Hicrî 1440 yılına bizleri ulaştıran Rabbimize nihayetsiz hamd ü senâ ederiz. Cenab-ı Hak, yeni yılımızı ümmet-i Muhammed için hayırlara vesîle kılsın.
Hicrî ayların ilki olan Muharrem Ayı, Allâh’ın “haram” olarak nitelendirdiği aylardan olmasıyla birlikte, birçok rahmet, bereket ve fazileti de içinde barındırmaktadır. Muharrem ayının en faziletli günü ise, onuncu günü olan “Aşûre günü”dür.
Aşûre gününün Allah katında çok faziletli bir yerinin olduğunu, Fecr Sûresi’nin “On geceye yemin olsun.” (el-Fecr, 2) âyet-i kerîmesinin tefsirinden öğrenmekteyiz. Bazı tefsirlerde bu on gecenin, Muharrem Ayı’nın ilk gününden, Aşûre gününe kadar geçen geceler olduğu beyân edilmektedir. Cenâb-ı Hak, bu gecelere yemin ederek onların kudsiyet ve bereketini bildirmektedir.
Sahâbe-i kirâm efendilerimiz:
“-Yâ Rasûlallâh! Allah Teâlâ, Aşûre gününü diğer günlerden fazîletli kılmış mıdır?” diye sorduklarında, Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“-Evet, Allah Teâlâ, Aşûre gününü diğer günlerden üstün tutmuştur. Allah Teâlâ gökleri Aşûre günü yarattı. Dağları, denizleri, Kalem’i, Levh’i ve Âdem -aleyhisselâm-’ı Aşûre günü yarattı. Âdem -aleyhisselâm-’ı Aşûre günü Cennete koydu. İbrâhim -aleyhisselâm-’ı ateşten Aşûre günü kurtardı. Aşûre gününde, oğlunun yerine kurban etmek için ona büyük bir koç verdi. Allah Teâlâ, Firavun’u Aşûre günü boğdu. Eyyûb -aleyhisselâm-’dan belâyı Aşûre günü kaldırdı. Âdem -aleyhisselâm-’ın tevbesini Aşûre günü kabul etti. Dâvud -aleyhisselâm-’ın zellesini Aşûre günü bağışladı. Îsâ -aleyhisselâm- Aşûre günü dünyaya geldi. Kıyâmete yakın, yine Aşûre günü inecektir.” buyurdular. (Abdülkadir Geylânî, Gunye, 2/53; ayrıca bkz: Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr, 5538; Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, 5132)
Aşûre günü, duâlara icâbet edilen, fazîleti âlî olan mübarek bir gündür. Bugünün fazîletine ve bugünde yapılan duâların geri çevrilmediğine dâir “er-Ravzu’l-Fâık” adlı eserde şöyle bir kıssa anlatılmaktadır:
Bir vakit Basra’da servet sahibi bir adam vardı. Her senenin Aşûre gününde müslüman kardeşlerini evine toplar, sabaha kadar Kur’ân okuyup okutarak geceyi ihyâ ederler; nerede fakir, garip ve kimsesiz varsa buldurur, hepsine sadakalar verir, dul ve yetimlere ikramda bulunur, elinden gelen hayrı fazlasıyla yapardı. Evinin bitişiğinde bir komşusu bulunuyordu ve komşusunun hem anası, hem de kızı senelerden beri yürüyemez vaziyette idiler. Kız, babasına sordu:
“-Babacığım bugün nedir? Komşumuz herkesi evine toplayıp bu geceyi Kur’ân ve zikirle ihyâ ediyor?” Babası:
“-Yavrucuğum, bugün Aşûre günüdür, Allah katında bugünün hürmeti büyüktür, ayrıca çok da fazîletleri vardır.” dedi.
Sonra uykuya daldılar. Fakat kız çocuğunun gözüne uyku girmiyordu. Sanki nefesi kesilmiş bir hâlde huşû ve haşyet ile Kur’ân’ı ve zikrullâhı dinliyordu. Kur’ân’ın hatim duâsını yaptıkları vakit, yüzünü semâya doğru çevirdi ve Allâh’a niyaz ederek:
“-Ey Mevlâm! Bu gecenin Senin katındaki hürmeti hakkı için, Senin rızânı kazanmak arzusuyla bu gece Kur’ân’ını okumak üzere uyumamış kulların hürmeti için beni şu hâlimden kurtar, kalbimin kırıklığını sar!” dedi.
Daha sözünü bitirmemişti ki, o anda âfiyet buldu, bütün ağrı ve sancılarından kurtularak kalkıp doğruldu. Sabah bu hâli görünce şaşırıp kalan babası bu durumu sorduğunda:
“-Babacığım, bugün ile Allâh’a tevessül ettim. O da ânında bana sıhhatimi ihsan etti.” dedi. (Duâlar ve Zikirler, sh: 113-114)
Aşûre Gününde Yapılması Tavsiye Edilen Tâat ve İbadetler
İbn-i Abbâs -radıyallâhu anhümâ-’dan rivâyetle Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
“Bir kimse Aşûre günü oruç tutsa, Allah Teâlâ ona bin şehid sevâbı verir. Aşûre günü oruçlu olan kişi için yedi gök ehlinin sevâbını yazar. Aşûre günü iftar yemeği verirse, ümmet-i Muhammed’in hepsine iftar ettirmiş, karınlarını doyurmuş gibi sevap yazılır. Aşûre günü bir yetimin başını okşayanın, yetimin başındaki saçları sayısı kadar Cennet’te derecesi artar.” (Gunye, 2/53)
Hazret-i Ali -kerremellâhu vecheh- demiştir ki:
Adamın biri gelip, Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e sordu:
“-Ramazan’dan sonra hangi ayda oruç tutmamı emredersin?”
Peygamber Efendimiz-sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“-Ramazan’dan sonra oruç tutacaksan, Muharrem ayında tut. Çünkü o, Allâh’ın Ayı’dır. O ayda bir gün vardır ki, o günde Allah geçmiş kavimlerden birinin tevbesini kabûl etmiştir. Yine o günde, gelecek diğer kavimlerin de günahlarını affeder.” buyurdu. (Tâc Tercemesi, 2/146; Tergîb ve Terhîb, no: 1527, 2/120; Tirmizî, Savm, 40)
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
“Muharrem’in onuncu günü, yani Aşûre günü oruç tutun, fakat Yahudilere muhâlefet edin. O orucu, ya bir gün evvelinden başlayarak yahut bir gün sonrasını ekleyerek tutun.” buyurdular. (Musâhabe-5, sh: 84; Ahmed bin Hanbel, Müsned, 1/241, Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, 4/287)
Bu sebeple Muharrem ayının ya 9-10’uncu günlerinde ya da 10-11’inci günlerinde oruç tutmak daha faziletlidir. Gücü yeten, 9-10-11 olarak üç gün de oruç tutabilir. Ama sadece Aşûre günü oruç tutmak, Yahudilere benzeme ihtimali yüzünden mekruh kabul edilmiştir.
Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, Aşûre günü hakkında şöyle buyurmuştur:
“...Allah, Süleyman -aleyhisselâm-’a mülkü Aşûre günü verdi. Kıyâmet, Aşûre gününde olur. Gökyüzünden ilk yağmurun inişi, Aşûre günündedir. Aşûre günü gusleden, ölüm hastalığından başka hastalık görmez. Aşûre günü bir hastayı ziyaret eden, bütün insanları ziyaret etmiş gibi olur. Aşûre gününde bir kimseye su veren, hiç isyân etmemiş gibi olur.” (Gunye, 2/53-54)
Bugünde eve çeşitli ve bol erzak almak, muhtaçlara tasaddukta, komşu ve akrabaya ikramlarda bulunmak, sene boyunca berekete vesîle olur. Yine bu günde oruçlu bulunup, gecesini de ihyâ etmenin büyük ecir ve rızâ-yı ilâhîye sebep olacağı ifâde buyrulmuştur. (Duâlar ve Zikirler, sh: 121)
Bugünde ayrıca 70 defa “Hasbünallâhi ve ni’me’l-vekîl, ni’me’l-mevlâ ve ni’me’n-nasîr. Ğufrâneke Rabbenâ ve ileyke’l-masîr.” duâsı okunur.
313 kere “Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü mine’z-zâlimîn” okunur. Bol bol istiğfar edilir. On mü’mine selâm verilir.
Muharrem ayının birinci gününden başlayarak onuncu gün dâhil olmak üzere her sabah aşağıdaki duayı 3 kere okuyanı Allah Teâlâ, gelecek senenin Muharrem Ayı’na kadar, bütün belâlardan emîn ve muhâfaza buyuracağı rivâyet olunmaktadır:
“Bismillâhirrahmânirrahîm. Elhamdulillâhi Rabbi’l-âlemîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ecmaîn. Allâhümme ente’l-ebediyyü’l-kadîmü’l-hayyü’l-kerîmu’l-hannânu’l-mennân.
Ve hâzihî senetü’n-cedîdetün es’elüke fîhe’l-ismete mine’ş-şeytâni’r-racîm. Vel-avne alâ hâzihi’n-nefsi’l-emmârati bi’s-sûi ve’l-iştigâle bimâ yukarribünî ileyke. Yâ ze’l-celâli vel-ikrâm. Bi-rahmetike yâ erhame’r-râhimîn. Ve sallâllâhu alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve ehl-i beytihî ecmâîn.” (M. Sami Ramazanoğlu, Duâlar ve Zikirler sh: 116)
Rabbimiz, Aşûre günü hürmetine, yapacağımız ibadetlerimizi ve duâlarımızı kabul eylesin. Bizi, kendisine yaklaştıracak vesîlelerin farkında olan ve bu fırsatları gerektiği gibi değerlendiren firaset ve gayret sahibi kulları arasına dâhil eylesin. Âmin!
YORUMLAR