Kardelenlere Selâm Olsun

Kardelenlerin hürriyeti vardı, şehidin gözlerinde… Karın altından o cılız varlığıyla direniş göstermiş, başarmış ve başını uzatmış bir kardelenin zaferi, zarâfeti, tevâzuu…

Hatırlar mısın kardeşim, bir kış mevsiminde düşmüştü gönlümüze bu sevdanın ateşi... Hira’da başlayan yangın büyümüştü, Rahmân’ın has kullarının bağrında… Sayıca çok azdık. Ne malımız, ne mülkümüz, ne güçlü kuvvetli akrabalarımız… Mekke’nin ortasında tevhidin, birliğin, mücâdelenin, muhabbetullâhın merkezi Beytullah silerdi bir tek gözlerimizden akan yaşları…

* * *

Tıpkı senin Adeviye Meydanı’nda direnişin gibiydi, Abdullah bin Mes’ud’un Beytullah’ın yanında, o devrin firavunlarının karşısında, Kur’ân nağmeleriyle Arş’ı titretme hareketi... O cânilerin ellerinde bugünün modern silahları olmadığı için tek kurşunla şehit edememişti onu ve dâvâ arkadaşlarını…

Senin darbe karşısındaki direnişin ve bu korkunç sürecin bitmesi umuduyla Adeviye Meydanı’na çıkışın gibiydi, Allah Rasûlü’nün arkadaşlarıyla ve tekbirlerle Harem-i Şerîf’e girişi… Tıpkı senin gibi onlar da muhataplarında insaf aramıştı belki de… Bu beyhûde bekleyiş, senin keskin nişancılar tarafından hedef alınışın, onların da acımasızca şiddete mâruz kalışı ile sona ermişti.

* * *

Hazret-i Ammâr, yetim ve öksüzlüğü tattığı gün senin yetiminle aynı yaştaydı belki de… Senin yetimine verilen, seni son kez öperek ebedî yolculuğuna uğurlama şansı, ona verilmemişti belki de…

Kardelenlerin azmi vardı mücadelende… Sayı olarak az, maddî olarak güçsüz, silahsız… Tıpkı Bedir’e giden pervâneler misali… Hak şem’ine pervâne olunca o kutlu ashab, sayının, silâhın, şartların orantısızlığına takılmamış, gönüllerine Firdevs-i Âlâ’ya vesile olacak şehidliği sevdirmişlerdi… Onlar senin gibi kollarına yazdıkları isimlerinden değil, parçalanmış uzuvlarından, kulaklarından, parmak uçlarından tanınmışlardı.

Senin bir fecir vakti, dâvâ meydanına gidip bir daha evine dönemeyişin gibi, Allâh’ın arslanı Hazret-i Hamza da dönememişti evine… Onun yetimi de, Câfer-i Tayyar’ın, Bedir şehitlerinin, Uhud şehitlerinin yetimleri de Allâh’ın Rasulü’nün himayesindeydi. Merak etme ey şehid! Fahr-i Âlem sahip çıkar, senin emanetlerine de…

Kardelenlerin bin dört yüz küsur yıl önce başlattığı bu mücadele, besler senin gönlünde kaynayan volkanı…

Sakın ümidini yitirme! Eğer kardelenlerin aşkı ile çıktıysan yola, bir fecir vakti başlayan ve büyüyen dâvâ, yeniden şahlanacak senin yüreğini cûşa getiren aşkla…

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle