Hazret-i Enes -radıyallâhu anh- anlatıyor:
“Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Medîne’ye geldiğinde Medînelilerin iki (bayram) günü vardı. O günlerde oynayıp eğlenirlerdi. Allâh Rasûlü:
«−Bu iki gün(ün mânâ ve ehemmiyeti) nedir?» diye sordu.
Onlar:
«−Biz câhiliye devrinde bu günlerde eğlenirdik!» dediler.
Efendimiz:
«−Allâh, bu iki bayramınızı onlardan daha hayırlı diğer iki günle değiştirdi: Kurban Bayramı ve Fıtır (Ramazan) Bayramı!» buyurdu.” (Ebû Dâvûd, Salât 239/1134; Nesâî, Iydeyn, 1)
* * *
“Biz, (kurbanlık olarak seçtiğiniz) büyükbaş hayvanları da Allâh’ın şiarlarından (O’nu hatırlatan nişânelerden) kıldık. Onlarda sizin için hayır vardır. Şu hâlde onlar ayakları üzerine dururken, üzerlerine Allah’ın ismini zikrediniz (ve kurban kesiniz.) Yan üstü yere düştüklerinde ise, artık (canı çıktığında) onlardan hem kendiniz yeyin, hem de ihtiyacını gizleyen ve gizlemeyen fakirlere yedirin. İşte bu hayvanları biz, şükredesiniz diye sizin istifadenize verdik.” (el-Hac, 36)
Kurban Mükellefiyetinin Şartları
1- Müslüman olmak,
2- Hür olmak: Köleler ve cariyeler kurban kesmekle yükümlü değildirler.
3- Yolcu olmamak: İslâm’da yolcu olarak kabul edilenler de kurban kesmeyebilirler.
4- Zengin olmak: Asıl ihtiyaçların dışında, nisab miktarı mala sahip olmak gerekir.
5- Akıllı ve ergenlik çağına girmiş olmak: Çocuklar ve akıl hastalarına kurban kesmek vacip değildir.
Kurban Edilen Hayvanlar
1- Koyun ve keçi bir yaşını bitirmiş olmalıdır. Bir yaşındaki hayvan gibi gösterişli olan yedi sekiz aylık kuzu kurban olabilir.
2- Sığır ve manda, iki yaşını bitirmiş olmalıdır.
3- Deve, beş yaşını bitirmiş olmalıdır.
4- Koyun ve keçi birer kişi için, sığır, manda ve deve de yedi kişiye kadar kurban olabilir.
* * *
Peygamber Efendimiz, Hicret’in ikinci yılı Zilhicce ayının onuncu günü bayram namazını kıldırdıktan sonra müslümanlara kurban kesmelerini emretti. Peygamber Efendimiz, Medîne’de on yıl kaldı ve her sene kurban kesti. Allâh Rasûlü kurbanı çift keser, birisini kurban kesemeyen ümmeti için, diğerini de hem kendisi, hem de ev halkı için keserdi. (Ebû Dâvûd, Edâhî, 3-4/2792; İbn-i Sa’d, I, 249)
Teşrik Tekbirleri
Kurban Bayramı’nın Arefe günü sabah namazından bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar, 23 vakitte, yalnız başına veya cemaatle kılınan farz namazların arkasından birer defâ:
اَللهُ اَكْبَرُ اَللهُ اَكْبَرُ لاَ اِلهَ اِلاَّ اللهُ وَاللهُ اَكْبَرُ اَللهُ اَكْبَرُ وَِِللهِ الْحَمْدُ
diyerek tekbîr getirmek, erkek-kadın, imam-cemaat, mukîm-misâfir her müslümana vâciptir. Buna teşrîk tekbîrleri denir. (İmam-ı Mâlik, Muvatta, Hac, 205)
YORUMLAR