Gençleşen Kur’an

Bir bakıma talihli müslümanlarız ki, zamanımızda bir hayli gelişmiş olan fen ilimleri ve teknoloji her gün yeni bir buluşla Kur’ânî hakîkatleri te’yid etmektedir. Ve bizler de bu sayede imanımızın zevk ve hazzına daha fazla ermekteyiz. Geçen yüzyılda fen ilimleri adına konuşan ve yazanlar, materyalist ve dinsiz telakkîleri desteklerken bugün İslâm yeni keşiflerle desteklenmekte ve dinin metafizik (mânevî) hakîkatleri daha kolay kavranılır duruma gelmektedir. Bu yeni keşif ve görüşlerin sahipleri keşfettikleri hakikatler için bir de Kur’ân-ı Kerîm’in muhteşem muhtevâsına bakmak zahmetine katlanırlarsa vicdânen Müslüman olmak mecburiyetinde kalmaktadırlar. Yaşadığımız günler bunun sayısız emsâline şahitlik etmektedir.

İlim ve fen terakkî ettikçe, başta ciddî ansiklopediler olmak üzere fennî bahislere temas eden her eser eskiyip tekzibe uğramakta ve birtakım düzeltmelerle yeniden basılmakta veya ek ciltler yayınlamaktadırlar. Bu ve benzeri keşiflere de işaret eden Kur’ân’ın ise devamlı gençleşmesi hepimiz için bir iftihar vesilesidir.

Ne yazık ki, bu yeni keşiflerin sahipleri Müslüman topluluğu yerine Hristiyanlar arasından çıkmaktadır. Muhtemelen İslâm’ın yeni ve kılıçsız fetihlerde bulunmasını murâd eden kader-i ilâhîye bağlı gerçekleşen bu durum karşısında bize düşen, başkalarının uzun araştırmalar sonucu elde ettiği birtakım fennî gerçeklerle Kur’ân-ı Kerîm’in mutâbakatını göstermekten ibâret kalmaktadır.

Kur’ân-ı Kerîm bu hakîkate şöyle işaret etmektedir:

“İnsanlara, ufuklarda ve kendi nefislerinde âyetlerimizi göstereceğiz ki, Onun (Kur’ân’ın) gerçek olduğu kendilerine iyice belli olsun!.. Rabbinin her şeye şâhid olması yetmez mi?” (Fussilet, 53)

Âyetteki «ufuklar» kelimesinden insanı çevreleyen dış âlemi; «kendi nefisleri» ifâdesinden de insanın kendi biyolojik ve rûhî yapısını anlamak mümkündür. Bu takdirde âyetin mânâsı:

“Biz, insana gerek kendisini çevreleyen dış âlemde, gerekse bizzat kendi maddî ve rûhî yapısında bulunan ve bizim varlığımızı ve gücümüzün mükemmelliğini isbatlayan delilleri yeri geldikçe göstereceğiz!” demek olur.