Kötü olmasa iyinin, gün batmasa gündüzün, hastalanmasak sağlığın kıymeti bilinmez. Allah Teâlâ, her şeyi zıddıyla birlikte yaratmış. Zira rahmet ve bereket ayları olduğu gibi belâ ve musibetin de yeryüzüne daha çok indirildiği bir ay var. Evet, belâların yeryüzüne sağanak sağanak yağdığı bir zaman dilimidir, Safer ayı… Peki, ne yapalım; Safer ayı geldi diye oturup ağlayalım mı? Hayır, tabiî ki!
Yağmur yağdığı zaman dışarıda şemsiyemizi açıyoruz, gece karanlığında ışık yakıyoruz, kışın üşümemek için kalın, yazın yanmamak için ince giyiniyoruz. Yani yaşadıklarımız, hayatımıza olumsuz tesir etmesin diye birtakım tedbirler alıyoruz. Meselâ günümüzde yıldırımların insan ve binalara zarar vermemesi için paratonerler kullanıyoruz. Derdi veren, dermanı da veriyor. Her sıkıntıdan sonra ferahlık var. Çözümsüz bir şey yoktur. Yeter ki doğru yerde çare arayalım, çaresizliklerimize...
Hiçbir şey boşuna değildir. Cenâb-ı Hak, Cemâl ve Celâl sıfatlarına sahiptir. Bazen cemâliyle, bazen de celâliyle tecellî eder. Hani her çocuk farklıdır ya; kimi sertlikten anlar, kimi de güzellikten… İşte bizler de öyleyiz. O; rahmetiyle, merhametiyle tecellî ettiğinde rehâvete düşenler için, silkelenip kendilerine gelsinler diye celâlini de gösteriverir.
İşte celâlini yoğun hissettirdiği zaman dilimidir, Safer ayı... Rabbimiz bu ayda kullarının, yalnızca kendisine, fazlaca sığınmalarını murâd ediyor, demek ki... Belki de O’nu daha iyi tanıyabilmemiz için her sıfatını gösteriyor bizlere... Kim bilir belki de acziyetimizi iyice fark etmemizi, azametini gördükçe; “Aman yâ Rabbi! Sen ne büyüksün!” diyebilmemizi istiyor.
Peki, belâların yeryüzüne akın akın indiği bu zaman diliminde kendimizi ve âilemizi ne şekilde muhafaza edebiliriz? Bu ayda gelebilecek olan sıkıntıları hangi paratonerle engelleyebiliriz?
Tabiî ki her zamanki gibi duâ, duâ, duâ…
O’ndan yine O’na sığınırız. Rabbimiz, Fâtiha Sûresi’de öğrettiği gibi:
“Ancak O’na ibâdet eder ve yine ancak O’ndan yardım isteriz.” (el-Fâtiha, 4)
Bunu vücudumuzun her zerresinde hissederek dile getirmeliyiz. Kalbimizden hissetmeden, sadece dilimizle tekrar ederek değil!..
Safer ayındaki muhafaza şekillerinden bir tanesi de her gün hıfz ve selâm âyetlerini okumaktır. Rabbimizin bizi koruyup selâmete çıkarması için… Belli günlerde yapılacak husûsî namaz ve ibadetleri de öğrenip îfa etmek gereklidir.
Rabbimiz, imtihanları, dert ve sıkıntıları bizim için veriyor. Dertler, sadece dinden uzak kimselere veya kâfirlere gelmiyor. Aksine Rabbimiz, kendisine yakın kullarını daha çok imtihan ediyor. Kendisine yaklaşsın, günahları bağışlansın, hatalarına kefaret olsun, makâmı yücelsin diye…
Biz, kul olarak elimizden gelen tedbiri alacağız, sonra da Rabbimiz’in hükmüne cân u gönülden râzı olacağız. Sabır, tevekkül ve teslîmiyetle boyun eğeceğiz. Rabbimiz, bizi, ümmet-i Muhammed’i ve bütün insanları; güçlerini aşacak, bellerini bükecek imtihanlarla imtihan etmesin. Bizi; sevdiği, seçtiği, kalplerini temizlediği ve amellerinden râzı olduğu kulları arasına dâhil eylesin. Âmin.
YORUMLAR