Yurt dışında yapılan bir araştırmada, anne sütüyle beslenen bebeklerin zekâ gelişiminin, biberonla beslenenlerden daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Uzmanlar, anne sütünün zekâ üzerinde tesirli olabilmesi için, bebeğin 8 haftadan uzun süre emzirilmesi gerektiğini vurgulamaktadırlar. Anne sütünün bu tesiri, hem zengin besleyici yapısından, hem de anne-bebek arasında yakınlaşmaya sebep olmasından kaynaklanmaktadır.
Yapılan başka bir araştırmaya göre ise; anne sütünün bebeğe tesiri direk değil, dolaylı olmakta, zekîlik anneden kaynaklanmaktadır. Zira; emzirmeyi mamaya tercih eden annelerin, daha zekî, olgun, iyi eğitimli ve çocuğun gelişimiyle daha ilgili oldukları tespit edilmiştir. Dolayısıyla böyle bir ortamda büyüyen çocuğun, anne sütü alsa da, almasa da, becerilerinin daha iyi geliştiği düşünülmektedir.
Londra’da yapılan bir araştırmada da anne sütünün kalp krizinden ölümleri %10-15 oranında azalttığı tespit edilmiştir. Bu da yılda 30 bin insanın hayatının kurtulması mânâsına gelmektedir. Uzmanlar; Batı ülkelerinde annelerin emzirmeyi tercih ettikleri takdirde, her yıl yüz binlerce ölümün engellenebileceğini söylemektedirler.
İngiltere’de yapılan bir araştırma sonuçlarına göre, yeni doğum yapan kadınların üçte biri, anne sütü yerine biberon mamasını tercih etmektedirler. Ülkemizde ise, yeni doğan bebeklerin % 95’i emzirilmektedir. Ancak 6 aylık bebekler arasında, sadece anne sütü alanların oranı % 5’ten daha azdır. Bu da emziren annelerin, eğitilmesi ve desteklenmesi gerektiğini göstermektedir. Çoğu kez anneler, sütlerinin yeterli olmadığını, bebeklerinin doymadığını, sürekli ağladığını söyleyerek ek gıdaya erkenden başlamaktadırlar. Hâlbuki doğru bir teknikle emzirilmeyen ve gazı her emdikten sonra çıkarılmayan bebekler, yeterince doymadıklarından ve ufacık mide-bağırsak hacimlerindeki gaz, onlara büyük rahatsızlık vereceğinden, sık sık uyanırlar ve sürekli ağlarlar. Yani bebeklerin ağlamaları her zaman onların doymadığını göstermez. Gerçek şu ki, kadınların % 99’unda süt üretim kabiliyeti, aynı anda iki bebeği büyütebilecek kadar fazladır. Anne sütünün yapımı, bebeği sık aralıklarla ve doğru bir teknikle emzirme sonucu artmaktadır.
Öyleyse doğru emzirme deyince neyi anlamalıyız?
Süt, göğüslerde “alveol” adı verilen süt bezlerinde yapılmaktadır. Doğumdan sonra, anne vücudunda salgılanan hormonların tesiri ve bebeğin ağlaması ile, süt bezlerinde yapılan anne sütü, göğüs ucuna erişmektedir. Emzirmeye başlamadan önce mutlaka ellerinizi yıkayın, göğüslerinizi de su ile temizleyin. Göğüs temizliğinde sık sabun kullanmaktan kaçının. Geceleri de üşenmeden bu temizliği yapmalısınız. Aksi takdirde, göğüslerde çatlak, iltihap ve apse oluşabilir.
Emzirme için size en rahat gelen pozisyonu benimseyin. Koltuktaysanız, rahat ve dik oturup, ayaklarınızı ve belinizi, yatakta iseniz sırtınızı yastıklarla destekleyin. Bebeğin başı ve gövdesi tam olarak size dönük olmalı, burun delikleri göğsünüzle kapanmamalıdır. Bebek ilk anda kahverengi dokunun hemen altındaki süt havuzlarında birikmiş olan sütü emmektedir. Daha sonraki sütün gelişi, bebeğin emmeye devam etmesi sonucu refleks yolu ile sağlanmaktadır. Bu refleks sırasında, göğüs uçlarında iğnelenme, rahim bölgesinde ağrı hissedilebilir. Stres, sıkıntı, yorgunluk, isteksizlik, bu refleksi tetikleyebilir. Bebeği sık sık emzirmek, süt yapımını artırmaktadır.
Anneler stresten uzak olmalı, ihtiyaç duydukça dinlenmeli ve bebeğini emzirmeyi gerçekten istemelidir. Emziren annelere de, gerekli yardım ve destek sağlanmalıdır. Gece emzirmeleri, ilk aylarda süt yapımının devamında müsbet rol oynamaktadır.
Bebeğiniz, süt ihtiyacının önemli bir bölümünü emzirmenin ilk dakikalarında almaktadır. Ancak sütün devamlı oluşabilmesi için, emzirmede her iki göğsü de kullanmalı, bir göğüs boşalmadan diğerine geçmemelisiniz. Erken bırakılan emzirmede, bebekte tokluk sağlayacak olan son süt verilmediğinden, bebeğiniz kısa bir süre sonra tekrar emmek isteyecektir. Önce bebeğe bir göğsünüzü verin, 10-15 dakika emzirin; sonra diğer göğsünüzü vererek 10-15 dakika daha emzirin. Bir sonraki emzirmeyi daima bebeğin en son emdiği göğüsten başlatın. Bebeğin, ağzına kahverengi dokunun tamamını almasını sağlayın. Bu sırada burun deliklerinin kapanmamasına dikkat edin.
Genellikle bebeğiniz doyduğuna kendisi karar verip, emmeyi bırakacaktır. Her emzirmeden sonra bebeğinizin gazını çıkarın. Bebeği, midesi, sizin omzunuza değecek şekilde yatırıp, hafifçe sırtına vurarak bu işi başarabilirsiniz.
Bu sırada gaz ile beraber bir miktar da emilen sütten çıkacağından, omzunuza ufak bir bez veya havlu koymanızda fayda vardır. İlk haftalarda 1-2 saatte bir emmek isteyen bebeğiniz, ilerleyen haftalarda 3-4 saatte bir emmek isteyecektir. İlk başlarda geceleri de sık sık uyanmasına rağmen, ilerleyen aylarda gece uykuları düzene girecektir.
Anne sütü, ilk 4-6 ay, bütün ihtiyaçları karşılayacak vasıfta olduğundan, bebeğinize D vitamini dışında herhangi bir ek gıda vermeye gerek yoktur.
Bebeğe sütün yetip-yetmediğini nasıl anlayacaksınız?
Bebeğinize anne sütünün yeterli olup olmadığını anlamanın en kolay yolu, bebeğin düzenli kilo alıp almadığına bakmaktır. İlk hafta, çoğu bebek doğum kilosunun altına düşer, ikinci haftada doğum kilosuna erişir. Aylık kilo artışı, minimum 600 gr. veya üzerinde ise, günde 5-6 kez idrar, en az iki kez büyük abdest yapıyorsa, bebeğin karnı doyuyor demektir. İlk aylarda ideal kilo artışı, günde 30 gramdır.
Duygusal yaklaşımlarla, gereksiz yere başlanan ek gıdaların, pek çok problemi de beraberinde getireceğini unutmamak gerekir.
Anne sütü, bebeğiniz için en ideal, en mükemmel gıdadır. Bebeği hem bedenen, hem rûhen doyuran mûcizevî bir gıdadır. Her annenin sütü, kendi bebeği için özeldir. (Devam Edecek)
YORUMLAR