17. yüzyıldan beri bilinen bir mikroelement olan demir, insan vücudunda bulunan eser elementlerin en önemlisidir. Demir, oksijen taşıma ve depolama görevleri olan proteinlerin (hemoglobin, miyoglobin, sitokromlar) ve enzimlerin yapısında bulunur. Demirin yaklaşık %80’i hemoglobin, %10’u miyoglobin %10’u da depolanmış şekilde karaciğer, dalak ve kemik iliği hücrelerinde bulunur. Zamanında doğan bebeklerin vücudunda, yaklaşık 75 mg/kg demir bulunur. Erişkinde bu miktar; erkeklerde 50 mg/kg, kadınlarda 35 mg/kg’dır.
Besinlerle aldığımız demirin, sindirim sisteminde başlıca emilim yeri, oniki parmak bağırsağıdır (duodenum). C vitamini ve asidik ortam, demir emilimini kolaylaştırır. Hayvanî gıdalardaki demir, nebâtî (bitkisel) gıdalardaki demirden daha kolay emilir.
Demir; kırmızı et, karaciğer, böbrek, dalak, yumurta sarısı, yeşil sebze ve meyvelerde bulunur. Bağırsak hücreleri, safra, dışkı, tırnaklar, saç ve idrar, demirin başlıca atılma yerleridir.
Demir eksikliğinde hâlsizlik, iştahsızlık, solukluk ve anemi (kansızlık) gelişir. En sık demir eksikliği; çocuklarda, ergenlikte, gebe kadınlarda, yaşlılarda, demirden yoksun gıdalarla beslenenlerde, kanama durumlarında, emilim bozukluklarında ve uzun süren enfeksiyonlarda görülür. Sosyo-ekonomik seviye bozuldukça, demir eksikliği görülme sıklığında artış gözlenmektedir.
Çocuklarda Demir Eksikliği Anemisi
Demir eksikliğine bağlı kansızlıkta, önce depo demiri kullanılır. Depo demiri tükenince, demir eksikliği belirgin hâle gelir. Demir, en çok büyüme çağındaki çocuklar için gereklidir. Anne karnındayken bebekte depolanan demir, doğumdan sonra, ancak ilk dört aylık ihtiyacını karşılar. Doğum esnasında aşırı kan kaybı, annenin hamilelik süresince yeterli demir alamaması, yenidoğan bebeğin demir depolarının da azalmasına sebep olur. Yenidoğan bebek, demir eksikliğine erişkinlerden daha duyarlıdır.
Çocuklarda demir eksikliğinin en sık görülen nedenleri;
Doğumdan sonraki ilk altı ay için;
- Erken doğum,
- Düşük doğum ağırlığı.
İkinci altı ay için ;
- Yetersiz demir alımı,
- Demir emilmesini önleyen besinlerin fazlaca alınması,
- Uzun süre emzirme,
- İnek sütüne erken, katı besinlere geç başlanmasıdır. Daha büyük çocuklarda; demirden fakir beslenmenin yanısıra, kan kaybı da mutlaka araştırılmalıdır.
Ülkemizde yaygın olan, yemekle birlikte çay tüketimi de, gıdalardaki demir emilimini azaltır. İnek sütü hem demir açısından fakirdir, hem de içerdiği demirin ancak %10’u emilir. Anne sütündeki demirin %49’u emilir ve bu emilim inek sütündeki demirin emiliminden kolaydır. Anne sütü alan çocuklarda, 6. aydan itibaren demir içeren ek gıda alınmıyorsa, bu çocuklarda da demir eksikliği kaçınılmazdır.
Hayatın ilk 4-6 ayında, demir, depolara doğru yer değiştirir. 6-12. aylar arasında, kan hacmi artar, ancak; bu dönemde anne sütündeki demir miktarı da azalmaktadır. Bu sebeple; bebekler ve küçük çocukların ihtiyacı olan demir, ancak demir takviyesi ile sağlanır.
Ana okuluna giden çocuklarda; inek sütünün fazla tüketilmesi, ya da vejetaryen beslenme alışkanlığına bağlı olarak, demir eksikliği anemisine sık rastlanmaktadır. Erken yaşlardan itibaren düzenli beslenme alışkanlığı ile bunun önüne geçilebilir.
Ergenlik çağında; erkeklerde kas kütlesinin artışı, kızlarda menstruasyonun (âdet kanaması) başlaması, stresin çok olduğu bu dönemde yapılan bilinçsiz diyetler, demir alımı ve ihtiyacı arasında dengesizliğe neden olarak, kansızlığa yol açabilir.
Çocuklarda demir eksikliği yapan başlıca patolojik durumlar ise;
-Uzun ya da kısa, açık ya da gizli, tüm kan kayıpları (selim veya habis hastalıklar, inek sütü allerjisi)
-Demir emilim bozukluğu (çölyak hastalığı, paraziter hastalıklar),
- Kronik böbrek hastalıklarıdır.
(Devam edecek)
YORUMLAR