Cenâb-ı Hakk’a sonsuz şükürler olsun ki, sayısız insanın günahlarının tamamen bağışlandığı mağfiret mevsimi olan bir Ramazan ayına daha ulaşmamızı nasip etti.
Kıymetli kardeşlerim, Ramazan ayı, Receb ve Şaban aylarından sonra gelen ve o kıymetli gün ve gecelerle hazırlanılan çok değerli bir aydır. Bu ayda Cenâb-ı Hak, mü’minlere oruç tutmayı farz kılmıştır. Oruçla insan, bedenen zayıflar, rûhen kuvvetlenir. Ancak orucu, sadece midemize değil, bütün âzâlarımıza tutturmamız şarttır. Dilimiz yalandan, gıybetten, iftiradan, mâlâyânîden (dünyaya ve âhirete faydası olmayan boş şeylerden) kurtulmalı, gözümüz hasedden, nazardan, haramdan kurtulmalı, kalbimiz sadece Allâh’ın rızasına yönelmelidir. Nasıl oruç tutarken riyâ yapmak mümkün değilse, bütün ibâdet ve taatlerimiz de riyadan, yani gösterişten uzak olmalıdır. Ancak böyle ibâdetler, Allah katında makbul ve muhteremdir. Her ibâdetimizi, sanki son ibâdetimizmiş gibi îfâ etmeliyiz. Kıldığımız namaz, son namazımız; tuttuğumuz oruç, son orucumuz!.. Çünkü bir gün, zaten o son yaptığımız ibâdet olacak… O hâlde biz her an, o son dakikaya hazırlıklı olmalıyız.
Bu ayda fıtır sadakası verilir. İmkânı olan herkes, âilesi ve çoluk-çocuğu için de bu sadakayı vermek zorundadır. Bir de bu ayda, zekât vermesi gereken kimselerin, zekâtlarını fakirlere bu ayda vermesi makbuldür. Böylece onlar, oruçlarını daha rahat tutarlar ve bayrama güzelce hazırlanabilirler.
Ramazan ayının en büyük husûsiyetlerinden birisi de bu ayda Kur’ân-ı Kerîm’in indirilmeye başlanmasıdır. Bu ay, Kur’ân-ı Kerîm okuma ayıdır. Peygamber Efendimiz de, Cebrâil -aleyhisselâm- ile birlikte Kur’ân’ın o zamana kadar inmiş âyet ve sûrelerini baştan sona karşılıklı olarak (mukabele şeklinde) hatmederlerdi. Hatta vefât edeceği yıl, bu hatmi iki defa yapmışlardı.
Bu ay, bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’nin içinde saklı olduğu bir aydır. Öyle bir Kadir gecesi ki, onu lâyıkıyla değerlendirmek, 83 yıllık ibâdete bedel… 83 yıl, yani bir ömür… Ancak Kadir Gecesi’nin hangi geceye denk geldiği belli değil. Ramazan’da gizlenmiş. Peygamber Efendimiz, Ramazan’ın son on gecesinde, bu son on gecenin tek gecelerinde diye işaretler vermiş. Ancak yine de hangi gecenin Kadir gecesi olduğu kesinleştirilmemiş. Mü’minler, Ramazan’ın her gecesini Kadir Gecesi bilerek îfâ etsinler diye… Peygamberimiz, Hazret-i Âişe’ye, Kadir Gecesi’ne eriştiğini fark ettiğinde şu duâyı yapmasını tavsiye etmiş:
“Allâhümme inneke afüvvün tuhibbul afve fa’fu annî”
(Allâh’ım!.. Şüphesiz sen affedicisin, affı seversin; o hâlde beni de affet!..)
Bu şekilde ibâdetlerle, oruçla, teravihle, Kur’ân-ı Kerîm tilâveti ve mukabelelerle, sadaka ve zekâtlarla değerlendirilen bu ay, bayramla taçlandırılır. Bayram, Cenâb-ı Hakk’ın kullarına ilâhî ihsan ve ikramının zirvesi olan demlerdir. Çünkü bayram sabahında, nice kullar, cehennemden kurtuluş beratlarını alırlar. Melekler, sabahleyin namaza kalkan mü’minlere gökyüzünden müjdeler yağdırır. Bu ihsan, o kadar fazladır ki, Rabbimiz, kimsenin bu günde o ihsandan uzak kalmaması için oruç tutmayı yasaklamıştır.
Yâ Rabbi, bizi, başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden âzâd oluş olan bu mübârek aydan hakkıyla istifâde eden kulların arasına dâhil eyle!.. Bizi, bu ayda, ilk doğduğumuz günkü gibi temiz, günahsız ve bağışlanmış bir hâle getir. Yâ Rabbi, bu hâle erdikten sonra da, kalbimize küfür, isyan, hata ve günah lekesi bulaşmadan tertemiz bir şekilde huzuruna kabul buyur. Âmin.
YORUMLAR