Boşanma Sebepleri Ve Çözüm Önerileri-2-

Nikâhsız kadın ve erkeğin başbaşa kalması olan “halvet” nasıl haramsa, internet ortamında sadece iki kişinin göreceği, muhtevâ itibariyle insanları mahcub edecek ve uzun vâdede insanı çeşitli günahlara sevk edecek yazışmalar da bir nevî halvet gibidir. Evlenmeye niyetlenen bir kişi, sosyal medyadaki yazışma ve paylaşımlarını silmek zorunda kalıyorsa, bir problem var demektir. Eş adayının görmesinden utanılacak şeyler, aslında Rabbimiz’den hayâ etmemiz gerektiği gerçeğini hatırlatmalıdır.

Ayrıca kişinin silmeye çalıştığı paylaşım ve yazışmaların ya da telefon mesajlarının, yazıştığı kişiler tarafından muhafaza edilmesi ve aleyhine kullanılması da mümkündür. Hayatında temiz bir sayfa açmak isteyen bazı gençler, mazilerinde yapmış oldukları hatalar sebebiyle, zor durumda kalabilmektedir. Dedikodu ve söylentiler, eş adaylarının içine vesvese ve fitne sokmalar, kıskançlık ve hasetler, daha yuva kurulmadan ya da -Allah korusun- kurulduktan sonra çiftlerin arasında ciddî problemler oluşturabilmektedir.

Bu ve benzeri problemlerin oluşmaması ve gönül huzuru için, anlatmaktan ve anlatılmasından çekinilmeyecek bir mâzî ile evliliğe adım atılmasının önemini gençlerimize izah etmeliyiz. Bu yüzden kızların ve erkeklerin hemcinsleriyle arkadaşlık etmesini; âilelerden bir müddet saklanmasını isteyerek yapılan evlilik tekliflerinin ciddiye alınmamasını tavsiye etmeliyiz. Niyetinde ciddî olan kişi, bu isteğinin hem kendi, hem de karşı tarafın âilesi tarafından bilinmesini, bilâkis istemelidir.

Kendini olduğundan farklı tanıtmak, kalıcı ve ciddî kusurlarını gizlemek, hâsılı şeffaf ve dürüst olmamak da bir diğer problemdir. Eğer mâzîsinde ahlâkî açıdan İslâmî prensiplere ters birtakım hatalar olmuşsa, bunlar için öncelikle tevbe etmeli; ardından da eş adayı ile bunlar açıkça paylaşılmalıdır.

Başkalarından duyulması ihtimali olan hâdiseler hakkında aslâ ihmalkâr ya da çekingen bir tutum sergilenmemelidir. Ömür boyu birlikte olmaya niyet edilen kişi ile risk alarak yuva kurmak; hem kendine, hem eşine yazık etmek mânâsına gelebilir. Eş adaylarının evlilik kararı sürecinde istişâre ettiği kişiler ya da aracılar da aynı hassasiyeti taşımalıdırlar. Adayı tanımak için sorulan sorulara etraflıca cevap verilmeli; kaçamak yollara ve te’villere sapılmamalıdır.

Hâsılı; gençlerin, görüşlerine güvendiği kişilerle ve âilesiyle gerekli istişareleri yaptıktan sonra karşı tarafa görüşme teklifinde bulunması yerinde olur. Teklifi alan tarafın da istişâreleri tamamlandıktan sonra görüşme gerçekleşmelidir. Birbirleri hakkında doğru dürüst fikir sahibi olmayan gençleri tanıştırmak, her iki tarafın psikolojisi açısından mahzurlar ihtivâ edebilir. Beğenilmemek, beğenmediğini ifade etmeye çekinmek vs. gibi durumlara kapı açılmış olur böylelikle… İstişârelerden sonraki görüşmenin de mutlaka evlilikle sonuçlanmasının gerekmeyeceği unutulmamalıdır.

Görüşme, taraflarda olumlu intibâlar bırakırsa, yapılacak etraflıca araştırmaların ardından âileler görüşerek, söz-nişan aşamasına geçilir. “Söz-nişan”, tarafların birbirlerine söz vermeleri mânâsını taşır; ancak bir mahremiyet ve helâllik ifade etmez.

Bu sebeple “nikâh akdi” gerçekleşinceye kadar olan süreçte, birbirini yakından tanıma uğruna halvet vs. gibi haramlara düşmekten sakınılmalıdır. Yine bu süreçte, te’sis edilmek istenen evliliğin mahzurlu olduğuna dair geçerli ve meşrû mazeretler ortaya çıkarsa, tarafların nezâket ve kul hakkı prensiplerini gözeterek ayrılabileceği unutulmamalıdır. Geçerli mahzurlar, nişan öncesi yapılan istişârelerde fark edilememiş çeşitli durumlardır. Yoksa tarafların maddî ve dünyevî birtakım istekleri, aslâ tatsızlık vesilesi olmamalı; ümmeti olmakla övündüğümüz Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in ve Ashâb-ı Kirâm’ın mütevâzi ve külfetsiz evlilikleri yolumuzu aydınlatmalıdır.

Ayrıca nişanlıyken fark edilen mahzurlar örtbas edilmemeli; bilâkis nikâhtan sonra ayrılmaktansa, bu dönemde titiz gözlemler ve fikir alış verişleri yapılmalıdır. Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in:

“Hayırlı işleri görmekte acele ediniz.” (Müslim, Îman, 186) buyruğuna rağmen maddî ortamın mükemmelliği uğruna nikâh geciktirilmemeli; nazar, hased vb. fitnelerden sakınılmalıdır.

Hayatımızın her safhasında olduğu gibi evlilik öncesinde de duâya sarılmalı; Rabbimiz’den şu âyet-i kerîmede ifade buyrulan göz aydınlığı eşler niyazında ısrar edilmelidir:

(Mü’min kullar:) «Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler ihsan et ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl!» derler.” (el-Furkân, 74)

 Ayrıca yuva kurulma aşamasında israftan kaçınılarak, gençlerin borç yükleri ile en güzel yıllarının gölgelenmesine sebep olunmamalıdır.

Rabbimiz, evlilik gibi mukaddes bir müessesenin, Batıdaki gibi azalması ve nikâhsız olarak bir arada yaşamaların çoğalması için kasıtlı ve plânlı çalışmaların yapıldığı çağımızda, göz nûru nesiller yetiştirecek İslâm yuvalarının sayısını çoğaltsın. Âmin.

PAYLAŞ:                

Didar Meltem Erdem

Didar Meltem Erdem

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle