Ruhumuz Da Tatil Bekliyor

Okula başörtüsüyle alınmadığımızda önce çok üzülmüştüm. Ama zâhiren şer olan bu hâdise, bana bambaşka hayırların kapılarını ardına kadar açtı! Kur’ân iklimine girebilmek, meğer bütün yaldızlı kapılardan geçmekten çok daha mesut ediyormuş insanı!..

Huzur ve sükûnete hasret yüreğimdeki fırtınalar, âdeta bir elin tek hareketiyle son buldu. Allah kelâmının ruhlara ikram ettiği ferahlık, başka hangi şiirde ve kelâmda sunulmakta ki insana?!

Yaz geliyor, tatil merkezleri reklamlara başladı bile… Asıl tatil merkezimiz ise, dünyanın hengâmesi ardına gizlenmiş, mecbûrî olarak gideceğimiz günü bekliyor iştiyakla:

 “Şüphesiz: «Bizim Rabbimiz Allah’tır.» deyip sonra dosdoğru bir istikamet tutturanlar (yok mu); onların üzerine melekler iner (ve der ki:) «Korkmayın ve hüzne kapılmayın, size va’dolunan cennetle sevinin.»” (el-Fussilet, 30)

“O gün Cehenneme: «Doldun mu?» deriz. O ise: «Daha yok mu?» der.” (Kaf, 30)

O gün gelip çattığında; Kur’ân’ın ve onun fiilî tefsiri olan Efendimizin -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in şahitliğinde ebedî istirahatgâhımız belirlenecek; ya ebedî mükafat ya da sonsuza dek azab… Dünyadaki durumumuz, âhiretteki geleceğimizi şekillendirecek. Nitekim âyet-i kerîmede şöyle buyruluyor:

“Kim de Ben’im zikrimden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır ve Biz onu kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz. O da (şöyle) demiş olur: «Ben görmekte olan biriyken, beni niye kör olarak haşrettin Rabbim?» (Allah da) der ki: «İşte böyle, sana âyetlerimiz gelmişti, fakat sen onları unuttun, bugün de sen işte böyle unutulmaktasın.»” (Tâhâ, 124-126)

Gözlerimiz neleri görmekten, kulaklarımız neleri duymaktan zevk alıyor?

* * *

Haydi, bütün kış unutulan Kur’ân’ın kapılarını, şu yaz aylarında aralasak olmaz mı? Kimbilir belki bir yaz tercih edeceğimiz Hak kapısı, bizim için âhirette kurtuluşa uzanan bir ip oluverecek!.. Ne manzaralar bekliyor bizi bilmiyoruz. Ama en küçük tercihimiz bile “es geçilmiyor” ilâhî kameralar önünde ve amellerin yazıldığı defterlerde…

Öyleyse bu yaz sadece bedenimizin değil, bir de ruhumuzun tatil merkezlerini arayalım. Ve âhiretimizdeki tatile bir kapı aralayalım. Unutmayalım ki, “Asıl hayat, âhiret hayatıdır.”