İnsanlığın en şerefli ve mübârek nesli olan Ashâb-ı Kiram, Kur’ân’ı yaşadıkları için o zirve makama ulaştılar. Kur’ân ile yüceldiler. Önce kendi iç âlemlerinde nice fetihlere nâil oldular, sonra da dışarıdaki dünyada zaferlere kavuştular. İnsanlığı karanlıklardan çıkarıp nûra kavuşturdular. Kur’ân ile hem dünyalarını intizama soktular, kazandılar; hem de âhiret sermâyelerini biriktirdiler, âhiretlerini ziynetlendirdiler.
Peygamber Efendimizin ve Ashâb-ı Kiram’ın en büyük meşguliyeti, Allâh’ın kitabını anlamak ve öğrenmek; en büyük arzu ve iştiyakları da Kur’ân’ı tekrar tekrar okumak ve dinlemekti. Onlar bir âyet öğrenmek veya bir âyetin mânâsını anlamak için birbirlerine veya Peygamber Efendimize müracaat etmişler ve mânâsını öğrenmedikçe rahat edememişlerdi.
Peygamber Efendimizden öğrendikleri bir âyet veya sûreyi hayatlarına hemen tatbik etmişler ve ondan sonra yeni bir hüküm veya âyet öğrenmişlerdi. Onlar, her akşam ve her sabah, “Acaba bugün Kur’ân-ı Kerim’den ne nâzil oldu? Peygamber Efendimiz ne buyurdu?” diye sorarak öğrenmişler, eksiklerini kapatmışlar ve her gün kendilerini tazelemişlerdi.
Kendini Kur’ân öğrenmeye ve öğretmeye adayan Ashâb-ı Suffa dışında, hemen hemen bütün ashâb-ı kiram, her fırsatta Peygamberimizin sohbet halkalarına katılmışlar ve O’nun mânevî mirasçıları olmaya çalışmışlardı.
Bugün bizler, böyle bir dinin mensupları olarak maalesef Kur’ân-ı Kerim’den uzaklaştık. Kendimizin de, neslimizin de tekrar Kur’ân’la hasret gidermeye ihtiyacımız var. Evlatlarımıza yapabileceğimiz en büyük iyilik, onların ebedî istikballerini kazanmalarını temin edecek bilgileri öğrenmelerini kolaylaştırmaktır. Bunun için Kur’ân eğitimi, en temel eğitimdir. Kur’ân’la gönül köprüsü kuran kimseler, onun muhabbetini tadanlar, Kur’ân’la dirilirler.
Kur’ân-ı Kerim, ilâhî rızâya yaklaştıran en emin yoldur. O’ndan başka yol, dalâlettir. Kur’ân’ın girmediği ev virâne, Kur’ân’ın nüfuz etmediği gönül harabedir. Fertler ve toplumlar, Kur’ân’a uydukları ölçüde sefâletten kurtulurlar, dünya ve âhiret saadetine kavuşurlar.
Rabbimiz, bizi, Kur’ân’ın kendisine şefaatçi olacağı, kabirlerini aydınlatacağı kullarından eyle!... Ey Rabbim, Kur’ân’ı bizden şikâyetçi eyleme!.. Günümüzü, gönlümüzü, evimizi, âilemizi, geçmişimizi ve geleceğimizi Kur’ân ile aydınlat!.. Bizi, Kur’ân’la öyle doyur ki, onun dışında bir hayat aramayalım. Bizi, Kur’ân’la o kadar haşır neşir et ki, onun dışında yoldaş ve arkadaş aramayalım. Bizim ile Kur’ân arasındaki engelleri kaldır. Kalbimizi, Kur’ân’a ve onun öğrettiklerine meylettirir.
Rabbim, Kur’ân’da zikri geçen selef-i sâlihînin hepsini, Peygamber Efendilerimizi, Senin sevgili dostlarını bizden haberdar ve hoşnut eyle. Bizi, Kur’ân’ın yolundan ve Senin rızandan ayırma. Kur’ân’la gönüllerimizi dirilt, yollarımızı aydınlat, zihinlerimizi ve akıllarımızı onunla hidâyet eyle… Bizi, Kur’ân’dan mahrumiyetle helâk olan kavimler arasına dâhil eyleme!.. Âmin.
YORUMLAR