Sebep gerekmez özlemek için… O’nu anlatan satırlar kendine hayran bırakır, hiç konuşmasan da özlersin…
Görmesen de burnun sızlar, O’na kavuşmak için... O’nunla dillerini yıkayan, kalbiyle hemhâl olanlara koşarsın bir nebze tesellî için… Hep haberindedir kulakların… Adı geçecek olsa, elin yüreğinde beklersin. Bir gün… “Belki bir gün gelir” diyerek ümitlerin kuşatmasa, boynu bükük gezersin. Yalnızca salavâtların yolunu gözlersin.
Özledim…
Bir evlât gibi gözlerim gözlerinde ağlasam, içimi acıtan ne varsa anlatsam. Toplasa yüreğimdeki bütün dikenleri... “O var!” diyerek kalbimi sızlatan her şeyi unutsam. Nefsim, bu buluşmanın şerefine merhamet timsâli olsa… Şefaatinin kapısında uyusam... İçimi bir bakışıyla incecik eylese, şeffaf olsam... İtiraf edemediğim ne varsa, yok etse. Rûhumdaki lekeler yıkansa huzur dolu sohbetinde... Asırların hasreti devrilip gitse... Zamanı kıskanırdım ya hani “O’nun nefes aldığı yerde olamadım” diye, işte bu kavuşma hepsini silip götürse…
Özledim…
O ağladığında bütün gözyaşlarım bir bir damlasa... Feryâd etseler, “yeter ki Sen ağlama…” Haddim olmadan hüzünlerini toplasam kucağıma… Rûhumu siper etsem; O’na savrulan ne varsa... “Ümmetim!” diye ağlatmanın acısı içimde tüter ya, işte bu siper oluş bir nebze tesellîdir bana... İzinde yürüyemeden kayıp giden nefsim silkelense, sevdiklerini sevsem, uzak olduklarını uçurumlara göndersem… Dünya hayatında başaramadığım ne varsa sünnetine dair, filizlendirsem ve O’nun gölgesinde yeniden dirilsem.
Özledim…
Yalnızca sevse beni… Tanısa… Sevdikleriyle toplandığında boynu bükük bırakmasa bir başıma… Elinden tutup şefaat ettiklerinin arasında çocuklar gibi mutlu mesut dolansa rûhum… Mübârek sakalının bir teli için sabırsızlanan gönlüm, şimdi O’nun varlığıyla coşsa... Gönderdiğim salavât dolu tohumların çiçeklerini toplasam... Bilsem ki işte bunların kokusudur beni O’na kavuşturan… Hasret dolu bekleyenlere umut olsam... Derdini arz etmek için önünde diz çöküp oturmanın lüksünü yaşasam... Hüzünlerimi bıraksam deryasında… Kanatlanıp kuş olsam sevinçlerime uçan... Aldığım nefesler bir mânâyı aralar, işte o zaman.
Özledim…
Ve ben muhabbetin yaratılış sebebini, Efendim’i, O’nun hatırına var olan kalbimin sızısı ile beklerim.
YORUMLAR