Nesibe Hatun, Kâ’b’ın kızı ve ensardan Zeyd b. Âsım’ın hanımıdır.
Bir can pazarı olan Uhud Harbi’ne kocası ve iki oğluyla birlikte katılmıştır. Nesibe Hanım, o şiddetli ve acılarla dolu günü şöyle anlatır:
“-Uhud Harbi’nde elimdeki kap ile müslüman gâzilere su dağıtıyordum. Fakat bir ara harbin şekli değişiverdi. Düşman askeri, bir anda Müslümanların arasına kadar geldi. Hatta Peygamber Efendimiz’i çepeçevre kuşattılar. Hemen su dağıtma işini terk ettim ve elime bir kılıç aldım. Düşmanın arasına daldım. Öyle şiddetli bir gün idi ki, tam on üç yerimden yaralanmıştım. Aldığım bu yaraların tedâvîsi, tam bir sene sürdü.”
Harbin en kızgın zamanlarında, kendisi de yaralı olduğu hâlde, kocasını ve çocuklarını cenge teşvik ediyordu. Karşısına çıkan bir süvarinin ayağını kılıçla ikiye ayırmış, sonra da atından düşürüp öldürmüştü. Düşman hangi taraftan Peygamber Efendimiz’e saldırıya teşebbüs etse, kocası ve çocukları ile Nesibe Hanım karşısına çıkıyor ve onları def ediyordu. Peygamber Efendimiz, onların bu can siperâne hizmetlerine mukabil:
“-Ya Rabbi!.. Bunları bana cennette refîk (arkadaş) eyle!..” diye duâ ediyordu.
Tam bu sırada Arapların namlı savaşçılarından İbn-i Kamie:
“-Bana peygamberlik iddia eden o kimseyi gösterin!.. Ya O, ya ben!..” diye Peygamber Efendimiz’in üzerine hücum edince, Nesibe Hatun -radıyallâhu anha- karşısına dikildi. Üstünde iki kat zırh olan İbn-i Kamie’ye kılıcını salladı. Ancak zırhların tesiri ile kılıçlar kesmedi. İbn-i Kamie davranarak Nesibe Hatun’u omzundan yaraladı. Sonra da Peygamber Efendimiz’e benzeterek Musab bin Umeyr’in üzerine yürüdü ve onu şehid etti.
Hazret-i Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, Hazret-i Nesibe hakkında şöyle buyurmuştur:
“-Uhud gününde sağa-sola her baktığımda (Nesibe Hatun’u) yanımda savaşır gördüm.”
Hazret-i Nesibe -radıyallâhu anha- Uhud Harbi’nden başka yalancı peygamber Müseylemetü’l-Kezzâb’ın öldürüldüğü Yemâme harbine iştirak etmiş ve bu harpte elini kaybetmiştir.
Allah, şefaatlerine nâil eylesin.
YORUMLAR