Ey Rabbim!..
Hangi kapıyı iki defa çalsak, “Yine mi?” derler.
Hangi sözü iki defa söylesek, “Kaç defa duyduk, hep aynı şeyler!..” derler.
Rabbim, bizi kullarının merhametine bırakma.
“İsteyin, vereyim!” buyuruyorsun. Kaç kere, ama kaç kere, aynı şeyleri, hem de belki zararımıza olacak şeyleri ısrarla istiyoruz, dileniyoruz. Ancak o kerîm kapın yüzümüze hiç kapanmıyor. Hata üstüne hata, günah üstüne günah işliyor, tekrar ellerimizi açıyoruz Sana, hiç sıkılmadan… “Yeter artık, senden bıktık!..” denilmiyor o kapıda...
Zaten o kapıdan başka çalacak kapı yok ki… Çamura düşsek de, yanlışlar içinde olsak da bize kim acır senden başka?! Uğruna gecemizi gündüzümüzü fedâ ettiğimiz yavrularımız mı? Sebeb-i hayatımız olan ana-babamız mı? Eşimiz-dostumuz mu? Bizden bıkıvermeleri o kadar kolay ki… En basit dünyalık isteğini birkaç kez tekrar etsek ne hatır kalır, ne gönül!..
Aman Yâ Rabbi, son nefesimize kadar günün her saatinde, her hâlimizle kapında dilenciyiz. Bunun ne gecesi var, ne gündüzü… “Acaba bu saatte olur mu? Bana kızar mı? Duâlarım yüzüme çarpılır mı?” diye bir kaygımız yok.
Tek sığınak, tek dost, başa kakmayan, hesapsız veren, tek yardımcı Sen’sin!.. Olmaz, imkânsız dediğimiz şeyleri bir lahzada olduran sensin Yâ Rabbi!.. Sen Gafûru’r-Rahîmsin, bağışlayansın. Nice günahkarların tevbesini kabul edip günahlarını sıfırlayansın. Senin esmândaki son ismin “es-Sabûr”… Sabırla sana dönmemizi bekliyorsun, bizde sabır da çok az… Her şey bir an önce oluversin diyoruz, bu âciz hâlimizle… Sen “el-Âdil”sin, biz unutsak bile yıllar sonra adaletin yerini bulur, mazlûmun hakkını zâlimden mutlaka alırsın!.. Mazlûm, Sana inanmasa bile hak tecellî eder. Kimsenin göremediğini, “el-Basîr” ism-i şerîfinle görürsün. Gözlerimiz perdeli hâdiselerin arkasını göremediği gibi, baktığımız her şeyi bile hakkıyla göremiyoruz. Sen “es-Semîi”sin; kimsenin işitmediğini, dahası kalbimizin sesini, ruhumuzun bize fısıltılarını bile duyarsın.
Sen “el-Ganî”sin; mülkün sahibisin. Nice zenginler bir afetle, bir sayhayla dilenecek hâle geldiler; senin hazinelerin ise hiçbir zaman tükenmez.
Yâ Rab, sen “el-Alîm”sin. Gelmiş gelecek bütün âlimler bir araya toplansalar, Senin ilmine karşı bilgileri, okyanustan bir damla bile değil. En yüksek tahsili yapmış bir profesör bile Senin sonsuz ilminin sadece bir şubesine yoğunlaşabiliyor, onda bile kâmil bir bilgi sahibi olamıyor. Bütün ömrü, o ilmi kuşatmaya yetmiyor.
Yâ Rabbi, sen “el-Musavvir”sin. Yarattığın bunca eserin hiç biri, diğerine benzemiyor. Herkeste göz var, fakat birbirine benzemiyor; el-ayak var, benzemiyor. Kardeş kardeşe benzemiyor, ikizler bile aynı değil. Bunca insan, bunca hayvan ve nebât, hepsi, ama hepsi değişik, hepsinin faydaları farklı… Görünüşleri, kokuları, tadları farklı farklı… Bunlar, Senin eşsiz eserin… Bunlara, senden gayrı kimsenin gücü yetmez.
Yâ Rabbi!.. Sen Vedûd’sun. Kullarını en fazla seven, sevilmeye en lâyık olan… Kullarının kalbine sevginin tohumlarını yerleştiren… Ey güzel Allâh’ım, daha iyi bilinmek ve aşkında derinleşmek için Habîbi’ni ve Habîbi’n Muhammed Mustafa -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in ümmetini yarattın. Ümmet-i Muhammed içerisinden öyle derin aşk erleri çıkar ki, Seni sevdikçe sevsin ve herkese sevdirsin. Sevgi, sevdiğinin her emrine boyun eğmenin adıdır. Sevgiyi nerede koklayabiliyorsak orada duralım, mutlaka bizi muhabbetullaha ulaştıracak bir yol üzerindeyiz demektir.
Ey bizi bizden çok seven Rabbim!.. Mâide sûresinde buyurduğun gibi; “Allah onları sever, onlar da Allâh’ı severler.” Önce Sen sevdin bizi, o sevgiyi verdin kalbimize… Yoksa bu kadar dünyayla meşgul olan kalbimiz, Seni sevmeyi nereden bilebilirdi?! Ey Habibi’nin kalbine, mevcûdâtı kuşatacak, sonsuza kadar eksilmeyecek bir aşk veren, el-Vedûd olan Allâh’ım… Bizim kalbimize de aşkını ver.
Ey bizi bizden çok seven Rabbimiz!.. En güzel sûrette yarattığın insanlığa, en güzel aşkını lutfeyle. Sevgini diliyoruz Sen’den, aşkımız ölümsüz olsun. Aşkını verdin, aşkında zirveye erdir. Senden Cemâlini ve Habibi’ni dileniyoruz. Sevginle yaşayanlardan, sevgisini insanlara karşılıksız sunanlardan eyle bizi...
Ey Habibi’nin kalbini kendine ve güzel isimlerine ayna yapan Allâh’ım!.. Bizi sevginle yoğrulanlardan eyle. Sevginle dopdolu olarak yaşat, sevginle öldür, sevginle dirilt, sevginle huzuruna al!..
Yâ Rab!.. Senin sevgin, bütün sevgilerin fevkindedir, bize sevmeyi Sen öğrettin… Sevgini, kalbimizde dâim eyle!.. Yâ Rab!.. sev bizi, sevdir bizi, sevindir bizi… Âmin.
YORUMLAR