Doğumdan sonra, psikolojik ve fizyolojik yönden hassas bir dönem olan lohusalıkta dikkatli olmanız gereken bazı hâller vardır. Bu durumlar, her zaman önemli bir hastalık belirtisi olmayabilir. Ancak, değerlendirmeyi kendi kendinize yapmamalı, mutlaka doktorunuzla temas kurmalısınız.
Ateş
Ateş, en az iki ölçümde, vücut ısısının 38 derece ve üzerinde olmasıdır. Lohusalıkta en sık ateş sebebi, göğüslerin sütle aşırı dolgun olmasından kaynaklanan ve “süt ateşi” denilen durumdur. Bundan başka, rahim içi ya da idrar yolları iltihabı, sık karşılaşılan diğer iki sebeptir.
Göğüslerin sütle dolgun olması: Bu durum, lohusalıkta en sık ateş yapan sebeptir. Doğumdan 24 saat sonra ateş hafif yükselir. Her iki göğüste kızarıklık, ağrı, hassasiyet vardır. Sütün boşaltılmasıyla şikâyetler geçmektedir. Antibiyotik gerektirmeyen, kendiliğinden iyileşen bir durumdur. Emzirmeye ara vermeye gerek yoktur.
Göğüslerin iltihaplanması: Sıklıkla meme başındaki çatlaklardan ilerleyen mikroplar, göğüslerde iltihap oluşmasına sebep olur. Çoğu kez tutulum, tek tarafta olur. İltihaplı yerde, kızarıklık, ağrı, dolgunluk, hassasiyet mevcuttur. Ateş yükselir. Uygun ilaç kullanımı olmadan iyileşme gerçekleşmez. Basit olan bu tedavinin ihmal edilmemesi gereklidir. Zira iltihap ilerleyip, apseye dönüşebilir. Bu durumda da, emzirmeye ara vermeye gerek yoktur.
Göğüste apse: Basit iltihapların ciddiye alınıp tedavi edilmemesi sonucu, memede yumruların oluşup baş vermesiyle ortaya çıkan; kızarıklık, ağrı ve hassasiyetle seyreden bir durumdur. Ateş yükselir, vücutta kırgınlık olabilir. Apsenin cerrâhî olarak boşaltılması ve uygun ilaç kullanımı gerekir. Apse oluşan tarafta, göğüs ucundan akıntı olursa; emzirme durdurulur. Aksi takdirde, emzirmeye ara vermeye gerek yoktur.
Göğüslerde oluşan yumruların, mutlaka doktor tarafından değerlendirilmesi gereklidir. Zira yumrular, sadece süt birikimine bağlı olmayıp, bir tümörün habercisi de olabilir.
Emzirme, anne için yeni ve uzun bir süreçtir. Bunun hem anne, hem de bebek için sayısız faydaları vardır. Bu dönemin, basit bir enfeksiyonun ilerlemesi sebebiyle bitmemesi için, tedbir almak son derece önemli ve gereklidir.
Emzirme döneminde nelere dikkat edilmeli ve enfeksiyondan nasıl korunmalıdır?
Emzirmeden önce, mutlaka eller yıkanmalı; kaynatılıp ılıtılmış temiz su ile göğüs uçları temizlenmelidir. Temizlikte kullanılan pamuk, suya batırılmamalı; su, pamuğa dökülmelidir. Çatlak oluşumunu önlemek amacıyla, göğüs uçlarına sütten sağıp bir miktar sürülebilir veya E vitaminli kremler kullanılabilir.
Emzirdikten sonra göğüsler mutlaka kurulanmalı, nemli bırakılmamalıdır. Nemli ortam, çatlak oluşumuna; çatlaklar da mikropların ilerleyişine sebep olurlar. Emzirme sonunda göğüslerde dolgunluk varsa, kalan süt boşaltılmalı; yumruların oluşmasına müsâade edilmemelidir. Çünkü biriken süt de, mikrop üremesine zemin hazırlamaktadır.
Bebekle yakın temas hâlinde bulunulan bu sürede, mümkünse sık sık yıkanmalı ve çamaşır değiştirmelidir. Tırnaklar kesilmeli, kesinlikle uzatılmamalıdır.
Bütün tedbirlere rağmen; göğüs uçlarında çatlak oluşmuşsa, emzirirken kanıyorsa, süt pompa ile boşaltılıp bebeğe verilmeli, çatlaklar tedaviye alınmalıdır. Bebeğin; biberonun rahatına alışıp anne sütünü emmeyi bırakmaması için de sağılan sütün, çok küçük delikli biberonla verilmesi gereklidir.
Çatlaklarla baş edemediğinizde, göğüslerde yumrular oluşmaya başladığında, ağrı, kızarıklık, hassasiyet ortaya çıkıp ateşiniz yükseldiğinde, mutlaka doktorunuzla görüşmelisiniz. İltihap basitken ve ilerlemeden tedavisi yapılmalı ve apse oluşumu önlenmelidir. Bebeğinizin anne sütünden, sizin de emzirmenin faydalarından mahrum kalmamanız için bu şarttır.
