidir. İsrâ ve Mirac hâdisesinin vukû bulduğu bu gecede 12 rekat nafile namaz kılınması müstahsen (güzel, iyi, hayırlı) kabul  edilmiştir. Her rekatında, Fatiha ile bir sûre okuyarak, 2 rekatta bir selam vermeli, namaz  tamamlandıktan sonra, 100 defa “Subhânallâhi velhamdülillâhi ve lâ ilâhe illâllâhu vallâhu ekber” demeli, sonra 100 defa “Estağfirullâh, el-Azîm”, sonra yine 100 defa “Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed” diyerek, Peygamber Efendimiz’e salât ü selâm okumalıdır. Gündüzünde de oruçlu bulunmalıdır. Mâ’siyete dair olmaksızın yapılacak her duânın kabulü, inâyet-i İlâhiyye’den umulur. (Duâlar ve Zikirler, Ramazanoğlu Mahmud Sami, s: 129)

 

Şaban Ayı :

Âişe-i Sıddîka -radıyallâhu anhâ- vâlidemiz şöyle buyurmuşlardır: 

“Rasûlullâh, öyle oruç  tutardı ki, biz  artık orucu bırakmayacak, derdik. Peşpeşe günlerce oruç tutmadığını görünce de Rasûlullâh artık oruç tutmayacak, derdik. Şaban ayında oruç  tutmak ona daha sevimli idi. Ben:

“–Şaban’da senin (çok) oruç tuttuğunu görüyorum. (Bunun hikmeti nedir?)” diye sordum. Rasûlullâh:

“–Yâ Âişe! Bir sene içinde ölecek  olan kimselerin isimleri bu ayda (yaşayanların) defterinden silinip Azrâil -aleyhisselâm-’a teslim  edilir. Ben de oruçlu olduğum  halde ismimin defterden silinip (diğer deftere kaydedilmesini) arzu ederim. buyurdu. (Buhâri, Savm, 52; Gunye 1, 227) 

Ashâb-ı Kirâm, Şaban hilâlini görünce kendilerini Kur’ân-ı Kerim okumaya verirlerdi. Bizler de manasını düşünerek Kur’an okumalı, oruç  tutmalı, “Şaban benim ayım!” buyuran Efendimiz’e salât ü selâmlar getirmeliyiz. Mallarımızın zekâtını fakirlere bu ayda vermemiz, onların Ramazan’da tutacakları oruca kuvvet ve destek olması bakımından daha güzel olur.

Berâat Gecesi: Şaban ayının 15. gecesi, Berâat  gecesidir. Bu gece, Kadir gecesi gibi çok kıymetli bir gecedir. Fakat aralarında bir fark vardır: Berâat gecesi belli olmakla beraber, Kadir gecesinin Ramazan’ın hangi gecesinde olduğu gizlenmiştir.

“Berâat gecesine has beş haslet vardır:

1- Her mühim iş o gece tefrik edilir.

2- O geceki ibâdetin fazileti büyüktür.

3- Rahmet-i ilâhiyye feyezân eder.

4- Mağfiret gecesidir.

5- O gece, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimize şefaat hakkının tamamı verilmiştir.” (Kur’ân-ı Hakîm, Meâl-i Kerîm, H. Basri Çantay, c: 3, s:55)

Berâat gecesinde 100 rekat nafile namaz kılınması tavsiye edilir. Her rekatta Fâtiha-i Şerîfe’den sonra 10 İhlâs-ı Şerîf okunarak kılınan bu namaza Salât-ı Hayr denir. Selef-i Sâlihîn bu namazı kılarlardı. Tek başına kılınması doğru olur.

Berâat gecesinin tamamını namaz, duâ, tevbe ve istiğfâr, zikir, Kur’ân-ı Kerîm tilâveti, Peygamber Efendimiz’e salât ü selâm gibi güzel ibâdetlerle uyanık olarak geçirmelidir.

 

Ramazan Ayı:

Ramazan-ı Şerif, Kur’ân-ı Kerîm’in nâzil olmaya başladığı, Cennet kapılarının açılıp, Cehennem kapılarının kapatıldığı, şeytanların zincire vurulduğu, içinde Kadir gecesi gibi 1.000 aydan hayırlı bir gecenin bulunduğu, evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennem azâbından âzâd edilme ayıdır. Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- “Ramazan ayı girdiği zaman Cennetin kapıları açılır, Cehennemin kapıları kapatılır, Şeytanlar zincire vurulur.”  diye buyurmuşlardır. (Buhâri, Savm, 5)

Bilindiği gibi Ramazan, oruç  ayıdır, terâvih ayıdır. Camilerin müminlerle dolup taştığı, mânevî zevk ü sefâ ayıdır. İnsanlığımızı, müslümanlığımızı, uzak  düştüğümüz Rabbimizi hatırlama ayıdır. Yüce Mevlâmıza yöneliş ve ilticâ ayıdır. Bu ayda Kur’an-ı Kerîm eldedir, gönüldedir. Mukâbeleler okunur, hatimler indirilir. Çocuklar, babalarının ellerinden tutup, teravihlere giderler, dînî hayatın ilk zevkini yaşarlar. Melekler yeryüzüne misafirlerimiz olarak ziyarete gelirler. İlk günlerinde, “On bir ayın Sultanı”, “Hoş geldin!” mahyalarını görürüz, minarelerimizde... Son günlerde ise “Elveda”ları, hüzünlü kalplerimizle, yaşlı gözlerimizle seyrederiz, şerefeler arasında... Ramazan-ı Şerîf’i kelimelerle anlatmak ne mümkün?! Biz de Rasûl-i Ekrem Efendimiz gibi duâ edelim:

“Allah’ım! Receb ve Şaban’ı bize mübarek  eyle, bizi Ramazan’a kavuştur!.”

Kadir Gecesi: Yüce Allâh, bu gecenin fazileti hakkında müstakil bir sure indirmiştir:

“Gerçek, biz onu (Kur’ân’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin (o büyük fazl ü şerefini) sana bildiren nedir? Kadir gecesi, bin  aydan daha hayırlıdır. O gece Melekler ve Rûh, Rabblerinin izniyle, her iş için iner de iner. O (gece) tanyeri ağarıncaya kadar selâmdır.” (el-Kadr, 1-8)

Peygamber Efendimiz, bu gecenin değerlendirilmesi ile ilgili olarak:

“Kim Kadir gecesinde -(Sevabına) inanarak, ihlas ile- kâim olursa (O geceyi ibâdet ile ihyâ ederse) geçmiş günahları yarlığanır.” buyurmuşlardır. (Buhâri, Teravih, 1)

Hazret-i Âişe annemiz soruyorlar:

“–Ey Allâh’ın Rasûlü, Kadir gecesini bilirsem, onda nasıl duâ edeyim?” Peygamber Efendimiz (cevaben):

“Allâhümme inneke afüvvün tühibbul afve fa’fü annî: İlâhî, Şüphesiz Sen afv edicisin, afvı seversin, beni de affet. (İbn-i Mâce, Duâ, 5) buyurmuşlardır.

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle