Hanımlar Ne Okusun?

Ülkemizdeki okuma yüzdelerini gösteren istatistiklere baktığımızda karşımıza çıkan tabloyu özetleyen cümle şu::

“Televizyon izliyor, internete giriyor, ama okumuyoruz!..”

Nitekim UNESCO tarafından yapılan araştırmaya göre, Türkiye’de okuma alışkanlığı yok denecek kadar az... Avrupa’da yüzde 21 olan kitap okuma oranı, Türkiye’de sadece on binde bir!.. Araştırmaya göre, günde ortalama 6 saat televizyon izleyip 3 saat internette gezinen Türk halkı, ne yazık ki, kitap okumaya yılda sadece 6 saatini ayırıyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Gülmira Kuruoğlu şöyle diyor:

“-Türkiye’de on binde bir kişi kitap okuyor yılda... Yani bu konuda çok geride olduğumuzu çevremize baktığımızda da görüyoruz. Okuma türlerine baktığımızda da genelde aşk kitapları okunuyor.” (http://www.trthaber.com/haber/gundem/avrupada-yuzde-21-turkiyede-10-binde-1-72919.html)

 

Yılda Ortalama 7.2 Kitap Okunuyor

Seçici ve düzenli okuyanlar, yılda ortalama 14.5 kitap okuyor.

7-14 yaş grubu fertler, yılda ortalama 12 kitap okuyor.

Kadınlar, yılda ortalama 7.3 kitap okuyor.

Erkekler, yılda ortalama 7.1 kitap okuyor.

Bekârlar, yılda ortalama 10.1 kitap okuyor.

Hayatının büyük kısmını büyükşehirde geçirenler, yılda ortalama 7.7 kitap okuyorlar.

Aylık 3.001 -5.000 TL arasında geliri olanlar, yılda ortalama 10.9 kitap okuyor.

4 kişilik âile fertleri, yılda ortalama 7.6 kitap okuyor.

Evinde internet bağlantısı bulunanlar, yılda ortalama 8.4 kitap okuyor.

Öğrenciler, yılda ortalama 11.1 kitap okuyorlar. (http://www.kygm.gov.tr/Eklenti/55,yonetici-ozetipdf.pdf?0)

* * *

Hanım olsun, erkek olsun, bir müslümanın okuması gereken en önemli kitap, hayat rehberimiz Kur’ân-ı Kerîm olmalıdır. Yüzünden, yani Arapça kıraatiyle okumanın yanında bir de düzenli olarak meâl ve tefsirinden okumak, okuduğumuzu anlama ve Rabbimizin mesajını birebir idrâk etme bakımından çok isabetli bir davranış olacaktır. Yüzünden okumayı bilmeyenler için günümüzde pek çok imkân bulunmaktadır. Diyânet İşleri Başkanlığı’nın Kur’ân Kursları, her yaşta, toplumun her kesiminden insana hitap etmektedir.

“-Ben birebir öğrenmek istiyorum!” diyenler, âile fertlerinden, akraba ya da komşularından Kur’ân okumayı öğrenebilirler. Zira konu komşusuna Kur’ân-ı Kerîm okumasını öğreten birçok gönüllü hanım bulunmaktadır.

Yüzünden Kur’ân-ı Kerîm okumanın devamlı ve akıcı hâle gelmesi için, aksatmadan her gün iki sayfa bile olsa okumaya çalışılmalıdır. Zaten ibadetin “Az da olsa, devamlı olanı” (İbn-i Mâce, Zühd, 28) makbul değil midir? Bu alışkanlık kazanıldıktan sonra, kişi, o gün Kur’ân tilâvet etmediğinde iç dünyasında bir huzursuzluk duymaya başlar. Hanımların, bilhassa ev hanımlarının vakit darlığı şikâyetinin sonu yoktur!.. Buna en güzel çare, vakit namazlarının ardından, henüz abdestli iken kendimize günlük kaç sayfa vird edinmişsek, o kadar Kur’ân-ı Kerîm okumaktır.

Kur’ân’ı yüzünden okumanın yanında, okuma-yazma bilen hanımlar için o gün okudukları sayfa ya da sayfaların meâl ve tefsirini de okumak, hem kulluk açısından, hem de Kur’ân kültürü kazanmak açısından büyük bir kazanç olacaktır. Ayrıca düzenli olarak meâl ve tefsir okuma çalışmaları da yapılabilir. En baştan Fâtiha Sûresi’nden başlanabileceği gibi, evvelâ “30. Cüz” ve “kısa sûreler” şeklinde bir okuma programı da yapılabilir. Yahut Yûsuf, el-Kehf, el-Enbiyâ... gibi kıssa vasfı taşıyan sûrelerle de başlanabilir.

Meâl/tefsir okumalarına ilâveten, bir müslüman hanımın hayatında şerhiyle beraber en az “40 hadis” okumuş olması, Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in söz, fiil ve davranışlarındaki mânâ derinliği ve O’nunla mânevî beraberlik şuuru kazanma yolunda bulunmaz bir nîmettir. Türkçe’ye çevrilmiş olan “Kütüb-i Sitte”, “Riyâzü’s-Sâlihîn” gibi ciltli eserlerin, uzaktan okunması zor gibi görünse de hadisler deryasına dalan bir insana, hadis okumayı bir zevk hâline getirdiği görülecektir. Bilhassa şerhli/açıklamalı olan bu eserler, dünyevî ve uhrevî mânâda bizi kurtuluşa erdirecek hayat rehberi mesâbesindedirler.

Bir müslüman hanım için hayatında okumadan geçemeyeceği bir başka kaynak eser de “İlmihal”ler olacaktır. Şu an piyasada pek çok ilmihal bulunmaktadır. Bu noktada ortalama bir insanın muhtevâ ve anlama yönünden başvurabileceği ilk eser, Diyânet İşleri Başkanlığı’nca basılan, Lütfi Şentürk ve Seyfeddin Yazıcı’nın kaleme aldığı tek ciltlik “İslam İlmihâli”dir. İlerleyen zamanlarda bu ilmihale ek olarak, Ömer Nasûhi Bilmen, Ali Fikri Yavuz ve Hamdi Döndüren hocaefendilerin yazmış olduğu diğer ilmihâller de okunabilir.

Okuma plânının bir diğer bölümünde de Rasûlullah Efendimiz’in hayatını konu edinen “Siyer Kitapları” yer almalıdır. Bu hususta piyasada çok kıymetli eserler mevcuttur. Bu eserleri alıp okurken seçici davranmak, çalakalem yazılmış rastgele kitaplardan değil, adını duyurmuş, ehil, liyâkatli ve istikâmet ehli yazarların, dipnotu, kaynakçası olan eserlerinden istifade etmek çok mühimdir.

Aslında dînimize dair bütün eserleri, ehl-i sünnet ve’l-cemaat hassasiyetlerini gözeten, ilim ve irfan sahibi, ilmiyle amel eden hakikî âlimlerden okuyup anlamaya çalışmalıyız. Aksi hâlde farkında olmadan pek çok yanlış düşünce ve inanca kayabiliriz.

* * *

Bu temel okumalara ilaveten aslında müslüman bir hanımefendi, seçici olmak kaydıyla her türden okuma yapmalıdır. Tarih, çok geniş bir alan olması bakımından Peygamberler, İslâm, Osmanlı, Yakın Tarih, Dünya Tarihi… gibi sahalarda okuma çalışmaları mutlaka yapılmalıdır. Resmî tarihin gerçekleri yansıtma konusunda su götürür olması dolayısıyla, bilhassa yakın tarih ve Osmanlı’nın belirli dönemleri, çok kıymetli eserlerden öğrenilmelidir.

Kelime ve hayal dünyasını geliştirmesi, kişinin rahat konuşup yazmasına yardımcı olması yönüyle, roman, hikâye, kıssa, menkıbe gibi türler de okuma programına dâhil edilmelidir. “Roman okumak, zaman kaybıdır.” türü düşünceler kısır bir dünya görüşünü yansıtmaktadır. Ancak vaktin en kıymetli sermâyemiz olduğu unutulmamalı, dünya ve âhirete faydası olmayan, hattâ insana inançsızlık ve ahlâksızlık öğretmeyi hedefleyen alelâde eserlerden uzak durulmalıdır.

Son derece kayda değer bulduğum türlerden biri de, “Örnek Şahsiyetler”in hayatları ve biyografi türleridir. Bu tür eserler, hem sözkonusu şahsiyetlerin hayatlarından dersler almamızı sağlamakta, hem de yaşadıkları dönemin imkân ve şartlarına ışık tutmaktadır. İnsanın neler başarabileceğine, yerine göre verilen mücadelelere misal teşkil etmektedir.

Bir müslümanın gündemden uzak kalması düşünülemez. Yaşadığımız dünyanın günlük olayları, siyasî, ekonomik, aktüel mevzuları, mutlaka bir günlük gazeteden, haftalık dergilerden yahut sürekli piyasaya çıkan eserlerden takip edilmelidir. Belli hassasiyetleri gözeterek farklı köşe yazıları ve çeşitli türlerdeki makaleler okunmalı, elde edilen değişik görüşler, kendi zihin ve gönül süzgecimizden geçirilmeli, böylece geniş bir ufka ve dünya görüşüne sahip olmalıyız.

Özellikle bekâr hanımlar, evliliğe hazırlanan genç kızlar, âile hayatına dair çok mühim tespit ve tavsiyeleri ihtiva eden eserleri okuyup iyice kavramalı ve evlilik yoluna ancak böyle adım atmalıdırlar. Bilhassa tasavvuf büyüklerinin altın kıymetinde tespit ve tavsiyelerini ihtivâ eden eserler, ilk tercih edilenlerden olmalıdır ki, evlilik hayatında bu öğütlerin bereketi görülecektir.

Yine evliliğe hazırlanan genç kızlar ya da genç anne adayları, çocuk bakım ve terbiyesi adına yazılmış eserlere muhakkak müracat etmelidirler. Yalnız bu hususta pedagoji içerikli eserlerin pek çoğunun Batı kaynaklı olması, Batı’nın çocuk terbiyesini merkeze alan bir yaklaşıma sahip olması sebebiyle son derece seçici davranılmalıdır. Yerli yazarlarımızın da bu alanda çok kıymetli eserleri mevcuttur.

Son olarak başucu kitabı olarak biri bittiğinde diğerine başlamak kaydıyla tasavvufî eserler okunmalıdır. Zühd, takvâ, murâkabe, kanaat ve rızâ telkinleriyle gönülleri ihyâ eden bu nevî eserler, hem bir öğütler pınarı olacak, hem de kulluk hayatının gidişâtına mühim katkılarda bulunacaktır.

 

Ne Okumayalım!

Genç kızlarımızın bir kısmının “bilim-kurgu”, “aksiyon-polisiye-aşk” üçgeninde kitaplar okuduğu görülmektedir. Bu tür kitapların bir tv dizisi izlemekten farkı olmadığı kanaatindeyim. İnsanı bir mâceranın peşinde sürükleyen bu kitaplar, bence vakit kaybından ibarettir. Kimi kitaplar, zaten bir pembe dizi senaryosu olmaktan öteye geçmemektedir.

Bir de meşhur tabirle “Çok Satanlar” diye bilinen bazı kitaplardan uzak durmak gerektiği fikrindeyim. Çünkü bu kitapları çok sattıran, muhtevâsının kalitesi değil, pek çoğumuzun aklının ermediği bazı derin plânlardır.

“Diyet kitapları” diye piyasaya sürülen basılı malzemelerden de uzak durulmalıdır. Çünkü orada yazılanlar, her insana ve her bünyeye uygunluk göstermeyebilir. Kitapla verilen kilolar, daha sonra hızla geri alınabilir. Üstelik bir tarafı inşâ etmeye çalışırken vücudumuzun başka organlarına zarar vermiş olabiliriz.

Bilhassa internette yazılı materyallere karşı da son derece ihtiyatlı yaklaşılmalıdır. Çünkü ilmî kaynaklara dayanmayan birçok internet yazısı, insanı yanlış yönlendirebilmektedir. İnternet, her zaman doğru bilgi kaynağı değildir. İnternet, bugünkü şekliyle te’yid edilmemiş birçok bilginin bulunduğu, bilgi kirliliği yapan bir çöplük gibidir. Onun içinden, gerçekten doğru ve faydalı bilgileri süzüp almak, ayrı bir bilgi ve maharet gerektirir. Ama günümüzde kolay ulaşılabilir olması sebebiyle internetteki bilgiler maalesef daha çok tercih edilir hâle gelmiştir.

Okuma yolunda olan bir insanın, taassuptan uzak kalması lâzım gelir. Sadece kendi grubunun, cemaatinin, topluluğunun bastığı eserleri okuma yanlışına düşen kardeşlerimiz de vardır. Bu, tek kaynaktan beslenmeye çalışmaktır ki, kâfi değildir. Bal arısı gibi, farklı alanlardan, yazı ve yazarlardan beslenip bunları kendi potamızda eritmek îcab eder.

Rabbimiz, cümlemizi kâinâtı, insanı ve Kur’ân-ı Kerim’i nakış nakış okuyanlardan eylesin. Bizi, okuduklarımızdan maddî-mânevî müstefîd eylesin. Okuduklarımızdan kendimiz istifade ettiğimiz gibi, çevremize de faydalı olmayı nasip etsin. Zamanımızı bereketlendirsin, gönlümüzü ziynetlendirsin. Âmin...

PAYLAŞ:                

Fatma Çatak

Fatma Çatak

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle