Muharrem ayının onuncu gününe, “Aşûre Günü” denir. Aşûre günü, pek çok önemli hâdise meydana gelmiştir. Hadîs-i şeriflerde anlatıldığı üzere, “Allah Teâlâ, gökleri aşûre günü yaratmıştır. Dağları, denizleri, kalemi, Levh-i Mahfuz’u ve Hazret-i Âdem’i de Aşûre günü yaratmıştır. Âdem -aleyhisselâm-’ı Aşûre günü Cennet’e koydu. İbrâhim -aleyhisselâm-’ı ateşten Aşûre günü kurtardı. Aşûre gününde, oğlunun yerine kurban etmek için ona büyük bir koç verdi. Allah Teâlâ, Firavun’u Aşûre günü boğdu. Eyyûb -aleyhisselâm-’dan belâyı Aşûre günü kaldırdı. Âdem -aleyhisselâm-’ın tevbesini Aşûre günü kabul etti. Dâvud -aleyhisselâm-’ın zellesini Aşûre günü bağışladı. Îsâ -aleyhisselâm- Aşûre günü dünyaya geldi. Kıyâmet kopacağı zaman, Aşûre günü inecektir.”[1]
Tarih boyunca bu kadar mühim hâdiselerin meydana geldiği Aşûre gününe erişen Müslümanların, yapmaları tavsiye edilen bazı ibadetler vardır. Şöyle ki:
1-Aşûre gününü oruçlu geçirmelidir. Ancak bu oruç, sadece Muharrem’in onuncu günü olan Aşûre günü tutulmaz; bir gün öncesi veya bir gün sonrasıyla birleştirilir. Yani Muharrem ayının 9-10 veya 10-11 ya da 9-10-11. günleri peşpeşe olarak oruç tutulur. Bunun hikmeti, şu hadîs-i şerife dayanmaktadır:
Abdullah bin Abbâs -radıyallâhu anhümâ-’nın naklettiğine göre, Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz Medîne’ye gelince, Yahûdîleri Aşûre günü oruç tutuyorlar buldu. Bu orucun sebebi kendilerine sorulunca:
“-Bugün, Allah’ın Mûsâ’ya ve İsrâiloğullarına, Fir’avun’a karşı zafer ihsân eylemiş olduğu gündür. Biz bugün Mûsâ’yı -aleyhisselâm- tazim etmek için oruç tutuyoruz.” dediler.
Bunun üzerine Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
“-Biz Mûsâ -aleyhisselâm-’a sizden daha ziyâde yakınız.” buyurdular ve ashâbına o gün oruç tutulmasını emreylediler.[2]
Başka bir Hadîs-i şerifte de, “Muharrem’in onuncu günü, yâni Aşûre günü oruç tutun, fakat Yahûdîlere muhâlefet edin. O orucu, ya bir gün evvelinden başlayarak yâhut bir gün sonrasını ekleyerek tutun.” buyrulmuştur.[3]
Bu orucun fazileti hakkında Peygamber Efendimizin, “Bir kimse Aşûre günü oruç tutarsa, Allah Teâlâ, ona geceleri ihyâ edilmiş, gündüzleri oruçla geçirilmiş altmış senelik ibâdet sevâbı yazar. Kezâ ona bin şehid sevâbı verir. Aşûre günü oruçlu olan için yedi gök ehlinin sevâbını yazar. Aşûre günü iftar yemeği verirse, ümmet-i Muhammed’in hepsine iftar ettirmiş, karınlarını doyurmuş gibi sevâp yazılır. Aşûre günü bir yetimin başını okşayanın, yetimin başındaki saçları sayısı kadar Cennet’te derecesi artar.” buyurduğu rivâyet edilmiştir.[4]
2-Aşûre Günü gusledilmelidir. Bugünde gusleden kimsenin hastalıklardan uzaklaştırılacağı bildirilmiştir.
3-Aşûre günü, eve, her zamankinden fazla erzak alınmalıdır. Bugüne hürmeten evinin ve âilesinin rızkını arttıranın, sene boyunca bolluk ve refah içinde olacağı haber verilmiştir.
4-Bir müslümana iftar ettirilir.
5-Bir hasta ziyaret edilir.
6-On müslümana selâm verilir.
Rabbimiz, bizi, böyle mübârek gün ve gecelerin feyzinden gerektiği gibi istifade eden kullarından eylesin. Bu mübârek günler hürmetine ruhumuza huzur, bedenimize ibadet ve taat, hânemize saadet ve bereket, bütün İslâm Âlemi’ne rahmet ve merhametini lutfetsin. Âmin.
[1] Abdulkadir Geylânî, Gunyetu’t-Tâlibîn, 2, 53.
[2] Sahih-i Buharî Tercemesi, s: 3701.
[3] Mahmud Sâmi Ramazanoğlu, Musâhabe-5 s: 84.
[4] Abdulkadir Geylânî, Gunyetu’t-Tâlibîn, 2, 53.
YORUMLAR