Tedâvî:
Demir eksikliği; en sık rastlanan, fakat tedâvîsi en kolay olan bir hastalıktır. Tedâvînin başarısı için, kullanılan preparattaki demirin iki değerlikli olması, yeterli dozda alınması ve tedâvînin sürekliliği şarttır. Yetersiz ve kısa süreli tedâvî, ilacın bilinçsiz kullanımı, tedâvîyi en sık başarısızlığa uğratan sebeplerdendir. Aneminin derinlik ve şiddetine göre, tükenen depo demiri tamâmen yerine koyabilmek için, üç-altı aylık demir tedâvîsi gerekli olabilir.
Demir eksikliğinin giderilmesinde tercih edilen yol, ilacın damla ve şurup formlarının ağızdan uygulanmasıdır. Kas içine demir enjeksiyonu, iğne yapılan yerde belirgin renk değişikliğine ve ağrıya sebep olduğundan, mecbur kalmadıkça tercih edilmez. Sindirim sisteminden demir emiliminin bozulması, ağızdan tedâvîye uyumsuzluk, depoların hızla dolması gerektiği durumlarda, demirin kas içine enjeksiyonu tercih edilebilir.
Bazı uzmanlar, anne sütü alan çocuklara, dördüncü aydan îtibaren demir verilmesini önermektedir. Çünkü altı ay süresince anne sütü alan bebeklerde, demir takviyeli besinler alanlara göre, demir depoları daha fazla azalır. Erken doğup anne sütü alanlarda, demir eksikliği gelişme riski daha yüksektir. Eksikliğin ağızdan verilen uygun ilaçla giderilmesi kolaylıkla mümkündür. Bu bebeklerde, doğumdan sonraki ikinci haftadan îtibaren, demir tedâvîsine başlanması anemi sıklığını azaltır. Çocuğun yaşına göre ihtiyacı olan demir miktarı değiştiğinden, önerilen günlük demir dozu da değişir.
Anemi tedâvîsinde, demirin midede yaptığı lokal tahrişe bağlı olarak; ağrı, yanma, bulantı-kusma ortaya çıkabilir. Bu yan etkiler çocukluk çağında seyrek görülmekle birlikte demir dozuyla orantılı olarak artabilir. Demirin yeteri kadar suyla alınması bu yan etkileri azaltabilir. Antienflamatuar -ağrı kesici- bazı ilaçlar, demirin midede yaptığı tahrişi arttırabilirken, bazı ilaçlar demirin emilimini engelleyebilir.
Demir tedâvîsi, büyüme ve gelişme için elzem olmasına karşılık, demir ilaçlarının çocukların eline geçmesine ve kontrolsüz olarak alınmasına engel olunmalıdır. Zîra doz-aşımı denilen demirin fazla alınması durumunda, demir zehirlenmesi ortaya çıkabilir, kontrolsüz demir kullanımı da hemokromatozis olarak adlandırılan, demir depolama hastalığına yol açabilir.
Gebelik boyunca, anne karnındaki bebeğe, anne dolaşımından etkin bir şekilde demir transferi olur. Zamanında doğan bebeklerde önemli bir kan kaybı olmadıkça, ilk dört ay boyunca demir eksikliği anemisi ve dışarıdan demir ihtiyacı nâdirdir. Demirle destekleme olmazsa, diyete katı gıdalar eklendiği yaşlarda (dört-altı aydan sonra), demir depolarında yetersizlik meydana gelir. Demirin, anne karnındaki bebeğe önemli miktarda transfer olduğu aylar, son üç aylık dönemdir. Prematüre (erken doğan) bebekler, bu etkin transferi, yeteri kadar almadığından depo demir miktarları azdır. Ayrıca prematürelerde doğum sonrası büyüme daha hızlı olduğundan, demir ihtiyacı da artmıştır ve bu eksiklik yerine konmazsa anemi kaçınılmazdır.
Demir eksikliği anemisinden korunma
Süt çocukları, ilk altı ay sadece anne sütü ile beslenmelidir. Daha sonraki aylarda, ek besinler yeterince verilmez ve anne sütü ile beslenmeye devam edilirse, takviye demir verilmesi gerekir. Altı aylık çocukta, ek besinler verilmeye başlanmalıdır. Yumurta, karaciğer, et gibi demirden zengin yiyecekler tercih edilmeli, mümkünse demirle zenginleştirilmiş mamalar kullanılmalıdır. Demirden orta derecede zengin olan pekmez, susam, kuru meyveler, yeşil yapraklı sebzeler belli sıklıkta tüketilmelidir. Demir emilimini kolaylaştıran limon, portakal, mandalina, domates gibi C vitamininden zengin besinler diyette yer almalı; çay, cips, şekerlemeler, hazır meyve suları gibi emilimi azaltan gıdalar verilmemelidir.
İlk oniki ayda mümkünse inek sütü kullanılmamalı, demir katkılı süt formülleri tercih edilmelidir. Bir yaştan sonra, günlük süt alımı 500 ml’yi geçmemelidir. Uygun beslenemediği düşünülen, iştahsız, ağırlık artışı yetersiz olan süt çocuklarına, takviye demir verilmelidir. Prematüre ya da düşük doğum ağırlığı olanlara da koruyucu olarak belli miktarda demir verilmelidir.
Demir tedâvîsine yetersiz cevabın sebepleri;
Tedâvîye uyumsuzluk, ilacı kullanmama, devam eden kan kaybı, tedâvî süresinin yetersiz oluşu, süt tüketiminin fazla olması, yanlış teşhis, dializ vb. demir emilimini engelleyen bazı durumlardır.
Demir tedâvîsinde ilacı kullanırken, hastaya ilacın yeterli dozda ve sürede uygulanması gerekir. İlaç süt ve süt ürünleriyle, çayla, anti-asitler ve tetrasiklinler gibi bazı ilaçlarla, aynı anda alınmamalıdır. Demir dişlerde siyah çizgilenmelere yol açabilir. En sık görülen yan etkisi kabızlıktır. Dışkıyı siyaha boyayabileceği hastaya bildirilmeli, gizli kanamaya karşı dikkatli olunmalıdır.
YORUMLAR