“Hû kuşu bu gece gönlüme girdi.
Hû diye, hû diye, hû diye diye.
Dertli gönülleri yaktı kavurdu
Hû diye hû diye hû diye diye.”
Gelin, gülden söz açalım, “Bismillah”ın yüreklere ferahlık veren terennümüyle…
Gelin, bu sabah gözlerimizi, en nârin duruşlarıyla, şebnemlerin mübârek terennümleri ile vuslata erdirelim “hû” diyerek… Gönlümüze giren Hû kuşunun en yanık hû sesleriyle…
Gelin, dünyanın herhangi bir coğrafyasında umutsuzluk güneşinin yerine, fecirlerde salevât-ı şerîfelerle uyanan, onlarca Kur’ân talebesinden bahsedelim.
Her türlü kültür yozlaşmasına ve her yönüyle mâneviyattan mahrum bırakılmışlığa inat, bir şeylerin yapılması için gayret içinde olan kelâm-ı Mevlâ’nın azîz ve asîl talebelerinden söz edelim. Gelin, bu sayfalarda şebnemin kırk dokuz gülünden hasbihâl edelim, takdir ve teşekkür hislerimizle…
Gelin, sohbetimizin başına koyalım birer pırlanta gibi her birinin adını... Bismillah diyelim… Sonra yüce Rabbimize bizi sadece ve sadece Müslüman olarak var ettiği için şükredelim.
Gelin, yüreklerini ellerine koyup en fedâkâr edâlarıyla uzak diyarların en sıcak tebessümleriyle söze başlayalım.
* * *
Bu sabah da “Bismillah” diyerek açtım, odamın kapısını... “Bismillah” dedim, adım attım içeri... Ve “Bismillah!..” dedim oturdum, yerime…
“Bismillah!..” Ne kadar rahatlatıyor insanı. Bir işe başlarken, o işin hayırla nihâyete ermesi için sigorta sanki… Öyle ya, her işin başı “Bismillah” olmalı. Her işin hayırla hitâma ermesi için de “Bismillâh” gerek!..
Şebnem Kız Kursumuzun bu yılki ilk mezunlarının üzerimizde bıraktıkları teessürâtı kısa da olsa dile getirmek istedim… Sevinçlerin paylaşıldıkça çoğalması anlayışına binâen... Biz de, bu mukaddes sevinç daha da çoğalsın diye sizlere açmak ve gücümüze güç katmak temennisiyle paylaşmak istedik.
İki sene önce kursumuza büyük bir teveccühle gelen altmış talebemiz, bu zaman zarfında bir gayret ve fedakârlık örneği sergileyerek Şebnem Kız Kur’ân Kursumuzu başarı ile bitirdiler. Doğru ya, kim neye emek veriyorsa, o, onun için en kıymetlidir.
Bir bahçıvan için bir çiçeğin yaprağı, bir nakkaş için emek verdiği bir nakış, bir sarraf için tasarladığı bir figür ne kadar değerliyse, elbette ki, insana yatırım yapanlar için de o insanların başarısı ve o insanların dertleri, kederleri, sevinçleri o denli mühimdir.
İşte bu duygu selinin içinde iken Şebnem Kız Kur’ân Kursumuzdan mezun olan kırk dokuz talebemizle iki yıllık beraberliğimiz, bizler üzerinde tarifi zor izler bıraktı.
Ve bugün...
Bugün, mutluluğumu yazabilecek bir kalem aradım. İçimden bir sevda yumağı gibi yeryüzüne yayılan sevinç kristallerini yazıya dökebileceğim sayfalar aradım. En müstesna hislerin yaşandığı bir çatı oldu Şebnem Kız Kur’ân Kursumuz!.. En güzel duyguların ve en derin dostlukların yaşandığı sergilendiği bir ilim yuvası oldu.
Burası, gönül fedâîlerinin, gecesini gündüzüne katarak âdeta bir dantel hassaslığında, bir arı titizliğinde, bir karınca kararlılığında gayretlerini gösterdiği ilim yuvası oldu.
Biz ne desek, ne yazsak, burada yaşanan güzellikleri ifâde etmekten âciz kalırız.
Büyüklerimizin nezih ifâdeleriyle burada bir “cemiyet imar ediliyor”. Burada insan denen mukaddes varlığın, ruh ve mâneviyât örgüleri dokunuyor. Burada gelecekte okunacak, mükemmel tarihler yazılıyor. Burada geçmişin hazin izleri bir bir siliniyor. Bir asra yaklaşan bir süre millî ve mânevî kaynaklarından mahrum bırakılan bir halkın, asıl ve asîl mimarları yetişiyor. Burada ev hanımından öğretmenine kadar toplumun her tabakasında bilinçli işler deruhte edebilecek insanlar yetişiyor. Burada bir toplumun rengini değiştirecek, en güzel geleceklere tebdîl edecek insan mimarları yetişiyor.
Gönülden atılan bir tohum, yok olup gitmiyor!.. Dünyanın hangi coğrafyasında olursa olsun, filizlenip meyvelerini veriyor. Ve Şebnem Kız Kursumuzda da bu meyveler yeşermeye başlamıştır.
İftiharla ifâde etmek gerekir ki: Artık bizim de toplumun muhtelif katmanlarında etrafına ışık saçan ve temsil ettiği o ulvî misyonun en güzel temsilcisi olan kardeşlerimiz var. Bu güzel kardeşlerimiz, bizim ilk mezunlarımız: Tam kırk dokuz kişi!.. Kırk dokuzu, binlerce kırk dokuza bedel donanıma sahipler!..
Bu yıl ilk mezunlarını verdi Şebnem Kız Kur’ân Kursumuz. Bu kardeşlerimiz ne bahtiyar insanlar ki, Azerbaycan’ın ilk “Kız Kur’ân Kursu”nun ilk mezunları olma şerefine nâil oldular.
Teşbihte hata olmaz derler ya, ben de bir teşbihte bulunmak istiyorum: Asr-ı saâdetin güzide insanlarının takipçileri olmaya namzet bu kardeşlerimiz, bu kutlu yolun ilkleri olma şerefini elde ettiler. Tabii ki, bu şerefi hakkıyla taşıyabilmek için layıkı veçhile vazifelerini yerine getirecekler ve vazifelerini temsil noktasında üzerlerine düşeni yapacaklardır. Bu seçkin kardeşlerimizi, cân u gönülden tebrik ediyor hayatları boyunca yüce Rabbimden muvaffakıyetler diliyorum.
YORUMLAR