O’na “Ümmü’l-Mesâkîn”, yani fakir ve muhtaçların annesi ismi verilmiştir. Çünkü bu mübârek vâlidemiz; gerek Câhiliye devrinde ve gerekse İslâmiyet geldikten sonra fakirlere elindeki her şeyini paylaşmakla meşhur olmuştur.
Mübârek annemizin, Rasûlullâh’ın evindeki hayatı kısa (iki veya üç ay) sürdüğü için, sîret ve tarih yazarları ondan çok fazla bahsetmezler. Ama böyle olduğu hâlde, onun geçmişi hakkında şu özet bilgiyi verebiliriz:
Hazret-i Zeyneb’in kabilesi Âmir b. Sa’saah, o dönem Arabistan’ın en kuvvetli kabilelerinden biriydi. Kabilesinin İslâm’la münâsebeti, hicrî üçüncü yılda bozulmuştu. Bunun sebebi de, o sıralar çeşitli kabileler, İslâm’ı öğretmek için istedikleri tebliğ erlerini (mübelliğleri) şehid etmişlerdi. Bu kabileden de iki kişi müslüman olmuş, fakat bir katliâmdan kurtulan tebliğci tarafından, müslüman olduklarının farkına varılmadan öldürülmüşlerdi. Bu kasıt taşımayan yanlış hareket, kabileyi ayağa kaldırmıştı.
Peygamber Efendimiz, bu kabilenin İslâm’a düşmanlığının devam etmemesi için bir şeyler yapmak istiyordu. İşte Hazret-i Zeyneb binti Hüzeyme ile evliliği bu zamana denk gelir. Bu evlilik sâyesinde, Peygamber Efendimiz bu kabileyle akrabalık tesis etmiş ve onların kin ve düşmanlık duygularını büyük ölçüde azaltmıştır. Fakat maalesef, Peygamber Efendimiz’in Hazret-i Zeyneb ile evlenmesinin üzerinden iki-üç ay gibi kısa bir zaman geçmeden, Zeyneb vâlidemiz 30 yaşlarında iken vefât etmiştir.
Zeyneb binti Huzeyme’nin babası tarafından künyesi şöyle verilir: Zeyneb binti Huzeyme b. Hâris b. Abdullah b. Amr b. Abdimenâf b. Hilâl b. Âmir b. Sa’saah el-Âmiriyye… Annesi hakkında ise, fazla bir bilgi yoktur. Soy âlimleri bu konuda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir.
Peygamber Efendimiz’le evlenmeden önce, birkaç kişiyle evli olduğu rivâyet edilmiştir. İlk olarak Tüfeyl b. Hâris ile ondan boşandıktan sonra da onun kardeşi ile evlendiği rivâyeti vardır. Bu rivâyete göre, Tufeyl’in kardeşinin Bedir’de şehid olmasından sonra Rasûlullah ile evlenmiştir.
Diğer bir rivâyete göre de Abdullah b. Cahş ile evliydi. O’nun Uhud’da şehid olmasından sonra Peygamber Efendimiz ile evlenmiştir.
O’nun Peygamber Efendimiz ile evliliği şefkat ve merhamete dayalı idi. Çünkü tarihçilerin ortak olarak naklettiklerine göre, Hazret-i Zeynep fakir ve muhtaçlara karşı çok müşfik bir hanımdı.
Peygamber Efendimiz “Bana ilk kavuşacak olanınız, eli en uzun olanınızdır.” buyurmuşlardır. Bu hadîs-i şerifi ilk planda anlayamayan mübârek annelerimiz, kollarını birbiriyle ölçmeye başlamışlardı. Halbuki hadîs-i şerifte kastedilen “en cömert” kimse idi.
Bu hadiste anlatılan kimsenin Hazret-i Zeyneb binti Huzeyme olup olmadığı tartışılmış, ancak o olamayacağına karar verilmiştir. Çünkü bu hadis-i şerif, Peygamber Efendimiz’in vefâtından sonra hanımları içinde “en erken vefât edecek olan kimse”yi tesbit için söylenmiştir ki, o da Zeyneb binti Cahş’tır. Oysa ki, Zeyneb binti Huzeyme, Peygamber Efendimiz henüz hayattayken, daha Medine devrinin ilk yıllarında vefât etmiştir.
Onun hayatıyla ilgili bilgi bu kadardır. Ancak bizim için önemli olan, onun Allah Rasûlü ile evlenmiş olması ve müminlerin annelerinden biri ünvanını kazanmış bulunmasıdır. Evliliğinin uzun veya kısa sürmesi ve hakkında az miktarda bilgi bulunması bu şerefi gölgelemez.
Hazret-i Peygamber’in Bakî mezarlığına defnedilen ilk hanımı olan Zeyneb binti Huzeyme’nin cenâze namazı bizzat Peygamber Efendimiz tarafından kıldırılmıştır.
MÜBÂREK ANNEMİZİN HAYATINDAN ÇIKARILACAK İBRETLER
1- Bu mübârek annemiz, ortakları ile uğraşmaktan çekinip fakirlerin dertleri ile ilgileniyor, onları bir anne şefkati ile bağrına basıyor ve teselli ediyordu. Bizlerin de Zeyneb binti Huzeyme annemiz gibi dünyanın geçici uğraşlarını bırakıp müminlerin dertlerine merhem olmaya ve âhiret sermâyemizi biriktirmeye çalışmamız gerekir. Selâmet içinde yaşamış ve selâmet içinde ebedî istirahatgâhına nakledilmiştir.
2-Zeyneb binti Huzeyme annemiz, Peygamber Efendimiz’i zora sokacak isteklerde bulunmayıp kıskançlığa itibar etmiyordu. Rasûlullâh ve müminlerin takdirini kazanması ona yetiyordu. Bizleri de mübârek annemiz gibi eşlerimizi zora sokacak isteklerde bulunmamalı ve aşırı kıskançlıklarla onları bunaltmamalıyız.
3-İnsanın çeşitli sebeplerle başından birden fazla evlilik geçebilir, evlilik hayatında da büyük bâdirelerden geçebilir. Önemli olan hâdiselerin seyrine kapılarak iç dünyamızda zikzaklar çizmemek, Hak yolunda ihlâs ve istikametimizi kaybetmemektir.
Zeyneb annemiz de, istikâmet üzere yaşadığı kısacık ömrünün sonlarına doğru “müminlerin annesi” olma vasfıyla ebedî âleme irtihâl etmiştir. Allah rahmet eylesin.
YORUMLAR