Çocuk, Oyun Ve Zekâ-2

Geçen ayki yazımızda çocukların zihnî, sosyal, dil ve motor (hareket) becerilerinin gelişiminde, oyunun ne kadar önemli bir yer teşkil ettiği üzerinde durmuştuk. Biz yetişkinler için günlük işlerimiz ne ise, çocuk için de oyun aynı anlamı taşımaktadır.

İyi bir oyun için çocuğun ihtiyaç duyduğu iki şey vardır; bunlardan birincisi hayal gücü, diğeri ise oyuncaklardır. Hayal gücünü çarşıdan alıp çocuğunuza sunmanız mümkün değildir, fakat çocuklarınızın kurdukları oyunlarda kullandıkları oyuncaklar üzerinde hayli kontrol sahibi olduğunuzu düşünürsek; onların gelişimine uygun oyuncaklar seçmek bizim onlara sunacağımız sağlıklı oyun için ilk adım olacaktır.

Çocuğunuz için seçtiğiniz oyuncak, onun yaşına ve gelişim özelliklerine ne kadar uygun olursa, o kadar ilgisini çok çekecek ve çocuğu başında daha uzun süre tutacak; hem de sizi maddî açıdan sürekli değişik oyuncaklar alma külfetinden kurtaracaktır. Bunun yanı sıra iyi seçilmiş bir oyuncak, çocuğun gelişimini en doğru şekilde destekleyecektir.

Yeni doğan bebek, kendisini anneden tam anlamıyla bağımsız ayrı bir fert olarak görmediği için, algı dünyasında anne daha büyük yer teşkil etmektedir. Bu yüzden yeni doğan için en iyi oyuncak annesiyle arasındaki fizîkî ve duygusal bağın simgesi olan anne memesidir. Henüz dünyaya gelmiş bebek, ilk olarak karnını doyurma içgüdüsü ile annesini emer, fakat karnı doyduktan sonra bile memeyi ağzında tutarak kendisini güvende hisseder.

Çocuk, iki aylık olduğunda artık çevresindeki hareketli cisimleri gözleri ile takip edebilecek olgunluğa ermiştir. Üçüncü ayını tamamlayana kadar en çok sizinle birebir konuşmaktan hoşlanacaktır. İlgisini en çok sallanan, dönen, renkli ve müzikli oyuncaklar çeker. Üç aylık olduğunda artık elindeki objenin sallanınca ses çıkardığının farkına varır, çıngıraklar ile ses çıkarmaya başlar. Bu dönemde çocuklara yumuşak kitaplar alınması onların kitapla erken yaşta tanışmalarını sağlayacağı için çok önemlidir. Kitaplar artık çocukların çıngırak sepetinde bile yer almaktadır.

Dördüncü aydan itibaren bebeklerin sallama ve çalkalama davranışlarını sıklıkla tekrar ettiklerini görürüz. Ellerine aldıkları her şeyi ilk olarak ağızlarına götürürler. Ağızları vasıtasıyla dış dünyanın uyaranlarını algılamaya çalışırlar, bu onlar için nesneleri tanımanın bir yoludur. Bu dönemde bebeklerin dişleri de yavaş yavaş kaşınmaya başladığı için oyuncak sepetinize bir de diş kaşıyıcı misafir etme zamanınız gelmiştir. Artık yumuşak dolgu toplar, hayvanlar, sıkınca ses çıkaran plastik nesneler ilgisini ve dikkatini çeker. Onları eline alıp ağzına götürüp onlarla oynayabilecek olgunluğa gelmiştir.

Yedinci ayda artık çocuğun dış dünyayı araştırma ve keşfetme ilgisi oldukça artmıştır. Bu merakı ile orantılı motor (hareket) becerileri de hızla gelişim gösterir. Önce desteksiz oturmayı, ardından emeklemeyi, ayaklanmayı ve sıralamayı öğrenir. Yaklaşık bir yaşında tüm çocuklar yürümeye başlarlar. Etraflarındaki nesnelerle oynama, onları yere fırlatma, çekme, itme onlara çok keyif verir. Bir yaşına doğru artık çocukların oyuncak sepetindeki kitaplar yumuşak dolgu değil sert kapaklı kitaplar olmaya başlamalıdır, mutlaka ebeveynler çocukları ile birlikte kitap okumalıdır.

Bir yaşını geçtikten sonra çocuk ev içinde rahatça dolaşmaya başlar; peşinden sürükleyebileceği tekerlekli bir kamyon ya da hayvan, üstünde oturabileceği küçük bir koltuk veya tabure oldukça ilgisini çeker. Büyük ve az parçası olan tahta yap-bozlarla çalışabilirler. Bu dönemde çocuklar en çok yetişkin gibi olmaya özenir ve onların davranışlarını taklit etmek isterler. Onlara yetişkin davranışlarını taklit edebileceği oyunlar sunduğunuzda uzun süre oyun oynayabilirler. Mesela mutfak gereçleri, plastik arabalar gibi.

 İki yaşına geldiğinde artık boya kalemleri ve kitaplarıyla çalışmaktan ve yetişkinlerle birlikte büyük resimli hikâye kitapları okumaktan zevk alır. Ayrıca bu dönemde oyun hamuru ile oynamaya başlaması; hem el becerilerinin, hem de hayal gücünün gelişmesini destekler. Kum ve su her yaştaki çocuk için vazgeçilmez oyun malzemeleridir, 2 yaşındaki bir çocuğu güzel havalarda mutlaka parka götürüp kumla oynayabileceği uygun oyuncaklar sunulmalıdır. Bu dönemde çocuklar müzikli kitaplar ve basit müzik âletleri ile tanıştırılmalıdır. Bunun dışında sıralama ve sınıflama becerilerini destekleyecek oyuncaklarla da tanıştırıp zihnî gelişimleri takip edilmelidir.

Üç ile dört yaş arasında çocuklar zihnî anlamda bencil düşünceden uzaklaşıp sosyalleşmeye başlarlar. Bu dönemde çocuk oyunlarının daha da sosyalleştiğini görüyoruz.  Basit giysileri olan bebeklerin kıyafetlerini değiştirirler; trenler, yapı inşa oyuncakları (lego gibi) ile oynarlar. Bebekleri ve oyun karakterleri ile iletişimleri artar, onlarla konuşur ve onları konuştururlar.

3 yaşındaki bir çocuk, vücut koordinasyonu açısından üç tekerlekli bir bisiklete binmek için yeterli düzeye erişir.

Dört ile beş yaş arasında dikkat süreleri daha fazla uzadığı için masa başında oturup kart oyunları oynamaya başlayabilirler. Sanat setleri, spor aktivitelerinde bulunabilecekleri oyuncaklar (basketbol potası gibi) ve bisiklet dönemin vazgeçilmez oyuncakları arasındadır.

Beş ile altı yaş arası anasınıfı eğitim dönemine tekabül ettiği için çocuklarımızın birçoğu, bu dönemde eğitim kurumlarına gitmeye başlamaktadır. Anasınıfı eğitimi, ilkokul için temel niteliğinde olması sebebiyle annenin çalışıp çalışmadığına bakılmaksızın çocukların bir anaokuluna gönderilmeleri gerekmektedir. Bu dönemde çocuklar rakamlar bilgisi ile tanışmalıdırlar. Resim ve sayı eşleştirme oyunları, kızma birader, domino gibi oyunlarla oynar; böylece hem arkadaşları ile oynayarak sosyalleşme imkanı bulur, hem de sayı kavramlarını algılamaları kolaylaşır. Bu dönemde artık sosyalleşme çok önem kazandığı için çocuklar için en câzip oyuncak bile bir başka arkadaşı ile oynayabildiği zaman farklı bir anlam taşıyacaktır.

Çocuklar ilkokula başladıklarında kendilerini daha yetişkin hissederler ve aktivitelerinin sonuçlarının daha gerçekçi olmasını isterler. Yetişkin benzeri spor aletleri, tenis raketleri, patenleri kullanmaktan hoşlanırlar. Küçük parçalı ve çok sayılı yap-bozları yaparak konsantrasyon becerisini geliştirir; uçurtma, bisiklet, paten gibi bahçe oyuncakları ile kaba motor (hareket) becerilerinin gelişimi desteklenir. Pilli elektronik oyuncaklarla oynayabilecek zihnî olgunluğa ermiştir. Ayrıca hobilerin de bu dönemde başladığını görüyoruz. Kız çocukları, ilkokul döneminde peçete koleksiyonu, erkek çocukları araba, pul koleksiyonu yapabilirler.

Çocuklar oynadıkları oyuncaklarla şekillenirler; eline silâh verilen çocuk savaşmayı öğrenir, bebek verilen çocuk sevmeyi, paylaşmayı öğrenir…

Son yıllarda ithal ürünlerin son derece çeşitli, ucuz ve bol olması açısından her yaş çocuğu için piyasada uygun oyuncaklar bulmak mümkündür. Bu durum görünüşte avantaj olmasına rağmen aslında çocuklarımızın ileride karşılaşabilecekleri ciddî sıkıntılar için de alt yapı oluşturmaktadır.

Genellikle anne-babalar kendi çocukluklarında sahip olamadıkları oyuncakları fazlasıyla çocuklarına alarak kendi geçmişlerindeki bu eksikliği telâfî etmeye çalışırlar, çocuklarını bu şekilde tatmin etme yoluna giderler. Bu tip bir yaklaşımı özellikle çocuğunu duygusal anlamda besleyemeyen ebeveynlerde bir telâfî mekanizması olarak sıkça görmekteyiz. Fakat gereğinden fazla olan her şey, küçücük çocukları doyumsuzluk tehlikesi ile baş başa bırakmaktadır. Yapılan bu hataların karşılığını hiçbir şekilde mutlu olamayan minik çocuklarla karşılaşarak alıyoruz.

Bugünün çocukları, artık yeni oyuncaklarla sadece oyuncağın paketini açana kadar mutlu oluyorlar; paket açılıyor; oyuncak bir kenara atılıyor; neticede oyuncağı kırılan çocuk üzülmüyor bile…

Bugün çocuğunuzu bir ytl ile alabileceğiniz yeni bir oyuncak araba ile tatmin edebiliyorken, aynı çocuk ergenlik döneminde tedarik edemeyeceğiniz yeni isteklerle karşınıza gelebilir ve hayal kırıklığı yaşayabilir.

Bu tip sıkıntılarla karşılaşmamak için oyuncak seçiminde anne-babalara tahmin edildiğinden fazla görev düşmektedir. Seçtiğiniz oyuncak, onun gelişim düzeyine uygun, ama ihtiyacından fazla olmamalıdır. Eğer çocuğunuz oyuncaklarının kıymetini bilmiyorsa, ihtiyacından fazla oyuncağı var demektir.

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle