Çocuklarda Obezite-2

Obezite, hangi hastalıklara zemin hazırlar?

Çocuklukta obezite, psiko-sosyal problemler, uyku bozuklukları, omurga bozuklukları, idrar kaçırma, kanda yağların yükselmesi, karaciğerde ve iç organların çevresinde yağlanma, kan şeker dengesinde bozulmaya…

İleriki yaşlarda ise;

-Kalp-damar hastalıkları (Obezlerde kalp damar hastalıklarından ölüm, 4 kat daha fazla görülmektedir),

-Yüksek tansiyon (Hipertansiyon riski, obezlerde 3 kat daha fazladır),

-Kanda yağların yükselmesi, damar sertliği, felç (inme), şeker hastalığı, gut hastalığı, eklemlerde kireçlenme, topuk dikeni, yemek borusu iltihabı, mide yırtığı, safra kesesi taşları, karaciğerde yağlanma, cilt yırtılmaları, ciltte aşırı yağlanma, uykuda nefes alamama, âdet düzensizlikleri, kısırlık, iktidarsızlık…

-Bazı kanser türleri (meme, rahim, safra kesesi, kalın bağırsak, prostat),

-Erken ölümler, psikolojik durumda kötüleşme, depresyon… vesâireye sebep olmaktadır.

 

Çocuk Obezitesinin Tedavisi:

Çocukluk obezitesi; ciddî ve tedbir alınması gereken, tedavisi zor, ama mecbûrî olan bir hastalıktır. Kilo kaybı ile yukarıda saydığımız kronik hastalıkların ortaya çıkışını önlemek mümkündür. Tedavide âile eğitimi şarttır. Doktor, çocuk hemşiresi, diyetisyen, psikolog, fizyoterapist, çocuğun annesi (bilhassa çocuğun beslenme ve bakımını üstlenen kişiler) tedavi ekibinde yer almalıdır. Obez çocukların beslenmesi düzenlenmeli, fizik aktiviteleri artırılmalıdır.

Obez çocukların beslenmelerinde, çok miktarda şeker; şekerli, yağlı, katkılı, hazır gıdalar yer almaktadır. Bu durumun düzenlenmesi gerekmektedir;

-Gazlı, kolalı, kafeinli içecekler, hazır meyve suları yerine; ayran, süt, taze sıkılmış meyve suyu ve su içilmeli,

-Ara öğünlerde abur-cubur yenilmemeli,

-Hamburger, pizza, tost, sosisli sandviç gibi fast-food tarzı gıdalar diyetten çıkarılmalı,

-Hazır gıdalar ve sera ürünleri yerine tabiî ve mevsiminde yetişen sebze-meyveler tüketilmeli,

-Reçel, bal, yağ, ekmek, makarna, pilav, börek, mantı, hamurlu tatlılar, yağda kızarmış yiyecekler, çikolata, gofret, dondurma, şeker, pasta, kek sınırlanmalı,

-Baklagiller gibi posalı gıdalar diyete konulmalı

-Yeme-içme biçimi düzeltilmelidir;

-Hızlı yenilmemelidir; doyma merkezi yemeye başladıktan 15-20 dakika sonra uyarılır. Hızlı yenilince, bu merkez uyarılmadan fazla kalori alınmış olur.

-Ayakta yenilmemeli, yiyecekler iyice çiğnenmelidir. Bu yeme süresini uzatır, hazmı kolaylaştırır ve sıhhat bakımından daha uygundur.

-Çok sık yenilmemelidir.

-Yatmadan önce yenilmemelidir.

-Büyüme çağındaki çocuklara çok kısıtlı diyet verilmesi uygun değildir. Diyetin protein, yağ ve karbonhidratı dengeli olmalıdır. (Çocukların beslenmesinin nasıl olması gerektiğini, daha önceki yazılarımızda anlatmıştık.)

-Çocukların fizikî aktivitesi düzenlenmelidir. Fizikî aktivite, sadece enerji tüketimini artırmaz. Aynı zamanda insülin duyarlılığını artırarak şeker hastalığının; iyi kolesterolü (HDL) artırarak kalp-damar hastalıklarının gelişimini önler. Diyetle verilen kilo kaybı, egzersizden fazladır; ancak egzersiz, kilo kaybının uzun süreli olmasına yardımcı olmaktadır.

-Çocuklar; televizyon başında 2 saatten fazla zaman geçirmemeli, yemek yerken televizyon seyretmemeli, asansör yerine merdiven kullanmalı, kendi işlerini (giyinme, çantasını-eşyalarını toplama vs.) kendileri yapmalı; yürüyüş, basket, yüzme gibi düzenli sportif faâliyetlere veya egzersizlere yönlendirilmelidir. İlâç ve cerrahî usullerin, çocukluk obezitesinin tedavisinde yeri yoktur.

Netice olarak, tedavide ideal olan yavaş kilo verme ol­duğu için, sabırlı davranılmalıdır. Büyüme çağındaki çocuk­ta kilo verişi çok fazla olmayabilir, boy uzaması ile vücut oranları normale gelir. Tedavide cesaretlendirme çok önemlidir. Sık kontrollerle çocuğun diyet tedavisine uyması özendirilmelidir.

Ne acıdır ki, açlıktan ölen insanların yaşadığı dünyanın başka bir yanında insanlar tokluktan ölümle burun buruna gelmekte ve aşırı yemenin yol açtığı hastalıkların tedavisi için milyonlarca dolar harcanmaktadır.

Uluslararası Obezite ile Mücadele Kuruluşu (IOTF); obezitenin, dünyada ilk sıradaki ölüm sebeplerinden biri hâline gelmeye başladığını; dünyada 1.7 milyar insanın fazla kilolu olduğunu belirtmektedir. Bu rakam, dünyadaki açların sayısından daha fazladır, zira; Birleşmiş Milletler’in (BM) iki örgütünün; Gıda ve Tarım Örgütü’yle (FAO) Dünya Gıda Programı (WFP), 16 Ekim Dünya Gıda Günü için hazırladıkları rapora göre, dünyada 1 milyar 20 milyon aç insan yaşamaktadır.

Ülkemizdeki durum da hiç iç açıcı gözükmemektedir. Türkiye’de obez sayısının 20 milyona yaklaştığını, nüfusun yüzde 66’sının obezite tehdidi altında olduğunu belirten Türkiye Obezite Araştırma Derneği’nden yapılan açıklamada, bir kişinin obezite tedavi masrafının en az 800 dolar, 70 milyonun üzerinde aşırı obez olan ABD’de de ise obezite için yapılan toplam harcamanın 100 milyar doları aştığı bildirilmektedir.

Nice çocuklar, yemeye lokma bulamayıp açlıktan ölürken, kimi çocuklarda da obezite, giderek artan ve gelecekteki nesilleri tehdit eden bir tablo olarak karşımıza çıkmaktadır.

Erişkinlerde görülen obezitenin % 30’unun temeli, çocukluk çağında atıldığından; bu konudaki tedbirlerin de çocukluk döneminde alınması gerekmektedir. Bunun için öncelikle, yavrularımızı Batı tarzı beslenmeden kurtarıp; “sünnet-i seniyye” üzere yeme davranışıyla ve kendi kültürümüzün mutfağı ile buluşturmamız, büyükten küçüğe “yemek için yaşamayı değil, yaşamak için yemeyi” prensip hâline getirmemiz şarttır.

PAYLAŞ:                

Betül Nefise İnal

Betül Nefise İnal

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle