…
Ey kalbimdeki dinmeyen sızı…
Gözlerimden akan sıcacık gözyaşı…
Ey hasret ülkemin ateş-i aşkı. Ey aşk! Ey sevgili..!
***
Hiç elinizdeki kalem çâresiz kaldı mı?
Ya lisânınızda kelimelerin tükendiği oldu mu?
Ya da hiç yüreğiniz yandı mı?
Anlayabildiniz mi hiç Züleyhâ’yı?
İçinizde hissettiniz mi Mecnûn’un hissettiklerini?
Gül goncası, iki cihan serverini kıskandığı için takdir edebildiniz mi hiç Hazret-i Aişe’yi?
Hacer’in teslimiyetini seyretti mi rûhunuz hayranlıkla?!.
Rahime Hatun gibi yaralarını şefkatinizle hiç silebildiniz mi?
Hazret-i Hatice’yi örnek alıp, bütün varlığınızı serebildiniz mi ayakları altına?
Desteklediniz mi, hiç kimsenin desteklemediği en zor günlerinde, sevginizden rızık olarak verebildiniz mi?
Cenâb-ı Hakk’ın kâinattaki her şeye koyduğu muhabbet kânunu karşısında ezildiniz mi?
Lâtif olan Allâh’ın kullarına olan sevgisinin büyüklüğünü hiç hissettiniz mi?
Vedûd’un sırrı karşısında gönlünüzü kaplayan bütün sevgilerin küçüklüğünü görüp hiçliğinizi idrak edebildiniz mi?
Sultâna kurbiyyet, âteş-i sûzân imiş!..
(Not Defterinden)
19.02.04
YORUMLAR