Sunuş

Muhterem Okuyucularımız;

Nisan ayı, rahmetiyle, bereketiyle, heyecan ve ümitleriyle kapımızı tekrar yokladı.

Bu ay, ağaçların ve toprağın bereketli yağmurlarla dirilme ayı…

Bu ay, Peygamber Efendimiz’i karşılama ayı… 20 Nisan 571 tarihinde doğan güneş, bir daha hiç batmadı, batmayacak da… Her gün nûru, dünyanın bir başka karanlık bölgesini aydınlatacak, kıyâmet gününe kadar… Kendini nûrdan, aydınlıktan inat ve ısrarla koruyan gâfillerin dışında herkes bu ilâhî hediyeden nasipdâr olacak!..

Biz de, bu sayımızı o iki cihân güneşine, Allah’ın Habibi’ne tahsis etmeye çalıştık… O’nu daha yakînen tanımak, sevgimizi perçinlemek, hatırlamak, rehber edinmek ve yolumuzu aydınlatmak için!.. Şüphesiz “Kutlu Doğum” vakti yaklaştıkça, O’nun sevdâlıları, daha bir coşacak, daha bir eriyecek O’nun muhabbetiyle… Biz de bu kervana katılanlardan olmak istedik. Gücümüz yettiğince…

Bu sayıda ufak bir hediyemiz olacak, derginizin arasında bulacağınız… Kitap okurken, kitaplarınızın arasına koyabileceğiniz veya müstesnâ bir yerde hâtıra olarak saklayabileceğiniz!.. İnşallâh beğenirsiniz…

* * *

Şu an Şebnem Kitapları’ndan iki eser hazırladık, dergi elinizde olduğunda belki de baskıdan çıkmış olacak. Ancak hangi eserler olduğunu, bir sonraki sayımızda haber vereceğiz. Bir ipucu olması açısından, bir tanesinin sizi “edebiyatın zirvelerinde” dolaştıracağını söyleyelim. Diğerinin ise, günümüzün en büyük problemlerinden olan “modern dünya” ve “kadın” hakkında bir klasik eser…

Az kaldı, önümüzdeki sayıya kadar sabır…

* * *

Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi’nin ilgi ve merakla takip ettiğiniz “Damladan Deryaya” adlı hikâyesini de yine soluk soluğa okuyacaksınız. Aynur Mısıroğlu, “Tanıdığım Mükemmel Hanımefendiler”de Mesnevî âşığı büyük bir hanımefendiyi takdim ediyor…

Sözü daha fazla dolaştırmadan, buyurun, Peygamber Efendimiz’in muhabbetinin tüttüğü bir sayıya… Buyurun Şebnem dergisine…