Muhterem Okuyucularımız!..
Geçen sayımızda bir vaadde bulunmuştuk, bu sayımıza dâir… Şimdi o sayıyla karşınıza çıkıyoruz: İslâm’da kadın hakları!.. Çok tartışılan, çok su götüren bir hamur bu!..
İslâm’ın yumuşak karnıymış gibi gösterilmeye ve ısrarla gündeme getirilmeye çalışılan, muhâliflerce tek taraflı yargılanan ve sonuçta İslâm’ı mahkûm etmeye varacağı zannedilen bir konu!..
Halbuki İslâm, samimiyet ve dikkatle bir bütün olarak incelendiğinde görülecek ki, bu hususta da mutlak bir adâlet ve üstünlük tesis etmiştir. Kadını, ne tamamen evin içine hapsetmiş (!), ne de uçsuz bucaksız girdapların, çıkmaz sokakların kucağına itmiştir. O, kadını sahiplenmiş, hukûkî şahsiyetine, iffet ve nâmusuna değer vermiş, onu ulaşabileceği en üst seviyeye yükseltmiştir. O seviye; fıtratının ve aslî güzelliklerinin hiçbir şekilde zarar görmediği, kendisini rahatça ifâde edebildiği ve bir insan olmanın bütün hak ve sorumluluklarına sahip olduğu bir mevkî!..
Kadını özgürleştirmek isteyenlerin gayretleri, aslında kadını nefsinin esâretine düşürdü. O, hem kendi nefsinin ve hem de açgözlü ve doymaz istismarcıların saldırılarına açık bir hedef hâline geldi. Şimdi tekrar İslâm’ın kadına bahşettiği şahsiyet ve vakara dönme zamanı!..
Alabildiğine geniş bir konuyu, birkaç sayfa içinde, bütün teferruatlarıyla anlatmaya elbette imkân yok. Ama böylesine çetin bir konuda zihin ve gönüllerin aydınlanmasına biraz olsun vesile olabilmişsek, ne mutlu bizlere!..
* * *
Bu sayımızda yeni bir mektup köşemiz olacak!..
Evlenerek mutlu bir yuva kurmuş, ama zaman içinde bazı hassâsiyetlerin, birtakım zarâfet ve nezâketin yitip gittiğini fark etmiş olan çiftlerimiz için… Onları, duygularını, düşüncelerini kaleme almaya dâvet ediyoruz. Çok sevdikleri muhterem zevc ve zevcelerine neler söylemek isterlerdi acaba?! Yüz yüze söyleyemedikleri bu gerçekleri mektup yoluyla söylemek isteseler neler yazarlardı, eşlerine dertlerini nasıl anlatırlardı. Bu sayımızda bir örneğini bulacaksınız.
İnanıyoruz ki, hem erkeklerin, hem de hanımların birbirlerine söylemek istediği ve söyleyemediği çok şey var. Gelin, bunları yazıya dökelim de, herkes nasibine düşeni alsın, bu sayfalarda…
Gâyemiz, kimseyi küstürmek, incitmek veya mahremiyetleri ortaya dökmek değil, belki zamanla pörsüyen hassâsiyetleri tamir etmek, gönülleri tekrar birleştirmek; yuvaları, bu çağın acımasız erozyonundan korumak!..
Haydi kalemlerinizi elinize alın ve bize yazın!..
Bu arada mektup adresimiz, telefon ve faksımız değişti. Yeni numaralarımızı bu sayfanın altında bulacaksınız.
* * *
Son olarak Şebnem Kitapları’nı dikkatle izlemeye devam edin, çok kısa bir zamanda size çok güzel sürprizlerimiz olacak…
Gelecek sayıda buluşuncaya kadar Allah’a emânet olunuz.
YORUMLAR