Bir Kelime: Hicret

Bir Kelime: Hicret

 

Hicret, Allah’ın adını en yüksek kılmak (i’lâ-yı kelimetullah) için her şeyini terk etmektir. Eğer yaşanılan yerde, Allâh’ın adını anmak, O’nun emrettiği gibi yaşamak imkânsız hâle gelmişse ve orada bulunmaya devam edildiğinde can güvenliği de ortadan kalkmış olacaksa, hicret etmek bir mecburiyet hâlini alır.

Hicret, bütün peygamberlerin sünnetidir. Her biri, içinde yaşadıkları toplumda Allâh’ın indirdiği dini tebliğ ederken önce küçümsenerek alaya alınmışlar, sonra hakaret ve işkencelere mâruz kalmışlar, sonra da bütün çarelerin tükenmesi üzerine Allâh’ın emri ve izniyle doğup büyüdükleri mekânı terk etmişlerdir. Allah da kendilerine, emniyet içinde dinlerini yaşayabilecekleri daha güzel beldeler nasip etmiştir.

Hicret, Allâh’a güvenmek, sadece O’na dayanmak, O’nun rızâsını üstün tutarak sevdiği ve bağlandığı her şeyi geride bırakabilmektir. Bu yönüyle hicret, büyük bir fedakârlıktır. Allah da bu fedakârlığa mukabil, yardım, fetih ve rızâsını vaad etmiştir.

Hicret, bazen ruhsat, bazen azimettir. Îmanın izzetini korumak için, geçici sıkıntılara göğüs germektir. Mü’min azizdir, zillete râzı olmaz!.. Îmanın ve mü’minin zillet içinde yaşadığı ortamlarda, bu hakaret ve aşağılamayı sineye çekmek yerine, Allâh’ın arzının geniş olduğuna inanarak başka bir mekâna göç etmektir.

Hicret, hasrettir, gurbettir, mahrumiyettir. Hicret, kavuşma, vuslat, rahmet ve berekettir.

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle