Sunuş

Muhterem Okuyucularımız;

Ocak ayı, milâdî takvime göre yılın başı… Aralık ayında muhâsebe defterlerini ortaya koyup eksiğini yanlışını görenler, yeni sene için yeni bir beyaz sayfa açarlar. Bu durum aslında bir mü’minin kendi hayatında sık sık yapacağı, daha doğrusu yapması gereken bir davranıştır. Her an, yaptığı her hareketi, konuşacağı her cümleyi ölçüp tartan, kontrol eden bir mü’min, belli aralıklarla meselâ her akşam veya her sabah geçirdiği günü gözden geçirir. Eksiklerini telâfi, yanlışlarını düzeltme yoluna başvurur. Eğer birisiyle arasında kul hakkını doğuracak bir hukuk oluşmuşsa, onunla bir an önce helâlleşmenin yollarını arar. Bu mü’min, her an ölüme ve hesap gününe hazır olmasının bir îcabıdır. Böylece her an diri, uyanık ve teyakkuz hâlinde bulunan Müslüman, ölüm meleği ile karşılaştığında zaten hazır bir vaziyettedir.

Bu hesap-kitap meselenin daha uzun aralıklarla gözden geçirilmesi de önemlidir. Bir yıl, uzun bir zaman aralığıdır. Bir yıl önceki hedefler ve bir yıl sonra gelinen noktalar tek tek gözden geçirilmelidir. “İki günü birbirine eşit tutmayı” yasaklayan bir Peygamberin ümmeti olarak “iki yılımızın eşit” olmasından, hatta geçen senemizin, bu seneden daha iyi olmasından şiddetle kaçınmalıyız. Hep daha iyiye, daha güzele, daha mükemmele ve daha hayırlı hizmetlere koşturmalıyız.

* * *

Bu sayımızda “yılbaşı”ndan yola çıkarak, “yılbaşı eğlencelerine”, daha doğrusu konunun özü olan “kültürel değişiklik ve yozlaşma”ya bir dosya açtık. Bu dosya, daha sonraki sayılarımızda da değişik yazılarla zenginleşecek, gelişecek inşaallah… Burada birkaç yazı ile sadece bu konuyu hatırlamanın yerinde ve gerekli olduğunu izah etmeye çalıştık.

Müslüman, müstakil bir şahsiyettir. Oturması, kalkması, yemesi, içmesi, eğlenmesi, üzülmesi, sevinmesi hep “kendince”dir. Bizim en büyük kaybımız, günümüzde “Müslüman gibi Müslüman”ların azalması ve maalesef gözlerden ırak olmasıdır. Ne zaman ki, hakkıyla Müslümanların sayısı artar ve toplum olarak bütün ilgi, alâka, sevgi ve saygımızı bunlara yöneltirsek, İslâm’ın içinde barındırdığı muhabbet, huzur ve birlik iklimine girebiliriz.

* * *

Bu sayı, bizim yedinci yılı tamamlayıp sekizinci yıla ve sekizinci cilde başladığımız ilk sayı… Daha çok uzun bir yolumuz var, söyleyeceğimiz çok sözümüz… Rabbim, bizi “iki günü birbirine eşit” geçenlerden eylemesin.

Son olarak bu sayıdan itibaren yeni mizanpajımızı takdirlerinize sunuyoruz. İnşaallah, Şebnem Dergisi, bu yeni hâliyle de gözünüzü şenlendirir, gönlünüze taht kurar.

Gelecek sayıda görüşünceye dek, Allâh’a emanet olunuz.

 

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle