Sevgililerin sevdiklerine sevgilerini çeşitli şekillerde ifâde ettikleri şu doğduğun mübârek Rebiülevvel ayında, biz de kendimiz ve ümmet adına “Sana” olan sevgilerimizi ifâde etme niyetindeyiz ey En Sevgili… Ey ümmetin övünç kaynağı…
Lâkin Sana olan sevgimizin izâhatında kelimeler kifâyetsiz, cümleler yetersiz, övgüler küçücük kalır. Kâinâtın eşsiz sâhibi Seni “Habibullah: Allâh’ın sevgilisi” olarak vasıflandırdıktan sonra, bizim iltifatlarımız hep sönük kalmaya mahkûmdur.
Melekler yedi kat semâda Sana en güzel övgüleri sıralıyor ve en hoş salât u selamları takdim ediyorlar. Bu nezih, tertemiz medh ü senâların yanında, bizimki sözlerimiz deryâda katre misâli! Ama olsun, bizler de ümmetin olarak Sana olan sevdâmızı cılız kelimelerin sırtına yüklemek istiyoruz. Onların çaresizliği, yüreğimizin sevdasını taşıyamaz, biliyoruz. Fakat dilimiz de şahit olsun istiyoruz, Sana olan muhabbet ve teslimiyetimize… Tıpkı kirâmen kâtibin melekleri ve bütün insanların şâhitliği gibi…
Cılız, kırık dökük, ama en samimi, en saf ve en derin muhabbetlerimizi takdim etmek istiyoruz Sana ey Sevgililer Sevgilisi… Ey rahmet bulutlarının gölgelediği merhametin efendisi…
Ey Sevgilimiz! Ey kâinâtın en mükemmel insânı, ey en güzel kul, ey en yüce Râsul Hazret-i Muhammed Mustafa -aleyhissâlâtu vesselam-… Sen, gönlümüzün nûrusun, rûhumuzun ışığısın, yüreklerin sahibisin. Eşsizsin, örneksin, öndersin. Sen âlemlerin güneşi, kâinâtın solmayan tek gülüsün… Ahlâkın âlî, yolun hâdî, yüreğin ganî, sevdân ulvîdir Senin.
Sen ki; dünyaya gelmiş geçmiş en muhteşem şahsiyetsin, en pâk ve en nezih soydan gelensin, en mükemmel davranışları, tavırlarınla sergileyensin.
Sen ümmetinin ve âlemlerin üzerine doğan en parlak nûrsun. İnsanların kendisine en çok güvendiği emînlerin emîni Sensin. Yanık gönüllerin tabîbi, Sensin.
Hikmetli sözlerin, yüreğimizi ferahlatan şifâdır. Yolun, huzur getiren tek yoldur.
Meftunuz Sana, seviyoruz Seni; hem de tâ yürekten… Sözlerini elimizden geldiğince tutmaya çalışıyoruz, sünnetlerini yaşamaya ve yaşatmaya var gücümüzle gayret sarf ediyoruz, elhamdülillah.
Sen şu bozuk dünyada tutunacağımız yegâne varlıksın. Hal ve davranışlarda örnek alınacak biricik nur menbâısın. Peygamberler pınarından fışkıran en ulvî ve en kutsî rahmet Sensin. Hasretinle yanıyoruz, sevginle huzur buluyoruz, Senin yolundan gidince Sana kavuşacağımızı umuyoruz.
Sen, açılmaz kapıları açansın… Sen, kalplere nûrsun. Sen, siyahı ak eden, zulmeti nûra çevirensin. Sen, ulaşılmaz zannedilen gönülleri fethedensin. Sen, Hakk’ı en güzel tanıyan ve en çok zikredensin.
Sen, günahkârların elinden tutansın. Sen, cehennem ateşini söndürüp cennete kavuşturansın. Muhteşemsin, mübâreksin, mükemmelsin, mükerremsin, muhteremsin, münevversin, Efendim… Hak katında yüce mertebelere erişmiş “Mekîn”sin, Hak emrini sağlam yapan “Metîn”sin. Bütün faziletlerde en ileride olan “Fâzıl”sın, Bütün ayıplardan arınmış “Tâhir”sin, tertemiz olan “Tayyib”sin. İnsanların ve peygamberlerin efendisi “Seyyid”sin. İnsanlığın baş tâcı, kemâl ehlinin zirvesi, “Kâmil”sin. Kıyâmet günü ümmetine sâhip çıkacak, onları azaptan kurtaracak, şefaatiyle cenneti erdirecek imdat kapısı Sensin.
Allahümme Salli alâ Seyyidinâ ve Nebiyyinâ Muhammed… Ey güzel Rabbim, bizi, bu îman ve muhabbet ile yaşat, bu ikrar ile haşret!..
YORUMLAR