Bir Âilede Hanımefendi Olabilmek

Merhûm Mûsâ Topbaş Efendimiz, hanımlar için altın değerinde nasihatlerde bulunurlardı. Bu nasihatlerden bir kısmını zikredeyim:

“Eğitim, âilede başlar. Genç kızların ilk eğitim alacakları yer, kendi âileleridir. Âile terbiyesini almış hanımlar, evlendiklerinde beylerinin ve yavrularının yuvalarında “cennet hayatı” yaşamasını temin ederler. Âile terbiyesi almadan büyümüş erkek ve kızların kurdukları yuvalar ise, genellikle çok ciddî sıkıntıların yaşandığı yerler olur.

Âilede öncelikle hanım, akıllı, zeki, firâsetli ve geçim ehli olacak. Küçüklükten itibaren ilim ve sohbet meclislerine alışacak, hizmeti sevecek, infak ehli ve cömert olacak… Her işini vaktinde, saatinde yapmayı öğrenecek… Cenâb-ı Hak, vaktin kıymetini bilenin gününü bereketlendirir. Günü bereketlenen, kısa zamanda birçok hayırlı iş yapmaya fırsat bulur. Hizmet ehli insan, ne kadar çok koşuşturursa koşuştursun, yorulmak bilmez. Hizmet ehli, rûhî sıkıntı görmez, gönlü geniş olur. Ülfet ve muhabbet ehli olur. Yüzünden daima tebessüm yayılır, onu gören insanlar dertlerini hüzünlerini unuturlar. İçlerindeki gam yükü kaybolur.

Hizmet ehli hanım, dışarıda hizmete koşacağım diye eşini, âilesini ihmal etmez. Hazret-i Mevlânâ’nın buyurduğu gibi “Kalplere merhem olmaya çalışır, diken olmaya değil!...”

Hizmet ve muhabbet ehli hanım, her ânının kıymeti bilir. Vaktini, o an için gerekli en önemli şeylerle değerlendirir. Bilmediklerini öğrenmeye ve bildiklerini ise öğretmeye çalışır. Dünyaya ve âhirete faydası olmayan sohbetlerden, gezip tozma ve eğlencelerden uzak durur. Vaktini, bunlarla boşa geçirmez.

Beş şey, kalbi inkişâf ettirir: Daima abdestli gezmeye çalışmak, kalbi zikre alıştırmak, seherlerde uyanık bulunmak, sohbetlere müdavim olmak ve ölümü sıkça hatırlamak… Zira ölümü sık sık hatırlamak, dünya muhabbetini azaltır.

Sâliha hanımlarla dostluk, arkadaşlık ve beraberlik şart… Zira iyi insanların sohbeti, hep iyilikler üzere olur. Hep Cenâb-ı Hak’tan, O’nun pek kıymetli Habib-i Edîb’inden -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bahsederler. Evliyâullâhın mânevî hâllerinden, onların güzel söz ve hâtıralarından anlatırlar. Böyle insanlarla dostluk kurmak, onların hâllerinden in’ikâs almaya sebep olur.

Aynı şekilde nefis terbiyesinde de dikkat edilecek beş şey vardır: Helâl-haram çizgilerine titizlik göstermek, şüpheli şeylerden mümkün mertebe uzak durmak, az yemek, az uyumak, az konuşmak…

Bugün biz bunlara “az gezme”yi de ilâve edebiliriz. Çünkü maalesef günümüzde hanımlar, eşlerini ve çocuklarını yolcu ettikten sonra sabahtan akşama dışarılarda gezer oldular. Kendini mânevî olarak geliştirmeye, Allah rızâsı için ilim ve sohbet meclislerine katılmaya, sâliha ve sâdıka hanımlarla birlikte olmaya vakit bulamaz oldular.

Lokman Hakîm’in ne güzel nasihati vardır:

“Ağzına girene dikkat et, bir de ağzından çıkana… İki şeyi unut: Sana yapılan kötülüğü ve senin yaptığın iyiliği… İki şeyi de unutma: Allâh’ın zikrini ve ölümü…”

Muhterem Mûsâ Topbaş Efendimizin sohbetlerinden istifade ederek zikrettiğimiz bu nasihatleri, Rabbim, önce kendi nefsimizde tatbik etmeyi nasip etsin. Sonra da bütün okuyan kardeşlerimize, bu sohbetin bereket ve feyzini ihsan eylesin. Âmin.

PAYLAŞ:                

Zahide Topcu

Zahide Topcu

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle