Sâlih ve Sâdıklarla Beraber Olmak
İhlas, istikamet, teslimiyet, muhabbet, merhamet ve hizmetin, kalbe yerleşebilmesi ve bu güzel haslet ve husûsiyetlerin muhafazası için “sâlihlerle birlikte olmak” şarttır. Cenâb-ı Hak, şöyle buyurmuştur:
“Ey îmân edenler! Allâh’tan ittikâ edin ve sâdıklarla berâber olun!” (et-Tevbe, 119)
Zîrâ sâlih ve sâdık dostlar, kişinin hem dünyasını, hem de âhiretini imar ederler. Onların, başka insanlardan dünyevî bir ümid ve beklentileri yoktur. İnsanları menfaat uğruna sevmezler ki, menfaat kaybolunca düşman olsunlar veya sırtlarını dönsünler. Onlar ancak Allah rızası için sever ve yine onun için buğz ederler. Bu sebeple onlarla beraber olunduğu müddetçe insanda Allah’ın sevdiği niyet ve ameller artar, Allah’ın hoşlanmadığı günah ve davranışlar azalır. Sırf bu bile insanın kurtuluşu için en büyük vesiledir. Hadîs-i şerifte de buyrulduğu gibi:
“İyi arkadaşla kötü arkadaşın misâli, misk taşıyanla körük çeken insanlar gibidir. Misk sâhibi ya sana kokusundan ikrâm eder veya sen ondan satın alırsın. Körük çekene gelince, o, ya senin elbiseni yakar, yahut da onun pis kokusu sana sirâyet eder.” (Buhârî, Buyû, 38)
Öyleyse insan, her fırsatta yolunu sâlih ve sâdıkların arasına düşürmeye gayret etmelidir. Kalbi kararmış, kasvetli insanlarla kısa da olsa beraberlikler, insanın kalbine aynı kasâvetin bulaşmasına sebep olur.
Dünya telâşe ve endişesinden kurtulmak için de, sâlihlerle beraberlik çok önemlidir. Onların söz ve yaşayışlarındaki âhiret kaygı ve endişesi, ister istemez insana da sirâyet eder. Bu da insanın gönlündeki aşırı dünya muhabbet ve hırsını frenler.
Hayat, iniş ve çıkışlarla doludur; iyi günler de, kötü günler de birbirini takip eder durur. İnsanın dost ve arkadaş çevresi, iyi günlerde yanındadır. Ancak kötü ve sıkıntılı zamanlarda hakîkî dost ve arkadaşlar belli olur. Sâlih ve sâdık kimseler ise, insanı, dünyevî makam ve ikbâli için sevmediğinden, onun iyi gününde de yanındadırlar, kötü gününde de…
Yine dünyevî dostlar, insanın eksik ve hatalarını yüzüne karşı söylemezler, ancak arkasından çekiştirirler. Hatta yüzüne karşı da insanı över dururlar. Oysa sâlih ve sâdık kimseler, yakın dostlarını, uygun bir şekilde, kırmadan, gücendirmeden ikaz ederler. Dostunun eksik ve hatalarını gayriye karşı da setrederler, yani örtüp gizlerler. Böylece insanın hatalarını azaltırken, iffet ve haysiyetini de muhafaza etmiş olurlar.
Kısacası dünya saadet ve huzuru için de, âhiret kurtuluşu için de yegâne çâre, sâlih ve sâdık kimselerle birlikte olmak, onlarla ülfet etmektir.
YORUMLAR