Yeni doğan dönemi, doğumdan sonraki ilk 4 haftayı kapsayan bir dönemdir. Bebeğin çevresine uyum sağlamaya çalıştığı önemli bir zaman dilimidir. Ülkemizdeki bebek ölümlerinin çoğu, bu dönemde meydana gelmektedir. Bu sebeple âilenin de bebeğini tanıması, hangi hâllerde doktora başvurması gerektiğini çok iyi bilmesi lâzımdır.
Yeni doğan bebek nasıl görünür?
Zamanında doğan bir bebek ortalama 3.000-3.500 gr. ağırlığında ve 50 cm. boyundadır. Başı vücuduna göre daha büyük, karnı dışarıya doğru çıkık yapıdadır. Elleri yumuk, kollar ve bacaklar vücuda doğru çekiktir. İlk üç ay, bebek başını kendisi tutamaz, zira boyun kasları yeterince güçlü değildir. Bu sebeple bebek kucağa alındığında başı desteklenmeli, ancak kol ve bacaklarını oynatmasına da izin verilmelidir.
Normal doğumla dünyaya gelen bebeğin kafatasında, doğum travmasına bağlı şişlikler olabilir. Bunlar birkaç gün içinde kendiliğinden düzelir.
Yeni doğan bebeğin kafatasında iki tane yumuşak alan vardır. “Bıngıldak” (fontanel) adı verilen bu alanlarda kemik bulunmadığından, parmakla basınca içe göçmektedir. Ön bıngıldak, dörtgen şeklinde ve daha büyük olup yaklaşık 18-24. ayda kapanır. Arka bıngıldak, üçgen şeklinde olup 2-6. ayda kapanır. Bıngıldaklar güçlü ve sağlam bir zarla örtülü olduğundan, bebeğin başını yıkamanın ya da saçını kurulamanın bir zararı yoktur. Bu yumuşak alanların sayesinde, bebeğin kafatası doğum kanalından rahatlıkla geçmektedir. Şayet bıngıldaklar, anne karnında iken kapansaydı, doğum sırasında bebeğin kafatası kanalda sıkışarak, çok ciddî beyin hasarlarının meydana gelmesine sebep olurdu. Ayrıca bıngıldakların bulunması, sağlıklı bir kafatası gelişimi için önemlidir. Doğumdan sonra bebek büyüyüp gelişirken beyin de büyümektedir. Bıngıldaklar erkenden kapansaydı, kafatası ve beyin normal gelişimini tamamlayamaz, küçük kalırdı. Bu durumda bebeğin sinir sistemi de sağlıklı bir gelişim gösteremezdi. Buna bağlı olarak pek çok sağlık problemi ile karşılaşılırdı. Her şeyi en ince detayına kadar düşünüp hesap eden ve âciz bir insan yavrusunu, daracık doğum kanalından selâmetle dünyaya getiren Rabbimiz’e ne kadar şükretsek azdır!.. Tefekkür edebilen bir insanı, baktığı her şey Yaratıcı’sına götürmektedir!
Kimi bebekler saçsız, kimisi de çok saçlı doğabilir. Vücudu kaplayan ince ipeksi tüyler; alın, omuzlar, sırt, kulaklar ve yüzde daha fazla bulunabilir. Özellikle erken doğanlarda bu tüyler daha fazladır. İlk birkaç haftada bunlar kendiliğinden dökülür.
Anneden bebeğe geçen hormonların tesiri ile bebeğin memelerinde şişlikler bulunabilir. Bunların masajla ovulması iltihaplanmaya yol açabileceğinden, uygun değildir. Kız bebeklerin vajeninden az miktarda kanama şeklinde ya da beyaz akıntı görülebilir. Bunun sebebi de anneden gelen hormonlar olup; geçici ve tedavi gerektirmeyen bir durumdur. Bu hormonların etkisi ile bebeğin yüz ve boynunda sivilceler oluşabilir.
Bebeğin cildi ilk doğduğunda gri-mavi renklidir. Bebeğin ağlaması ve nefes almasıyla ilk önce yüz ve gövde, kısa zamanda da eller ve ayaklar pembeleşerek normal cilt rengine döner. Bebeğin yüzünde toplu iğne başı büyüklüğünde inci beyazı renkli kabartılar görülebilir. Ter bezlerinin çalışmasıyla 1-2 haftada ortadan kalkan bu noktacıkları temizlemeye gerek yoktur.
Bebeklerin el bilekleri, eller, dirsek ve ayaklarında ciltte soyulmalar olabilir. Günü geçmiş doğumlarda daha sık görülen bu durum, tedavi gerektirmeden kendiliğinden geçer.
Bebek cildinde; irili ufaklı, basmakla solan kırmızı noktacıklar bulunabilir. Bunlar yüzeysel damar yumakcıkları olup; boynun arkasında, göz kapaklarında, burun ve alında daha fazladırlar. Bir yaşına kadar çoğu kaybolurken, boyundakiler daha uzun süre varlığını koruyabilir.
Bebeğin sırtında ve kalçasında kurşunî-mavi doğum lekesi bulunabilir. Çürük izlenimi veren bu lekeler, bir hastalık belirtisi değildir. Kendiliğinden geçer.
Yeni doğan bebeklerin gözyaşı bezleri tam olarak çalışmadığından, ilk günlerde ağladığında gözünden yaş gelmeyebilir.
İlk emzirme sonrasında, üst dudağında meydana gelen küçük baloncuk ağrısız olup soyulabilir. Bu da normal bir durumdur. Dudaklar dayanıklı hâle gelince kaybolur.
Bebeğin göbek kordonu, mavi-beyaz renkli bir yapıdır. Kesildikten sonra geriye 4-5 cm’lik bir kısım kalır. Bu kısım 1-2 haftalık bir sürede kuruyup rengi koyulaşır, ufalarak kendiliğinden düşer. Kordon temiz ve kuru tutulmalıdır. Üzerine bebeğin idrarı, gaitası gelmemelidir. Alkol tahriş edici olduğundan günlük bakımda kullanılmamalıdır. Kordonun düşmesi bir aya uzarsa, bölgede kızarıklık, kötü koku, akıntı olursa doktorunuzla görüşmeniz gerekmektedir.
YORUMLAR