Mûsâ Topbaş Efendi, ebediyet âlemine göçeli sekiz sene oluyor. Biz, bu münasebetle onu kalplerde tertemiz duran sevgisiyle anmak ve mübarek hâllerini yeniden yâd etmek istiyoruz.
Rûhu şâd olsun; Allah, onu en âlî derecelere nâil eylesin.
* * *
O şöyle buyurmuştur:
“Müslüman, 24 saatinin her saniyesini en güzel bir biçimde değerlendirmesini bilecek. Yatma saatini, kalkma saatini, misafirliğe gidip, misafir kabul etme saatini vs... iyi bilip güzel ayarlayacak. O zaman her şey yerli yerinde olur.
24 saate neler sığmaz ki? Namaz kılınır, diğer ibadetler yapılır, evrâd u ezkâr çekilir, Kur’ân-ı Kerîm okunur, bir ahbap ziyaret edilir; misafir kabul edilerek izzet ü ikramda bulunulur, vs... Kişi, yeter ki değerlendirmesini bilsin, 24 saat içersine sığdırılmayacak iş ve amel yoktur.
Ama insan dağınık olduğu zaman hiçbir şey elde edemez. İnsan, kendi nefsinde saat şuurunu tatbik edemezse, her işi yarım ve akîm kalır. Sami Efendi merhum, hizmetinde bulunduğum dönemlerde bir kez olsun bir şeyin vaktini geçirip geciktirmedi. Yaşlı olmasına ve her türlü haklı mâzereti bulunmasına rağmen yapılacak işleri mutlaka dakikasında yaparlardı.”
* * *
“Bazıları işin büyüğünü yapıyorum diye küçüğünü ihmal eder... Oysa vazifenin büyüğü, küçüğü olmaz. Mühim olan, uyanık bulunup şu kısa ömrümüzü rıza-i ilâhî yolunda geçirebilmektir. Ömür kısa, vakit dar, nefesler sayılı...”
* * *
“Telefonlarda çok konuşmak hatalıdır. Hem vakit kaybıdır. Sahip olunan eşyaları, mesela arabaları sadece şahsî ihtiyaçlar için değil, müslüman kardeşlerinin hizmeti için de kullanmalıdır. Bu ve benzeri imkânlar; yerinde kullanılırsa nimet, değilse külfettir.”
* * *
“Riyâzât nedir?” diye sorar ve ardından cevabını yine kendisi verirdi:
“–Mütevâzi bir hayat yaşamak, nefse her istediğini vermemek, kifâyet miktarı ile nefsi doyurmak, nefsi palazlandırmamak.”
* * *
“İnsanlar, nefsin isteklerini asgarîye indirir ve teslimiyet ve tevekküle riâyet ederse merhale kat eder.”
* * *
“Dünya işlerine kendimizi pek kaptırmamamız gerekir. Farz ibâdetlerin yanında nafile ibadetlere de yeterli miktarda zaman ayırmalıyız. Kısaca her şeyin hakkını vermemiz gerekir. Ekim zamanını değerlendirip vaktinde ekersek, hâsılat da ona göre olur. İşte insan da, ne zaman ne yapacağına çok dikkat etmelidir.”
* * *
Allah Teâlâ mekânını âlî eylesin... Âmin.
YORUMLAR