Kur’ân-ı Kerîm’de Hazret-i İbrahim -aleyhisselâm-; hanımı Hacer Vâidemiz ile oğlu İsmâil -aleyhisselâm-’ı Allâh’ın izni ve emri ile kurak bir vadide (Mekke’de) tek başlarına bırakmış ve sonra şöyle niyazda bulunmuştur:
“Hatırla ki İbrâhim şöyle demişti: «Rabbim! Bu şehri (Mekke’yi) emniyetli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut! Çünkü onlar (putlar), insanlardan birçoğunun sapmasına sebep oldular. Rabbim, şimdi kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, artık Sen gerçekten çok bağışlayan, pek esirgeyensin.
“Ey Rabbimiz, ey sâhibimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için ben, neslimden bir kısmını Sen’in Beyt-i Harem’inin (Kâbe’nin) yanında, ziraat yapılmayan bir vâdiye yerleştirdim. Artık Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meyledici kıl ve meyvelerden bunlara rızık ver! Umulur ki bu nîmetlere şükrederler.
Ey Rabbimiz! Şüphesiz ki Sen bizim gizleyeceğimizi de, açıklayacağımızı da bilirsin. Çünkü ne yerde, ne de gökte hiçbir şey Allâh’a gizli kalmaz.” (İbrâhim, 35-37)
Bu duâdan yıllar sonra, büyümüş olan oğlu İsmâil -aleyhisselâm- ile Kâbe’nin inşaatını tamamlamış, Allah’a kendilerinden bu ibadeti kabul buyurması talebinde bulunmuş ve Mekke’ye dâir şu duâyla burada yaşayacakları Allâh’ın emânına teslim etmiştir:
“…Ey Rabbim! Burayı emin bir şehir yap! Halkından Allâh’a ve âhiret gününe inananları çeşitli meyvelerle rızıklandır!..” (el-Bakara, 126)
Hazret-i İbrahim duâsına şöyle devam etmiştir:
“Ey Rabbimiz! Bizi Sana boyun eğenlerden kıl, neslimizden de Sana itaat eden bir ümmet çıkar. Bize ibadet usûllerimizi göster. Tevbemizi kabul et. Zira tevbeleri çokça kabul eden, çok merhametli olan ancak Sensin!..
Ey Rabbimiz! Onlara içlerinden Senin âyetlerini kendilerine okuyacak, onlara kitap ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir peygamber gönder. Çünkü üstün gelen, her şeyi yerli yerince yapan yalnızca Sensin!..” (el-Bakara, 128-129)
Duânın satır aralarında görüldüğü üzere, hem Mekke’ye, hem orada ikamet edeceklere, hem kendi neslinden gelecek insanlara ve hem de âhirzaman nebîsi olan Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e yönelik duâlar vardır. Ve tarih, bu duânın kabul olduğunun en emin şâhididir.
YORUMLAR