Mahremsiz Yolculuk Yapmak

Yolculuk

İslâmî bir terim olarak yolculuk, belirli bir mesafeye gitmek olup “orta bir yürüyüşle üç günlük”, yani on sekiz saatlik bir mesafeden ibarettir. Buna “üç merhale” denir. Orta yürüyüş, yaya yürüyüşü veya kafile içindeki deve yürüyüşüdür. Denizlerde ise, yelkenli gemi ile üç gün sürecek bir yolculuğu ifade eder. Bu yolun sadece gidiş mesafesi esas alınır. Yoksa gidiş-dönüş mesafesine bakılmaz. Yolculuk yapan kimse, bu mesafeyi daha süratli vasıtalarla almış olsa da yine yolcu sayılır, namazlarını kısaltır ve yolculuk hükümlerine tâbî olur.

Şehrin veya yaşanılan bölgenin yerleşim alanlarından çıktıktan sonra, yolculuk hâli başlamış kabul edilir ve seferîlik mesâfesi sayılan yaklaşık 90 km. aşıldığı müddetçe yolculuk hâli devam etmektedir.

Gidilen yer meselâ 350 km olsa, o yol bitene kadar seferîlik devam eder. Varılan yer, “vatan” sayılan (ikamet yeri) ise, yolculuk ve yolculuk hükümleri biter. Ancak varılan yerde 15 günden az kalınacaksa ve vatan sayılan bir yer değilse, yolculuk hükümleri de devam eder. Gidilen yerde, uzun süreli (15 günü aşan miktarda) bir kalma söz konusu ise, burası “geçici vatan” hükmüne geçer ve ilk günden itibaren yolculuk hâli kalkmış olur. Böyle bir yere giderken ve dönerken, yolcu sayılsak da, orada geçirdiğimiz günler yolcu sayılmayız. (Daha geniş bilgi için bkz: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslâm İlmihâli, sh: 459-470)

 

Mahrem

Mahrem ifadesi, nesep, süt veya sıhrî (evlilikle oluşan) hısımlık yüzünden kendisiyle evlenmenin süresiz olarak haram olduğu kimseleri içine alır. Oğul, torun, baba, dede, süt oğul, süt kardeş, damat, kayınpeder gibi…

Kız kardeşin, hala veya teyzenin kocası olmak, geçici evlenme engeli doğurduğundan, eniştelerle hac yolculuğu câiz olmaz.

 

Bir Kadının Yanında Mahremi Olmadan Hacca Gitmesi

İslâm’da emir ve yasaklar, kadın-erkek farkı gözetilmeksizin her iki cins muhatap alınarak konulmuştur. Bu yüzden hac farîzasını bildiren:

“Oraya gitmeye gücü yeten herkese, Allah için Kâbe’yi ziyaret edip hac etmek farzdır.” (Âl-i İmrân, 97) âyeti; büluğa ulaşmış (ergin), akıllı ve zengin bütün mü’min erkek ve kadınları kapsamını alır.

Ancak kadının uzun yolculuğa çıkması bazı sıkıntılar doğurabileceği için burada kadın lehine kolaylık getirilmiştir. Varlıklı olan kadın, yanında kocası veya başka bir mahrem hısmı (akrabası) varsa, kendisine hac farz olur. Aksi durumda şartlarda eksiklik bulunduğu için haccetme zorunluluğu bulunmaz. Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Kadının yanında kocası veya mahremi bulunmadıkça, üç günden fazla bir yolculuğa çıkması helâl olmaz.” (Buhârî, Taksîr, 4; Müslim, Hac, 413; Ebû Dâvud, Menâsik, 2)

“Bir kadın, yanında kocası bulunmadıkça hac yapmasın.” (eş-Şevkânî, en-Neylü’l-Evtar fî Şerhi Mültekal’l-Ahbâr, IV, 491)

Diğer yandan Allâh’ın Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“Bir kadın, yanlarında mahrem birisi bulunmadıkça bir erkekle yalnız kalmasın ve yolculuğa çıkmasın!” buyurunca, bir adam ayağa kalkmış ve:

“-Ey Allâh’ın Rasûlü! Eşim hac için çıktı, ben ise falanca gazveye yazıldım.” deyince, Peygamber Efendimiz:

“-Git ve eşinle birlikte hac yap!” buyurmuştur. (Buhârî, Nikâh, 111; Cihad 140, 181; Müslim, Hac, 424)

* * *

Bu ve benzeri delilleri göz önünde bulunduran Şâfiî mezhebi dâhil bütün âlimlerimiz; kadının “sefer müddeti” yola mahremsiz gidemeyeceği gibi, başka kadınlarla da gidemeyeceği hükmüne varmışlardır. Bunun sadece Şâfiî mezhebinde ve ancak farz olan hac için istisnâsı vardır.

Ancak kadının beraberinde mahremi yokken sefer miktarı yolculuğa çıkamayacağı hükmünün sebebinin/gerekçesinin (illetinin) “emniyet/güvenlik” olduğunu hesaba katan günümüz fıkıhçıları, mahremsiz olarak yola çıkma yasağını sefer miktarı yola değil, emniyetin/yol güvenliğinin olup olmamasına bağlarlar. (Bkz: Prof. Dr. Faruk Beşer, Hanımlara Özel Fetvâlar, Bilge Yayıncılık, İstanbul, 2004, sh: 135)

* * *

Şâfiîlere göre, “yol güvenliği olunca” kadın, başka güvenilir kadınlar topluluğu içinde hacca ve başka bir yolculuğa çıkabilir. Yol arkadaşı olarak tek kadın yeterli değildir. Mâlikîlere göre ise kadın, “kendilerine emânet edilen bir kadın veya erkek topluluğu içinde” hac yapabilir. Bu iki mezhep, haccın farz olduğunu bildiren âyetin (Âl-i İmrân, 97) genel mânâsına dayanmışlardır. Hac organizelerinin, otobüs ve uçak yolculuklarının güvenli olması da yolculuk bakımından bu iki mezhebin lehinde durumlardır.

Ancak “yolda güvenlik olması” yanında “hac sırasında veya başka yolculuklarda gidilen beldede kadın için üstesinden gelemeyeceği zorluklar” varsa, bu noktayı da dikkate almak gerekir. Günümüzde tavaf, sa’y, şeytan taşlama, Arafat, Müzdelife ve Mina yolculuklarında yaşanan izdiham, ezilme ve ölüm tehlikeleri kadının yanında bir mahremin bulunmasını gerekli kılmaktadır. (Bkz: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Âile İlmihâli, 2013, sh: 570)

 

Bir Kadının Yanında Mahremi Olmadan Yolculuk Yapması

Şâfiî ve Mâlikîler’le diğer fakihler arasındaki bu görüş ayrılığı, bir farzı (haccı) îfa için yapılacak yolculuğa mahsustur. İhtiyârî (mecburî olmayan) yolculuklar ise, icmâ ile buna kıyas edilemez. Yani herhangi bir sebeple bir kadının tek başına yolculuk yapması uygun değildir. Hanefîlere göre kadın, küffar diyarından İslâm ilkesine hicret etmek hâriç, ne maksatla olursa olsun, sefer müddeti bir yola, yanında mahremi olmaksızın gidemez. Hac ve umre dışındaki her türlü “sefer” için bütün âlimler aynı görüştedir. (Bkz: Prof. Dr. Faruk Beşer, a.g.e., sh: 136)

Ancak günümüzde şehirler arası veya Almanya ya da Fransa gibi bir ülkeden havayolu ile gidip gelmelerde, kadının bir yakını tarafından yolcu edilmesi ve gidilen yerde de karşılanması veya servis araçları ile güvenle varacağı yere ulaştırılması durumlarında Şâfiî ve Mâlikî mezhebinin “yol güvenliği” ilkesinden faydalanılması mümkündür. Çünkü günümüz ekonomik şartlarında kadınların yanında sürekli olarak bir mahreminin bulunarak onu gideceği yere götürmesi ve yeniden geri dönmesi gereksiz ayrıntılara ve büyük masraflara yol açmaktadır. Özellikle ölüm, hastalık, düğün cemiyeti veya öğrencilik gibi özürler, kadının güvenli yollarda ve güvenilir bir firma ile yolculuk yapmasını gerekli kılmaktadır. (Bkz: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Âile İlmihâli, 1995, sh: 2013)

Özetleyecek olursak; kadının mahremi olmadan “yolculuk/sefer” şartlarını taşıyan bir yere tek başına gitmesi câiz değildir. Bu, büyük bir farz olan ve ömürde bir kere yapılacak hac ibâdeti için bile böyledir. O hâlde, yol güvenliği varsa, bir kâfile hâlinde güvenli bir şekilde gidilip gelinecekse, değişen şartlara göre bunu esneten âlimler olmuştur. Ancak bu durum; bilhassa can ve namus güvenliği bulunmayan şartlarda şehirler arası/ülkeler arası yolculuklara ruhsat teşkil etmez. Hatta böyle bir yolculuğu erkeğin bile tek başına yapması uygun değildir. Bu yüzden kadınların mümkün mertebe mahremi ile “yolculuk”lara çıkması, hem kendi güvenliği ve hem de toplum selâmeti için gereklidir.

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle