Keşakeş
“Bir demir dağı delip boynuna almak gibidir Her kişi âşık olurdu eğer âsân olsa…”
İÇİM BAŞKA, DIŞIM BAŞKA Bir büyüğü, bir mecliste mütemâdiyen methediyorlar; güzel vasıflarını anlata anlata bitiremiyorlardı. O zât ise bu aşırıya kaçan iltifatlar karşısında eğildikçe eğiliyor ve bu sözlerin altında adeta eziliyordu. Nihâyet mahcup...
Bir hikâyede iki arkadaşın çölde yürüdüğü anlatılır. Yolculuğun bir noktasında bir tartışma olur ve biri diğerine bir tokat atar. Tokadı yiyenin canı acır, ama bir şey söylemeden kuma şöyle yazar: “Bugün en iyi arkadaşım, beni tokatladı!..” Bir v...
Bahara yakışan bir güzellik, ikindi vaktine yakışır bir letâfetle gün ışığı olup süzülürken kirpiklerimden, Üsküdar tepelerinden kokusu geldi Aziz Mahmud Hüdâyî Hazretlerinin, selamı geldi, duâsı ve özlemi geldi inceden… İçimdeki deli derviş esip git...
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, binbir masal gizlenir, tek bir masal içinde. Yaratılmış ne varsa, hepsi başka biçimde, yaşar giderdi uzak memleketin birinde. Dağlar sıra sıra, ırmaklar şırıl şırıl, kuşlar cıvıl cıvıl iken, her nedense dertl...
Fethin 550. yılı münâsebetiyle Söz Ola Dergisi’nin düzenlediği fetih yarışmaları çerçevesinde, hikaye dalında ikincilik alan eser
Yerin derinliklerinde gömülü, taşlaşmış olan bir cevher, hünerli eller tarafından çıkarılıp işlenmeyi bekler. “Nefs” denilen, “dipsiz kuyunun içindeki rûh” çırpınıp durmaktadır. Onda da gömülü bir cevher vardır ki bu, Allâh’ın insanlara hidâyet bahşe...
“Siz ancak zayıflarınızın duâ ve ihlâsı sâyesinde nusrete (zafere) nâil oluyorsunuz.” (Hadîs-i şerif)
Henüz altı yaşındaydım. Babamın bir akrabasının düğünü için annemle beraber köye gitmiştik. İki gün orada kaldık. Daha sonra eski köy minibüsüyle evimize gitmek için yola çıktık. Minibüsün içi çok kalabalıktı. Üstelik minibüs çok da eşya yüklüydü. He...