Çörek otu, hakkında bazı hadislerin vârid olduğu önemli bir gıdâdır. Nitekim bir hadîsinde Peygamber Efendimiz (s.a.v):
“Çörek otu yemeye devam ediniz. Zîra onda, ölümden başka her çeşit devâ mevcuttur.” buyurmuşlardır. (Buhârî, Tıbb, 7; Müslim, Selâm, 88)
Bir başka rivâyet de Halid b. Said (r.a.)’dan… Şöyle naklediyor:
Bir sefere çıkmıştık. Beraberimizde Hâlid bin Ebcir de vardı. Halid, yolda hastalandı. Medîne’ye döndüğümüzde kendisi çok hasta idi. İbn-i Atik adında bir zât, onu ziyarete geldi ve:
“-Bizim size tavsiye edeceğimiz şey şu siyah taneciktir, yani çörek otudur. Ondan 5 ya da 7 tane alın. Onu kül hâline gelinceye kadar ezin. Sonra zeytinyağıyla karıştırarak burnunun her iki deliğine damlatın. Çünkü Âişe (r.anhâ)’nın naklettiğine göre, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“-Muhakkak ki, şu siyah tane (çörek otu), samdan başka her derde devâdır.”
Sahâbe:
“-Sam nedir ya Rasûlallah?” diye sordular. O da:
“-Ölümdür.” buyurdu.
Yukarıda nakledilen hadîs-i şerîflerden çörek otunun önemli bir şifa kaynağı olduğunu anlıyoruz. Fakat asıl şifanın da ihlâsla, inanarak yapmakla mümkün olacağını da unutmamak gerekiyor. Nitekim Muhyiddîn-i Arabî Fütûhât-ı Mekkiyye’sinde der ki:
“Halkın ileri gelenlerinden birisi cüzzam hastalığına tutuldu. Allah’a sığınırız, bütün tabipler:
“-Bu adamda bu illet yerleşmiş, bunun devâsı ne olabilir ki! Devâsı yoktur bu hastalığın!..” dediler.
Bu hastayı, hadislere çok kuvvetli bir bağlılığı ve büyük bir îtikadı olan Said es-Suud (rahimehullâh) adındaki zât gördü ve ona şöyle dedi:
“-Ey Âdem! Niçin kendini tedâviye çalışmıyorsun?” Adam dedi ki:
“-Tabipler, bana «bu hastalığın devâsı yoktur» dediler.”
Said es-Suud:
“-Tabipler yalan söylemişler. Nebî (s.a.v.) hepsinden hâzıktır/ehliyetlidir. O çörek otu hakkında «Ölümden başka her hastalığa şifâdır.» buyurmuştur. Senin bu hastalığın da bu cümledendir. Sen, şimdi çörek otunu döverek bal ile karıştır. Başından ayaklarına kadar her tarafına sür. Bir saat kadar böylece bekle, sonra kendini yıka.” dedi.
Adam, kendisine söylendiği şekilde yaptı, derisini döktü, altından yeni bir deri çıktı, saçları da aynı şekilde yenilendi ve hastalıktan tamamen kurtuldu, eski hâline döndü.
Bunu gören tabipler şaşırdılar. İnsanlar da, o zâtın Peygamber hadislerine olan imanının kuvvetine şaşırdılar. Said es-Suud, çörek otunu her hastalık için kullanırdı, hatta göz ağrısına bile... Gözlerinin dermânı kesildiği vakit onunla sürmelerdi ve o saatte Allâh’ın izniyle iyileşirdi.” (M. Sami Ramazanoğlu, Musâhebe 4, s. 146)
Hakkında bu müjdeler bulunan çörek otu, uzun yıllar, ne yazık ki dünya gündemine girmemiştir. Ama son zamanlarda hem gayr-ı müslim hem de müslümanlar arasında çokça konuşulmaya başlanmıştır. Üzerinde geniş araştırmalar yapılarak Amerika ve Avrupa’da çörek otuna talepler karşılanamaz hâle gelmiştir. Hatta Almanya’da çörek otu, saf veya hap şeklinde eczânelerde satılmaya başlanmıştır.
Alman Maren Franz yaptığı detaylı araştırmalarla bu konuda yaklaşık 100 sayfalık bir kitap yazmıştır.Türkçeye tercüme edilen bu kitap; “Tabiattan Gelen Şifâ Kaynağı” (Çeviri: Gökçümen) ismini taşıyor. Üstelik yazar, kitabın önsözünde bu kitabı, Peygamberimiz (sav)’in çörek otu hakkındaki hadislerinden etkilenerek yazdığını belirtiyor.
Bu kitabı da kaynak alarak çörek otunun muhtevâsı ve faydalarından bir kısmını burada özetlemek istiyoruz.
Çörek otunun botaniği
Çörek otu, Haziran ve Temmuz aylarında yetişen, yeşille karışık açık mavi renkli çiçekleri olan, 20-40 cm. boyunda otsu bir bitkidir. Meyveleri çok tohumlu, tohumları siyah renkli ve oval şekildedir. Güney Avrupa, Balkanlar, Kuzey Afrika, Hindistan ve Türkiye’de yetiştirilir. Kullanılan kısmı olan tohumlar, tamamen olgunlaşınca toplanır ve güneşte kurutulur.
Çörek otunun muhtevâsı
Yaklaşık % 38 karbonhidrat, % 35 uçucu ve doymamış yağ, % 21 albümin, % 6 oranında ise organizmayı destekleyen yüzden fazla maddeden oluşur. Bunlar içinde B grubu vitaminleri, demir, kalsiyum, çinko gibi önemli mineraller başta gelir.
Çörek otunda önemli miktarda bulunan doymamış yağ asitlerini, vücudumuz kendi başına üretemez. Bunun için günlük olarak 1 gr. çörek otu yağı alarak bu ihtiyacımızı kolaylıkla karşılayabiliriz. Doymamış yağ asitleri metabolizmanın vazgeçilmez unsurlarıdır. Hücrelerin büyümesi, gelişmesi, yenilenmesi en önemli görevidir. Böylece doymamış yağ asitleri, savunma, hormon ve sinir sistemimizin sağlıklı olarak oluşmasını sağlar.
Bundan başka çörek otunun sayılamayacak derecede faydaları mevcuttur. Bunları şöyle özetleyebiliriz:
Çörek otunun genel faydaları
- Gerek vücut tarafından üretilen gerekse vücuda dışarıdan giren mikrop, virüs ve mantarlara karşı öldürücü tesiri vardır.
- Vücutta biriken zehirleri süzerek atmayı sağlar.
- İfraz boşaltıcıdır. Solunum borusunu genişletir ve öksürüğe iyi gelir.
- Kan şekerini düşürür ve hazmı kolaylaştırır.
- Damar tıkanıklığı gibi damar hastalıklarını önler.
- İdrar söktürücü özelliğiyle safraya iyi gelir.
- Savunma sisteminin dengeli çalışmasını sağlayarak vücudun direncini artırır.
- Hormon ve sinir sistemini güçlendirir.
- Yaraların çabuk tedavi olmasını ve hücrelerin yenilenmesini sağlar.
- Alerjik reaksiyonları önler.
Çörek otunun özel durumlarda faydaları
- Bilhassa çocuklarda sinir ve deri hastalıklarına, özellikle astım ve alerjiye iyi gelir.
- Hâmilelik döneminde, ezilmiş çörek otu bal ile karıştırılarak yenildiğinde şikâyetleri azaltır. Ayrıca anne sütünün kalitesini de artırır.
- Çörek otu yağı, egzama hastalarına sürüldüğünde deri daha kolay iyileşir. Hatta mikrop öldürücü yönü de olduğu için deri hastalıklarına karşı iyi gelir.
- Kan dolaşımını hızlandırdığı ve damarları güçlendirdiği için hemoroide iyi gelir.
- İktidarsızlık ve kısırlıkta çok yararlı tesirleri vardır.
- Hazımsızlık ve mide şişkinliklerini giderir.
- Romatizma ve şeker hastalığına pek iyi gelir.
- Kadınların âdet sancılarında ve diş ağrılarında başarılı sonuçlar vermektedir.
- Savunma sistemini güçlendirdiğinden kanser ve aids gibi çağın hastalıklarına karşı da kullanılır.
Sağlıklı olmak için çörek otu kullanın!
Sağlığımız yerinde olsa da, vücudumuzda mutlaka “toksin” yani zehir birikimi olur. Bu toksinlerden kurtulmanın kolay bir yolu da her gün bir miktar çörek otu yemekle sağlanabilir. Bu sayede düzenli bir kan dolaşımına da sahip oluruz. Çörek otunun öğünlerimize girmesinin diğer bir faydası da bağırsakların işleyişini düzenlemesidir. Eğer kepeksiz, parlak ve dökülmeyen saçlara sahip olmak istiyorsak, yine çörek otuna müracaat etmeliyiz. Kısaca düzgün bir cilt, hayat dolu sağlıklı bir görünüme, bu kara tanecikle ulaşabiliriz.
Bütün bunlardan sonra, artık çörek otunu süs olarak kullanmaktan vazgeçelim. Yoğurt, peynir ve dondurmalara, isteğe bağlı ölçülerde katılabilir. Süt tatlılarında bol bol kullanılabilir. Kahvaltıda ezilmiş hâlde, bal ve reçellere karıştırılarak tüketilebilir. Ayrıca çörek otu yağını da damak tadına göre istenilen her yiyeceğe karıştırarak kullanabiliriz.
Çörek otu çorbası
Çörek otu çorbası, 1 çay bardağı arpa unu, 2 çorba kaşığı zeytinyağı, 1 su bardağı süt, 2 çorba kaşığı çörek otu, 1 tatlı kaşığı kekik, 4 su bardağı su, tuz.
Yapılışı: Arpa unu ile süt karıştırılır. Tencereye konulup su ve tuz ilâve edilir. Ateşte kaynamaya bırakılır. Kaynayınca birkaç taşım karıştırılarak pişirilir. Öğütülüp toz hâline getirilen çörek otu bir tavada kısık ateşte kavrulur. Keskin kokusu çıkınca ateşten alınır. Biraz soğuyunca zeytinyağı ilâve edilip tekrar ateşe konulup kızdırılır. Çorbanın üzerine gezdirilir. Kekik serpilip servis yapılır. Âfiyet şifâ olsun!
YORUMLAR