Çocuğun Velîsi

Allah Rasûlü, her doğmuş çocuğun eğitim ve öğretimini gözetecek bir velîsinin olmasına çok dikkat ederler ve bu sorumluluğun öncelikle “baba”ya ait olduğunu ifade buyururlardı. Bu mânâda Ebû Hüreyre’den gelen bir rivayette: “Çocuğun babası üzerindeki haklarından biri, ismini ve edebini güzel yapmasıdır...” buyurulmaktadır. (Feyzulkadîr, 2538, 2489) 

Eğer baba yoksa veya çocuğu ile ilgilenemeyecek durumdaysa, çocuğun terbiyesi ve bakımı, dede, anne, vâsi vs. eliyle gerçekleştirilir. Eğer akrabalardan bunu üzerine alacak kimse çıkmazsa, mahkeme çocuğa bir velî tayin ederek, terbiyesini kontrol altında tutar. (Peygamberimizin Sünnetinde Terbiye, Prof. Dr. İbrahim Cânân, 44)

Âlimler, çocuğun velîsi üzerindeki haklarını sayarken “yedirme, giydirme ve nafaka”yı dile getirmişler, fakat bilhassa dînî eğitim ve terbiyesine dikkat çekmişlerdir. 

Çocuğun iyi yetiştirilmediği takdirde ailesine ve çevresine vereceği zararla ilgili şu hadîs-i şerif ne kadar ibret vericidir:

“Asıl düşman, öldürdüğün takdirde, senin için bir nur olan, seni öldürdüğü takdirde (şehâdetine/sebep olarak) cennete gönderen düşman değildir. Hakîkî ve en büyük düşmanın kendi sulbünden gelen evlâdın, sonra tasarrufun altında bulunan malındır.” (el-Heysemî, Mecmau’z-Zevâid 10, 245)

Süfyân-ı Sevrî: “Kişinin, çocuğunu hadîs öğrenmeye zorlaması gerekir. Zîrâ o, bundan mes’ûldür.” der. 

Abdullah ibn-i Ömer de: “Oğlunu terbiye et, zîrâ bundan mes’ûlsün. «Terbiyesiyle ilgili olarak ne yaptın, neler öğrettin?» diye hesaba çekileceksin.” der. (İbnu’l-Kayyim. Tuhfe, s. 124.)

 

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle