Giriş

ŞEBNEM’den...

 Bu sayımızda da gönüllerimizden devşirdiğimiz, birkaç damla şebnemle huzurunuzdayız. Güzel gönüllerin buluştuğu “Şebnem”e göstermiş olduğunuz teveccüh ve alâka, bizi son derece memnun etti. Sizin sevgi, saygı ve muhabbetiniz yüreğimizde daha daha derinden hissettik. 

Gerek göndermiş olduğunuz mektuplarla, gerek internetten yolladığınız e-maillerle, gerekse yüzyüze geldiğimiz her fırsatta bize mesûliyetimizi hatırlattınız ve muhabbet dolu gönlünüzü açtınız. Bizi şevklendirdiniz.

Biz de Şebnem dergisine gönül vermiş bütün kardeşlerimizle seferber olduk. Sizin ümidinizi kırmamak; hayallerinizi ve heyecanlarınızı tazelemek için elele verdik. 

Bu sayımızda karşınıza içimiz kan ağlatan bir dosyayla çıktık: Filistin... Kısa, ama tarihe düşülecek notlarla hatırlamaya ve hatırlatmaya çalıştık. Sonra Mevlânâ diyârı Konya ile gönüllerinize aksedecek “Neyin feryadı”nı taşıdık, sayfalarımıza... 

Anne, çocuk, genç ve bütün bir âileyi kuşatacağını düşündüğümüz yazılarımızla ve gönlümüzün tercümânı olan duâlarla bir buket hazırladık sizlere... Binbir çiçekten devşirdiğimiz, gül kokulu bir buket...

Sizleri bu gül demetiyle başbaşa bırakırken, yazı ve mektuplarınızı beklediğimizi hatırlatıyor, içinde bulunduğumuz mübârek gün ve geceler münasebetiyle Allah Rasûlü’nün yapmış olduğu bir duâ ile satırlarımıza son veriyoruz: 

“Allah’ım! Receb ve Şaban aylarını hakkımızda bereketli eyle ve Bizi Ramazan’a ulaştır!” Âmin.