Kitap Tanıtımı

Kitap Tanıtımı

YOLDAKİ MÜHENDİS (1-2)

Abdullah Gâlip Bergusî, Ekin Yayınları

 

Yaz aylarındayız, hava sıcak… Rabbimizin bir nîmeti olarak yaz meyveleri, insan vücudunun ihtiyacına göre tanzim edilmiş, sulu ve tatlı… Her biri, tadıyla, kokusuyla birbirinden farklı… Hele karpuzlar…

Bir kitap tanıtımı yazısına böyle bir giriş, belki tuhaf gelebilir. Ama sahip olduğumuz nîmetlerin farkına varmak ve bundan mahrum olan kimseleri yâd etmek için böyle bir giriş gerekliydi. Şu yazılanlara göz atarsanız ne demek istediğimizi bir nebze anlayacaksınız:

“...Hayatımda en çok sevdiğim, fakat yıllardır tadına bakamadığım karpuzdan bahsedeceğim size… 2003 yılından günümüze karpuz görmüş ve tatlı tadına bakabilmiş değilim. (…) Canım karpuz çekiyor; ama elimden bir çare gelmediği için yiyemiyorum. En çok bal gibi tadını unutmaktan korkuyorum. Bu yüzden karpuz yediğiniz vakit, bu meyvenin Filistinli bir esirin en çok sevdiği meyve olduğunu ve onu yemek için can attığını bilin…” (c: 2, sh: 108)

Bu satırlar, 2003 yılından beri İsrail hapishanelerinde tutulan bir Filistinli’ye âit… Adı, Abdullah Gâlip el-Bergûsî… Kendisine “Yaşayan Şehit” adını takmış.

Kuveyt’te doğup büyüyen bir genç. Televizyonda Filistin’de olup bitenleri izleyen, içten içe üzülen, ama çaresizlik içinde kendi hayatını devam ettirmeye çalışan bir genç… Kuveyt’te bir spor salonunda judo dersleri alır, daha 12 yaşına varmadan… Elektronik aletler satan amcasının yanında işe başlar, araba tamirciliği yapar. Körfez Savaşı bitince âilece Ürdün’ün başkenti Amman’a taşınırlar. Orada meslek lisesi mekanik bölümünde okur. O, 18 yaşındayken bir araba tamirhânesi açacak duruma gelmiştir.

Kazandığı paranın yetmemesi sebebiyle bir arkadaşı vasıtasıyla vize için Güney Kore’ye müracaat eder. Vizesinin kabulü ile “cebinde uçak bileti dışında hiçbir parası olmadan” bu yeni ülkeye doğru yola koyulur. Farklı farklı iş kollarına girip çıkarak ayakta kalmaya çalışır. Fakülteden Koreli bir kızla evlenir. O âna kadar dağınık bir şekilde devam eden bu hayat tarzı ve zorluklar sebebiyle öğrendiği türlü işler, yavaş yavaş kaderin sevkiyle bambaşka bir şekle bürünmeye başlar.

25 yaşındadır, 6 yıllık mutlu bir evliliğe rağmen bir türlü çocukları olmamaktadır. Bunun üzerine akrabalarının baskısıyla, ikinci bir evlilik yapma isteğini, hanımına söylediğinde yuvaları yıkılır. O sıralarda bir akrabası, Siyonistler tarafından Filistin’de öldürülür. Hem onu ziyaret için, hem de yeni bir evlilik niyetiyle Filistin’e gider. Derken işgalci güçlerle mücadelesi başlar. Bu mücadele gitgide şiddetlenir.

Elde ettiği teknik bilgilerle becerilerini birleştirir ve İsrail istihbaratına çok ciddi kayıplar verdirir. Pek çok teknik takibi ve suikast planını rahatlıkla atlatır. Ancak bir gün ihanetle yüzyüze gelir. En büyük evladı Tâlâ’yla hastaneye giderlerken yakalanırlar. O günden itibaren çile dolu bir hayat başlar. Tek kişilik hücrede yıllarca tutulur, işkencelere uğrar. 67 müebbet ve 5200 senelik hapis cezasına çarptırılır. 2006 yılında Filistinliler tarafından ele geçirilen bir İsrailli asker karşılığında “esir takası” olarak 1027 Filistinli esir hapisten çıkarılır. Ancak bunların arasına Abdullah Galib’in eklenmesi isteği, görüşmelerin tıkanmasına yol açar. O, hâlâ hapistedir ve hayatına dair kitaplarını oradan çok zor şartlar altında yazmakta ve gizlice çıkartmaktadır.

İbretlerle dolu bu hayata arkadaş olmak isterseniz, kendi el yazısıyla yazmış olduğu bu kitapları ısrarla tavsiye ederiz. Ancak ikaz etmekte fayda var; bu kitapları okuduktan sonra hayata ve hâdiselere bakışınızda muhakkak köklü değişiklikler olacak…

PAYLAŞ:                

Hatice K. Akyuzlu

Hatice K. Akyuzlu

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle