Kendim Ettim, Kendim Buldum
Bir medresede hoca ders vermekteymiş. Birden öğrencilerine dönmüş ve fokurdayan semâveri işâret ederek:
“-Bilin bakalım, bu kaynayan su ne der?” diye sormuş. Herkes birbirine bakmaya başlamış. Hoca da halkanın bir ucundan başlayarak talebelere tek tek aynı soruyu soruyormuş. Talebelerden biraz tembel, biraz da uyanık olan birisi hocaya çaktırmadan halkadan ayrılmış ve soluğu hocanın evinde almış. Kapının ardındaki ses:
“-Kim o?!” diye sorunca, talebe:
“-Hocamız sormaktadır. Semâverdeki kaynayan su ne demektedir?”
Kapı açılmadan içeriden şu ses gelir:
“-Kendim ettim, kendim buldum!”
Talebe şaşırır:
“-Bu ne demektir? Hiçbir şey anlamadım? Su niye böyle desin?” diye tekrar sorar.
Kapının arkasında, hocanın kerîmesi (kızı) cevap verir:
“-Su, yağmur olarak yeryüzüne inmiş ve ağaçları sulamış, onların büyümesine vesile olmuştur. Şimdi semâveri ateşleyen ve suyun kaynamasına sebep olan da bir zamanlar büyümesine sebep olduğu ağaç kütükleridir. Kendi yaptığı şeyin başına getirdiklerinden feryâd etmektedir.”
Bu cevâbı alan talebe, teşekkür eder ve yine gizlice medreseye gider. Sıra kendisine gelene kadar sabırla bekler. Bu sırada talebelerin hepsi kâh hikmet dolu, kâh esrârengiz, kâh da gülünç cevaplar vererek, hocayı ikna etmeye çalışırlar. Fakat hoca, hiçbirinin cevabını beğenmemektedir. Nihâyet bu tembel talebeye sıra gelir. O da kendi kanaatiymiş gibi:
“-«Kendim ettim, kendim buldum!» diyor, hocam!” der. Hoca:
“-Âferin evlâdım, doğru cevap buydu. Peki neden böyle demektedir?” diye sorar.
Talebe, biraz önce öğrendiklerini tekrar eder. Hoca:
“-Mâşâallâh, ben içimden, bu sorunun cevâbını bilen talebeyle kızımı evlendirmeye niyet etmiştim. Hayırlı mübârek olsun!..” der.
Oradakilerin hepsi hayretler içinde kalmıştır. Fakat en çok şaşıran tembel talebedir.
Hoca, dersten sonra evine döner ve kızına olup bitenleri anlatır. Sonra da:
“-Derse çok ilgisizdi, hatta tembel ve kıt kanaatli birisi olduğunu düşünürdüm. Ama suâlime o doğru cevap verdi. Demek ki, ben yanılmışım. Hazırlan kızım, inşâallâh seni onunla evlendireceğim!” diye sözlerini tamamlar.
Sıra kızın feryâdına gelmiştir:
“-Kendim ettim, kendim buldum!..”
* * *
Celâliniz olmasın kemâlinize çengel
Kemâliniz olmasın celâlinize engel
* * *
Buzlar eriyince çimenler biter. Dostluk başlayınca düşmanlık biter.
* * *
Ne şeytana mesken olur bu gönül, ne de nefs-i emmâreye
Hâne-i muhabbet oldukça bu gönlüm, o Hâlık-ı Zülcelâle
* * *
Sözlerin ahsen olsun, hüsn ile et kelâmı
İşlerin muhkem olsun der Allâh’ın kelâmı
* * *
Câhil cühelâya bülbülü tanıt kızım
Dikenleri gül etmek vazifemizdir bizim
* * *
Nefsin rüzgarına etme îtimad
Fırsat kollar, yere vurur demişler
Yularını sıkı tutmazsan eğer
Bil ki, seni senden eder demişler
* * *
Göçmen kuşlar göçtü biz yolda kaldık
Gaflet denizinde yüzer gibiyiz
Gedâlar Hüdâ’dan talebin aldı
Bizse gel-gitlerle yaşar gibiyiz
* * *
Mahbûbdan gelen mahbûb olur
Aksini fikreyleyen mahcûb olur
* * *
YORUMLAR