İş gören her insan, işin ağırlığı, uzun sürmesi neticesinde yorgunluk duyar. Bitkinlik, can sıkıntısı, isteksizlik gibi rûhî sebepleri bir tarafa bırakırsak, yorgunluk çeşitli organlarda, özellikle kaslarda meydana gelen, aşırı çalışmadan doğan değişmelerdir.
Yorulan kaslarda yük kaldırma gücü azalır, gevşeme kabiliyeti eksilir, kasılma süresi uzar. Neticede insana bir hâlsizlik ve bitkinlik çöker, canı hareket etmek istemez. Bu esnada kaslarda meydana gelen ağrı hissi, vücudumuzun artık dinlenmeye ihtiyacı olduğunu bize hatırlatır.
Çeşitli araştırmalar, ağır zihnî çalışmaların sadece beyni değil, bedeni de yorduğunu ortaya koymuştur. Bu durum zihnî çalışmalar esnasında beyindeki bazı maddelerin çevreye yayılıp kaslara kadar ulaştığını göstermektedir. Aynı şekilde vücudun bir bölgesindeki kasların çalışması sebebiyle oluşan yorgunluk, vücudun öteki bölgelerine de yayılır.
Bir işi yaparken belli aralıklarla dinlenmeye zaman ayırmak, daha uzun süre çalışmamıza yardımcı olur. Çünkü yorgunluk, işin büyüklüğüne göre değil, işin sürekli ya da aralıklı yapılışına bağlıdır.
Herkes yorulur, ama her yorgunluğun sebebi aynı değildir. Yorgunluğun, bedenî, zihnî ve beslenmeden kaynaklanan üç sebebi vardır.
Bedenî yorgunluğun tedavisi istirahatledir. Ev hanımı isek, ev içindeki işleri paylaştırmak, gece yatmadan önce on dakika kadar ayakları sıcak suda tutmak, gündüzleri fırsat buldukça dinlenmek faydalı olacaktır.
Uykudan kalktığınızda kendinizi yattığınızdan daha yorgun hissediyorsanız, iyi uyuyamıyor, sebepsiz ağlıyor, sık sık unutuyor ve sinirli oluyorsanız yorgunluğunuzun sebebi zihnîdir. Bunun tedavisi için sağlık düzeninizi değiştirin. Sinir sisteminizi tahrip eden stres, öfke ve gürültüden uzak durun. Sabahları günlük işlerinize başlamadan temiz havada beş dakika ara ile nefes alıp verin.
Anormal derecede susamak, yemekler arasında uykunun bastırması, nefes nefese kalır gibi olmak ise, beslenmeden kaynaklanan yorgunluk alâmetidir. Bunun tedavisinde ise midenizi rahatsız eden ağır yemekler yerine sebze ve meyve gibi gıdaları tercih etmelisiniz. (Daha geniş bilgi için bkz. İnci Beşoğul, Aileye Pratik Bilgiler, 171-173)
YORUMLAR