Eskiden Anadolu’da evlerin üzerinde iki tokmak yer alırdı. Birisi büyük, diğeri ise ona kıyasla biraz daha küçük… O evi ziyaret eden kimseler, kendi cinsiyetlerine göre tokmağı kullanırlardı. Meselâ erkek misafirler kapıyı çalmak istediklerinde büyük tokmağı kapıya vurdururdu, kadınlar ise küçük tokmağı… Böylece çıkan ses, konuşmaya gerek kalmadan gelen kimsenin kimliğini ele verirdi.
İçerideki ev sahibi, gelen kimsenin durumuna göre hazırlık yapar ve kapıya çıkardı. Kalın tokmağın sesini duyan erkek, kapıdaki erkekleri karşılar ve ağırlardı. İnce tokmağın sesini duyan ev sahibi hanım ise, evini buna göre tanzim ederdi. Böylece misafir kadının sesi bile ev içindeki erkeklere duyurulmamış olurdu.
Bu incelik ve ahlâk, İslâm’la yoğrulmuş hayâ, edeb ve nezâket toplumunun, yani bizim şerefli ecdadımızın yaşanmış hayatından bir parçadır. Bugün herkesin herkesle her şeyi oturup konuştuğu bir topluma dönüşmüş olan bizler mi daha ilerdeyiz, yoksa onlar mı? Tarihin ilerlemesi bize bir şeyler mi kattı, yoksa bir şeyler mi alıp kopardı? Ne gitti, ne kaldı? Bir lahzacık tefekkür…
YORUMLAR