İnsanoğlu yapısı gereği “etiketleme” konusunda oldukça cömerttir. Özellikle ebeveynler, çocuklarına sık sık “iştahsız, bencil, kıskanç, dağınık…” gibi olumsuz sıfatlar yakıştırır ve rahatlıkla bunların zıddı davranışlar geliştirmedikleri için çocuklarını eleştirirler.
Bu şekilde etiketlenen çocukların ise, bu durum karşısında yapabilecekleri fazla bir şey yoktur. Yapabilecekleri iki şeyden biri, dikkat çeken bu davranışı abartarak devam ettirmek ve etiketlenerek kazandığı bu sıfatı kaybetmeme mücâdelesi vermek ya da ebeveyn yanında hazmetmeden kendisinden beklenen tavırları sergileyip yapmacık hâllerle bulunduğu ortamdan duygusal anlamda uzaklaşmaktır.
Çocukluk döneminde çocuklar, kendi bireyselliklerini ispatlamak ya da sadece dikkat çekmek için olumsuz davranışlar sergileyebilirler. Ebeveyn olarak yapılabilecek en büyük hata, çocuğun herhangi bir durum karşısında verdiği olumsuz tepkiyi etiketlendirmektir. Mesela kalabalık bir ortamda dikkat çekmek isteyen çocuğun uyarıları dikkate almadan pervasızca hareket etmesi, bu çocuğun hiçbir zaman yetişkin sözü dinlemediği anlamına gelmez. Bu durumda çocuğun zâhirî davranışının altındaki gerçek hedefi, kalabalıkla ilgilenen ebeveyninin ilgisini kendi üzerine çekmektir. Ebeveynin kalabalık içerisinde:
“-Hiçbir zaman laf dinlemiyor, beni utandırıyorsun.” tutumu ise, çocukta öfke ve suçluluk duyguları uyandırır.
Bu suçlama ile karşılaşan çocuk ya pervasız hareketlerini artırarak ebeveyninin kendisine yaptığı yakıştırmayı gerçekten hak etmeye çalışır, ya da bir köşeye çekilip en yakınındaki kişilerin kendisini anlamadığını düşünerek bulunduğu ortamdan duygusal olarak uzaklaşır.
Çocuğun verebileceği her iki tepki de aslında arzu edilmeyen sonuçlardır. Bu tip durumlar, birikim oluşturarak krizlerle dolu bir ergenlik dönemi için uygun bir alt yapı oluşturur.
İtaatkarlık ve âsîliği, yardımseverlik ve bencilliği, girişkenlik ve çekingenliği, çalışkanlık ve tembelliği, öfke ve sükûneti, nüktedanlık ve ciddiyeti ilk bakışta birbirine tam zıt özellikler olarak algılar; sevdiklerimizin hep olumlu özellikler taşıyan tarafta olmasını arzu ederiz. Fakat daha geniş bir pencereden bakabildiğimiz zaman aslında insana ait bu özelliklerin, aynı durumun iki farklı frekansı olduğunu görebiliriz. İnsan olduğumuz için bu özellikleri farklı durumlar karşısında farklı derecelerde yansıtma imkânına da sahibiz, zaman zaman belli bir çizginin bir ucunda, zaman zaman diğer ucunda tepkiler verebiliriz.
Hiçbirimiz, her zaman “yardımsever” olamadığımız gibi hiçbirimiz de her zaman “bencil” olamayız. Olaylar karşısında takındığımız tutumlar, inançlarımız, kişisel özelliklerimiz, o andaki duygusal durumumuz, sağlık durumumuz gibi unsurlar tarafından kimi zaman bilinçli, kimi zaman bilinçsiz olarak etkilenmektedir.
Çocuklarımızın da olaylar karşısında verdikleri tepkiler, anlık durumlardan etkilenir ve hiçbir çocuk, her zaman yaramaz ya da her zaman uslu, her zaman dağınık veya düzenli olamaz. Karşılaştığımız olumsuz davranışlar neticesinde onları olumsuzlukla etiketlemeden önce, bu davranışa dinamiğini veren unsuru tahlil etmeli, daha sonra ise çizginin bir ucundan diğer ucuna yönelik küçük olumlu kaymaları dikkate alarak bu davranışları ödüllendirmeli ve çocukları aynı özelliğin her iki yönünü de sergilediklerinde kabul etmeliyiz.
Hiçbir insan, karşısındaki bir kişide var olan hasletleri birdenbire değiştirmeye muktedir değildir. Arzu edilen özelliklerin sergilenmesi yönünde verilen nasihatler, arzu edilmeyen davranışlara yönelik eleştiriler, uygun bir dille yapılmadığı takdirde, tam aksi sonuç verebilir.
Bu yüzden çocuklarınızda davranış şekillendirmesinde büyük hedefler, ânî ve radikal değişiklikler peşinde koşmaktansa, akıllıca ve tedrîcî hareket etmek, onları küçük hedeflerle yönlendirmek daha olumlu sonuç verecektir.
Olumsuz davranışlarıyla bile âilesi içinde kabul edildiğini hisseden çocuk, âile fertleri ile bütün duygularını paylaşabileceği inancı içinde büyür, olumlu davranışlar geliştirmek için ihtiyaç duyduğu enerjiye kavuşur.
Çocuklarımızın sağlıklı bir ergenlik dönemine hazır olmaları için yapılabilecek en iyi yatırım, onları olumlu ve olumsuz ferdî özellikleri ile kabul etmek, davranışlarını âniden değiştirme telaşı içerisinde olmamaktır.
YORUMLAR