Peygamber Efendimiz, Allâh’ın âlemlere göndermiş olduğu büyük bir rahmet idi. Cenâb-ı Hak, şöyle buyurmuştur:
“Biz Seni (Habîbim), âlemlere (başka bir şey için değil), ancak rahmet için gönderdik.” (El-Enbiyâ, 107)
Nitekim Peygamber Efendimiz bu hakikati ifade sadedinde:
“Hayatım sizin için rahmet ve berekettir. Yanımda konuşursunuz, size cevap veririm. Ölünce de vefâtım sizin için rahmet ve bereket olacaktır. Öldükten sonra amelleriniz bana arzedilir ve ben bakarım: Eğer iyilik yapmışsanız, Allâh’a hamd ederim. Eğer kötülük yapmışsanız, Allah’tan affınızı dilerim.” buyurmuştur. (İbn-i Sa’d, Tabakât, II, 194)
Allah Rasûlü, bütün varlıklara rahmettir. Müminlere rahmettir. Çünkü onlara doğru yolu göstermiştir. Münâfıklara rahmettir; onları öldürülmekten kurtarmıştır. Kâfirlere rahmettir, çünkü onların azaplarının ertelenmesine vesîle olmuştur. (Zira diğer ümmetlerde kâfirlerin cezası, daha dünyada iken verilirdi.)
Allâh’ın Habibi, toplumun her tabakasından insan için rahmettir. Onun gelişiyle kadınlar, diri diri gömülmekten, itilip kakılmaktan, hor ve hakir görülmekten kurtulmuştur. Yetimlerin başlarını okşayan bir el, dul ve kimsesizler en yakın bir hâmî, kimsesizler, garip ve yoksullar kendisine uzanan müşfik bir ele kavuşmuşlardır.
En küçüğünden en büyüğüne bütün hayvanlar âlemi, onunla merhamet iklimine kavuşmuştur. O, zevk için öldürmeyi yasaklamış, hayvanlara işkence ve eziyeti haram kılmış, onları aç bırakarak ölüme terk etmenin cezasını cehennem olarak haber vermiştir. Taşıyabileceğinden fazla yük yüklemeyi, gerekli gereksiz onları dövmeyi, anneyi yavrusundan yavruyu annesinden ayırmayı yasaklamıştır.
O’na Karşı Vazifelerimiz
Böyle bir rahmet Peygamberine bizim vazifelerimize gelince, O’nu canımızdan ve diğer bütün sevdiklerimizden fazla sevmek, Onun emir ve yasaklarına gücümüz nisbetinde itaat etmek ve O’na bolca salât ü selâm getirmektir. Çünkü salavât, Allah Teâlâ’nın:
“Allah ve melekleri Peygamber’e hep salat ederler. Ey iman edenler! Siz de ona çokça salât edin ve tam bir teslimiyetle selam verin” (el-Ahzâb, 56) emrine itaattir.
Salavât, günahların affedilmesine vesîledir. Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e yakın olmanın en güzel ve en kolay yoludur.
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, kendisine salât okuyana mukabelede bulunur.
Her salât getirenin ismi, Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e arz edilir.
Salât ü selâm okuyan kimse, Allah Teâlâ ve Rasûlü’nün muhabbetini diğer muhabbetlere tercih etmiş olduğu için, O’nun ahlâkıyla ahlâklanır.
Salavât, Allah Teâlâ’nın rahmetinin inmesine vesîledir. Salavât, unutulan şeyin hatırlanmasına sebep olur. Salavât, duâların kabulüne vesîledir. Salavât, kıyametin o zor gününde arşın gölgesinde gölgelenmeye vesîledir.
“Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed”
YORUMLAR