Kur'an-I Kerim

Bu ayki kitap tanıtımı sayfamızda, hepimizin bildiği (veya bildiğimizi düşündüğümüz) Kur’ân-ı Kerîm hakkında kısa bilgiler vermek istedim. Bu bilgiler aslında bir müslümanın kendi kitabı hakkında bilmesi gereken en temel bilgilerdir.

Kur’ân, “okumak, tilâvet etmek” mânâlarındaki “ka-ra-e” fiilinden türetilmiş bir kelime olup “okunan, tilâvet edilen” demektir. “el-Kitap”, “et-Tenzîl”, “ez-Zikr”, “en-Nûr” gibi 55, bir rivâyete göre 90’a ulaşan isimleri vardır.

Kur’ân-ı Kerim, Allâh’ın kelâmıdır. Lafzı da, mânâsı da ilâhîdir. Bu yüzden onu, Peygamber Efendimizin bir sözü kabul etmek yanlıştır. Cebrâil -aleyhisselâm- tarafından vahy olarak 23 senede parça parça ulaştırılmıştır. Arapça olarak indirilmiştir.

Kur’ân-ı Kerîm, âyet ve sûrelerden oluşur. Âyet, “mûcize, alâmet, ibret, hayrette bırakan görülmemiş iş ve delil” mânâlarına gelir. Kur’ân’ın âyetleri, bazen bir harften oluşur. (Bkz: Sâd, 1; Kâf, 1; Kalem, 1) Bazen de bütün sayfayı dolduracak kadar peşpeşe uzun cümlelerden bir araya gelir. (Bkz: el-Bakara, 282)

Kur’ân-ı Kerîm’deki âyetlerin 6.666 olduğu şeklindeki bilgi, hatalı bir bilgidir. Genellikle kabul edilen şekli, 6.236’dır. Bu âyetlerin sayısının biraz fazla, biraz eksik olduğu ile ilgili de rivâyetler vardır. Bu fark, Kur’ân’daki kelimelerin artıp azalması şeklinde değil, aynı cümlelerde farklı duraklar kabul edilmesinden kaynaklanır.

İlk indirilen âyetler, Alak Sûresi’nin baş tarafında bulunan (1-5). âyetlerdir. En son inen âyet ile ilgili de birkaç rivâyet vardır. Bir kısmı, Vedâ Haccı esnasında Arafat’ta inmiş olan  “Bugün size dininizi ikmâl ettim…” (el-Mâide, 3) âyet-i kerîmesinin son âyet olduğunu söylerken çoğunluk, Bakara Sûresi’nin 281. âyet-i kerîmesini esas alır: “Allâh’a döndürüleceğiniz, sonra da herkese hak ettiğinin eksiksiz verileceği ve kimsesin haksızlığa uğratılmayacağı bir günden sakının!..”

Genel olarak hicretten önce indirilmiş âyetler, “Mekkî”; hicretten sonra indirilen âyetler de “Medenî” kabul edilir. Âyetlerin, hangi olay veya hangi sebeple alâkalı olarak indirildiği hususunu araştıran ilme, “Sebeb-i Nüzûl” veya “Esbâb-ı Nüzûl” denir. Bu ilim dışında, “Kur’ân İlimleri” başlığıyla pek çok yan ilim dalı doğmuştur.

Sûre; “yüksek mevkî, şeref, güzel ve yüksek bina, sûr” mânâlarına gelir. Kur’ân-ı Kerim’de 114 sûre vardır. Her bir sûrenin içi, yani âyetlerin dizilişi “tevkîfî”dir. Peygamber Efendimizin sıraladığı şekildedir. Sûrelerin bugünkü hâli ile sıralanmasında, ashâbın içtihadının bir miktar tesiri olduğu da kabul edilmiştir.

Sûreleri birbirinden ayıran besmeleler, genel kabule göre, müstakil âyet olmakla birlikte o sûrenin bir parçası değildir. 113 sûrenin başında besmele vardır. Tevbe Sûresi besmele ile başlamaz; Neml Sûresi’nde de biri başında, biri de âyetlerin arasında olmak üzere iki besmele vardır. Dolayısıyla Kur’ân-ı Kerîm’de toplam 114 besmele bulunmuş olmaktadır.

Kur’ân-ı Kerîm; Fâtiha Sûresi ile başlayıp Nâs Sûresi ile tamamlanır. En uzun sûre, 286 âyetli Bakara Sûresi, en kısa sûre de 3 âyetten oluşan Kevser sûresidir.

Peygamber Efendimize vahiy, bazen birkaç âyet, bazen de sûre şeklinde inmiş; O da bu inen vahiyleri ezberlemekle birlikte yanındaki vahiy kâtiplerine yazdırmıştır. O günkü yazı malzemeleri çok gelişmemiş olduğundan deri, tahta, kemik vs. gibi malzemelere kaydedilen bu Kur’ân-ı Kerimler, Hazret-i Ebûbekir zamanında bir araya getirilmiş ve iki kapak arasında toplanmıştır.

PAYLAŞ:                

Hatice K. Akyuzlu

Hatice K. Akyuzlu

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle