Bebeğin Aşırı Ağlaması: Bebeğin huzursuz olup, sürekli ağlaması sebebiyle anneler çoğu kez paniğe kapılıp, sütlerinin yetmediğini düşünerek erkenden ek gıdalara başlamakta, bu da beraberinde başka problemleri getirmektedir. Sağlıklı yeni doğanlar, ilk 3 ay, gaz sancılarından ötürü huzursuz olup sürekli ağlarlar. Çünkü azıcık bir gaz bile onların minicik mide-bağırsak sisteminde büyük sıkıntı oluşturmaktadır.
Bu sebeple bebeği emzirdikten hemen sonra gazını çıkartmak gerekmektedir. Bazı bebekler, annelerini emdikten hemen sonra, rahatlıkla uykuya dalmaktayken, bazılarının uykuya geçmeleri ve gazı atmaları ise daha zor olmaktadır.
İlk 3 ayda gaz sancıları, en sık karşılaşılan huzursuzluk ve ağlama sebebidir. Genellikle âile içi kalabalık, gerginlik, annenin huzursuzluğu, aşırı sıcak, dar giysiler, hatta bebeğin ellerine takılan eldivenler; parmaklarını emmesine engel olduğu için bebekleri huzursuz edebilmektedir. Annenin doğum sonrası bunalıma girmesi, bebeğin ağlamasından daha fazla rahatsız olmasına sebep olmaktadır. Anne, uyarıcı maddelerden (çay, kahve, sigara gibi) uzak durmalı, gaz yapan yiyecekler tüketmemeye çalışmalıdır. Bunlar bebeğin huzursuz olmasına sebep olabilmektedir.
Bebeğin büyümesi ilk haftalarda oldukça hızlı olduğundan, sık sık ağlayıp emmek isteyecektir. Doğumdan sonraki 3., 6. ve 8. haftalarda bebekler daha fazla ağlayıp, emmek istemektedirler. Bu sırada endişeye kapılmadan bebeğinizi, sık sık emzirmelisiniz. En geç 72 saat içinde anne sütü, bebek için gerekli seviyeye ulaşmaktadır. Anneler bu sırada fırsat buldukça uyumalı, istirahatini yapmalı, beslenmesine dikkat etmelidir. Bebeğe sütün yetmediğini; bebeğin ağlaması değil, kilosundaki değişiklik belirlemektedir. Ayda en az 600 gr. alan, günde 5-6 kez idrar yaparak bezini ıslatan bebeklere, anne sütü yeterli oluyor demektir.
Gaz sancısı, ilk 3 ayda sıkça karşılaşılan ve korkulmaması gereken, kendiliğinden geçen bir durumdur. Daha çok, anne sütü almayan ve zayıf doğan bebeklerde görülmektedir. Bunun tam bir ilacı olmamasına rağmen, gaz giderici damlalar bir miktar rahatlama sağlayabilir.
Bebeği kucağınıza almak, aşırı uyarıcı madde tüketiminden kaçınmak, bebeğin karnına sıcak havlu koymak, sık banyo yaptırmak, ağlama süresini azaltmaktadır. Bebeği emzirirken, hava yutmamasına dikkat etmek, bir göğüs boşaldıktan sonra diğerine geçmek, bir sonraki emzirmeye en son boşaltılan göğüsten başlamak, emzirdikten sonra bebeğin gazını çıkarmak, ağlamasını ve huzursuzluğunu azaltmakta faydalı olacaktır.
Yetersiz Kilo Alımı: Anne sütü aldığı hâlde yeterli kilo alamayan bebeklerde, emzirmenin yeterli ve doğru olup olmadığına bakılmalıdır. Emzirme hatalı ise, düzeltilerek bebeğe anne sütü verilmesi desteklenmeli, biberon, yalancı emzik verilmemelidir. Anne herhangi bir ilaç, sigara kullanımı, yorgunluk, stres ve hastalık yönünden değerlendirilmelidir. Zira bunlar, süt yapımını azaltmaktadır. Bebek yeteri kadar ememiyorsa, çok fazla kusuyorsa, ishal ve emilim bozukluğu, herhangi bir iltihâbî hastalık, doğumla ilgili kalp hastalığı vs. gibi problemleri varsa, bunlar da bebekte yetersiz kilo alımına sebep olmaktadır.
Göğüslerde Süt Birikmesi: Göğüs uçlarında çatlak, memede iltihap ve apse oluşumu, süt kanallarında tıkanma, göğüslerde süt birikmesi, süt verme döneminde sıklıkla karşılaşılan problemlerden olup, bunlarla ilgili bilgiyi lohusalık dönemini anlatırken vermiştik. Bunlar, tedavisi kolay olan, ancak ihmale gelmeyen, emzirmeyi durdurmayı gerektirmeyen tablolardır. Emzirme döneminde temizliğe her zamankinden daha çok dikkat edilmeli, emzirmeden önce eller yıkanmalı, göğüsler sıcak su ve temiz gazlı bezle silinip, emzirdikten sonra kurulanmalıdır.
Annede Hastalık ve İlaç Kullanımı: Birçok hasta anne, bebeğini emzirmeye devam edebilir. Meselâ solunum yolu iltihabı geçiren, ishal olan annelerin emzirmelerinde bir mahzur yoktur. Hattâ bu durumda bebeğe, anne sütüyle koruyucu proteinler de geçmektedir. Ancak annenin hastalığı, hastahâneye yatışı gerektirecek kadar ağırsa ve annenin bebeğe zararlı olacak ilaçları alması gerekiyorsa, emzirmek mahzurlu olmaktadır. Ağır depresif durumlarda anne emzirmeye devam edebilir, ancak bebeğe zarar vermemesi için takip edilmelidir.
Anneyle İlgili Diğer Durumlar: Eğer annenin herhangi bir sebeple ilaç kullanması gerekiyorsa, bunları mutlaka doktoruna sormalı, sütün yapımını azaltan, sütten bebeğe geçip ona zarar verebilecek ilaçları almamalıdır.
Doğum kontrol haplarının çoğunun anne sütünü azalttığı bilinmelidir. Anneler mensturasyon döneminde de emzirebilirler. Hâmilelik durumunda emzirmenin mahzuru olmadığı söylense de uygulamalar anne sütünü bıraktırma yönündedir. Sezaryenli doğumlar, emzirmeye engel değildir. Ancak ilk 24 saatte ağrılar fazla olduğundan annelerin yanında, emzirmeye yardımcı olacak birinin bulundurulması gerekmektedir.
Bebeğin Hasta Olması: Bebekler hasta olduklarında pek çok gıdayı reddetseler de, anne sütünü almaya karşı direnç göstermezler. Bu sebeple hasta olan bebekler, annelerinden ayrılmamalı, anneler emzirme yönünde desteklenmelidir. Eskiden ishal olan bebeklere anne sütü verilmemesi gibi yanlış bir uygulama vardı. Hâlbuki emzirilen bebekler, ishale daha az yakalandığı gibi, ishalden de daha çabuk kurtulurlar. Ayrıca sıvı kaybından da korunmuş olurlar. Prematüre doğmuş bebekler de anne sütü alabilirler. Ancak 1500 gramın altında doğmuş bebeklere ek formüllerle destek sağlanmalıdır.
Bebekler, anne sütünü iki yaşını doldurana kadar alabilirler. Ancak 1 yaşından sonra çocuk, sadece anne sütü alıyor ve diğer gıdaları reddediyorsa, anne sütü kesilebilir. Bu genellikle annelerin becerisi ile alâkalı bir durumdur. Gün içindeki emzirme sayısını azaltarak, gündüz ek gıdalarla beslenen çocuğu, gece emzirerek anne sütünü 2 yaşın sonuna kadar vermeye devam etmelidir.
Sarılık: Yeni doğan döneminde, anne sütü alan bebeklerde, beslenme yetersizliğine ve az kalori almaya bağlı olarak sarılık görülebilir. Bu bebeklerin % 20-30’unda, sarılık 2 haftadan uzun sürmektedir. Nâdiren 3. aya kadar uzadığı da görülmüştür. Bu sarılığın mekanizması tam olarak bilinmemektedir. Bu sarılık türünde bebekler sağlıklıdır, ancak sarı görünürler. Sarılık yapan diğer sebepler de araştırılarak bebekler tâkibe alınırlar. Anne sütünün kesilmesi gerekmez. Zira anne sütü ile beslenmeye bağlı olan sarılık, hiçbir zaman tehlikeli seviyelere çıkmamaktadır. Bilâkis anne sütünün kesilip, bebeğe ek gıda verilmesi başka problemlere sebep olmaktadır.
YORUMLAR