Rahim içi iltihabı: Lohusalıkta, sık görülen ateş yükselme sebeplerindendir. Doğumdan sonra, rahimde hâmileliğe bağlı kalan artıkların atılması, plasentanın ayrılmasıyla, yara olan bölgenin iyileşmesi için tabiî bir süreç vardır. 4-6 haftayı kapsayan bu sürede, gelen akıntının kendine has özellikleri vardır. Vücut direncinin de düşük olduğu bu dönemde, rahimden gelen akıntı sebebiyle, iltihap gelişmesi için müsait bir ortam oluşmuştur. Bu sebeple, temizliğe çok dikkat edilmeli, taharet kesinlikle önden arkaya doğru olmalıdır. Doğum bölgesinin ve yaraların bakımı, taharetten sonra ilaçlı suyla (antiseptikli su) hassasiyetle yapılmalıdır. Klozetten kalkmadan sifon çekilmemelidir. Kanama fazlalaşırsa, kötü bir renk ve koku alırsa, pıhtı düşerse, mutlaka doktorunuzu aramalısınız.
Rahim içi iltihabında, ateş 40 dereceye kadar çıkabilir. Rahim ağrılı ve hassastır. İltihap kısa sürede, karnın içine veya kana yayılıp anne hayatını tehdit eden boyuta ulaşabilir. Kesinlikle ihmal edilmemesi gereken bir durumdur. Hassas bir dönem olan lohusalıkta hiçbir probleminizi göz ardı etmemelisiniz.
İltihabın tedavisi; anneye yatak istirahati, sıvı takviyesi ve uygun ilaç tedavisi verilerek yapılmaktadır.
İdrar yolu iltihabı: Lohusalıkta ateş yapan, diğer bir sebeptir. Problemli doğumlar ve doğum yolunda oluşan yaralanmalar, enfeksiyon riskini arttırır. Genellikle ikinci ve üçüncü günde belirti verir. Kasık ve bel ağrıları, sık idrara çıkma, idrarda ağrı ve yanma, yüksek ateş görülür.
Tedavide uygun ilaçlar ve sıvı takviyesi verilmektedir. Korunmada, temizlik önemlidir. (Taharet önden arkaya yapılmalıdır.)
Doğumda atılan dikiş yerlerinde, cilt ve cilt altında oluşan iltihap da, ateşi yükseltebilir. Lohusalıkta, geçirilen herhangi bir hastalık sebebiyle de ateş yükselebilir.( grip v.s.)
Kanama
Lohusalıktaki kanamalar, ilk 24 saatte; enfeksiyonlar ise, daha geç dönemde ortaya çıkmaktadır. Doğumdan hemen sonra ciddî ve ani problemler ortaya çıkabileceğinden, lohusa en az 24 saat gözlem altında tutulup, sık sık tansiyon ölçümü yapılmalı ve kanama kontrol edilmelidir.
Kanama, erken dönemde ortaya çıkabilecek önemli bir komplikasyondur. Normal doğumdan sonra, 500ml’den fazla kanama olması, anormal kabul edilmektedir. Bunun çeşitli sebepleri vardır. En önemli ve ciddi olanı, rahimin kasılma yapamaması sonucu ortaya çıkar. Normalde doğumdan sonra rahimde, güçlü kasılmalar görülür. Bununla açıkta olan damar uçları kapanarak, kanama kontrol altına alınır. Kasılma gerçekleşmediğinde ise, aşırı kan kaybı anne hayatını tehdit edebilir. Uygun ortamlarda yapılmayan doğumlarda, kasılma gerçekleşmediğinde anne kaybedilebilir. Bu tür kanamalarda, masaj ve ilaç tedavisine cevap alınamadığında, ameliyatla rahimin alınması hayat kurtarıcı olmaktadır.
Doğumdan sonra, plasenta tamamen ayrılmadan yapılan acele ve yersiz müdahaleler ya da içeride kalan bir parça da kanama yapabilir. Annede mevcut olan pıhtılaşma bozukluğu da kanama sebebi olabilir. Daha önceden var olan hastalıkların bilinmesi, tedavinin süresini kısaltarak başarıyı arttırmaktadır.
Bacaklarda Kızarıklık, Ağrı Ve Şişlik
Hâmilelik dönemi, toplardamarlarda pıhtı oluşumuna zemin hazırlamakta; bu risk lohusalığın ilk günlerinde de devam etmektedir. Müdahaleli veya sezaryen ile doğum yapmış olanlarda ve doğumdan sonra hiç hareket ettirilmeyen lohusalarda daha sık olarak görülmektedir. Pıhtının tıkadığı taraf bacakta; kızarıklık, şişlik, hassasiyet ve ısı artışı olur. Bu belirtilerden bir tanesi bile varsa, hemen doktorunuzla görüşmelisiniz. Pıhtı, bulunduğu yerden hareket edip, akciğer atardamarlarından birini tıkayabilir. Bu durum, anne hayatını tehdit eden ve anne ölümlerinin başta gelen sebeplerinden biri olup, âcil tedavi gerektirmektedir.
YORUMLAR