Hac, fıkhî bir terim olarak “Mekke kentindeki Kâbe’yi ve çevresindeki mukaddes sayılan özel yerleri, belirli bir vakitte, önceden hac niyetiyle ihrama girerek usûlüne göre, yani vakfe ve tavaf yaparak ziyaret etmekten ibâret olan ve İslâm’ın şartlarından birisini teşkil eden mâlî ve bedenî bir ibâdettir.”
Cenâb-ı Hak, “İnsanlar için yeryüzünde kurulan ilk ev (mâbed), Mekke’de bulunan mübârek ve âlemler için hidâyet kaynağı olan Kâbe’dir. Orada apaçık deliller, İbrahim’in makamı vardır. Kim oraya girerse, emniyette olur. Oraya gitmeye gücü yeten herkesin o evi haccetmesi, Allâh’ın insanlar üzerindeki bir hakkıdır…” (Âl-i İmrân, 96-97) buyurmak sûretiyle imkânı olan her müslümanın, ömründe bir defa olsun hacca gitmesini farz kılmıştır.
Yukarıdaki târiften ve zikredilen âyet-i kerimeden de anlaşılacağı üzere üzerinde şu şartları taşıyan kimselere hac farz olmuş demektir:
1-Müslüman,
2-Ergen (bâliğ) ve akıllı,
3-Hür,
4-Vakit (Hac, yılda bir kez, belli vakitler arasında yapılır. Bu vakte ulaşmayan kimseye hac farz değildir.)
5-Haccı îfâya gücü olması. (Beden, mal ve yol güvenliği açısından)
Bunlara ilâveten kadınlar için yanında fıkhen sefer yapmasına müsâit olan bir akrabası veya eşi olması ile iddetli olmaması şartları da eklenmektedir.
* * *
Yapılışına göre üç çeşit hac vardır:
1-İfrad Haccı: Umresiz yapılan hac demektir. Hac ayları içinde, hacdan önce umre yapmayıp hac niyetiyle ihrama giren ve sadece haccı edâ kimselerin yaptığı ibâdettir.
2-Temettû Haccı: Hac aylarında önce umre için ihrama girip umreyi tamamladıktan sonra, aynı yılın hac aylarında hac için yeniden ihrama girerek yapılan hacca denir. Burada hac ve umre, ayrı ihramlarla îfâ edilmektedir.
3-Kıran Haccı: Aynı yılın hac ayları içinde umre ve haccı tek ihramla birleştirerek yapılan hac şeklidir.
* * *
Haccın farzları:
Hanefî mezhebine göre haccın üç farzı vardır:
1-İhram (şart),
2-Arafat Vakfesi (rükün),
3-Ziyâret Tavâfı (rükün).
Mâlîkî ve Hanbelîler, ihramdan sonra Safâ ve Merve tepeleri arasındaki “sa’y”i de haccın farzlarından biri olarak kabul ederler. Şâfiîler ise, saçların traş edilmesi veya kısaltılması ile yukarıda sayılan ilk üç farzın sırasını gözetmeyi de farz hükmünde kabul ederler.
Hanefî Mezhebine Göre
İFRAD HACCININ MERHALELERİ
Hac süresince yapılan, farz, vâcib veya sünnet niteliğindeki haccın fiillerine “menâsik” denir.
1-İhram (Hac edâ etmek niyetiyle ihrama girmek “farz”dır.) Kişinin, hac ve umre niyetiyle, diğer zamanlarda helâl olan bir kısım fiil ve davranışları, kendisine hac ve umre süresince haram kılması demektir. İhram, mîkat mahalli denilen Mekke’nin 5 ayrı sınır bölgesini geçmek için giyilmesi gerekli olan, dikişsiz, iki parça örtüdür. Hac ve umre niyetine giren kimselerin bu mikat mahallerini ihramsız geçmesi câiz olmaz. İhramlıyken yapılamayan bazı şeyler ve bunların ihlâli durumunda çeşitli cezaları vardır.
2-Kudüm Tavâfı: Mekke’ye gelince, Kâbe’yi selâmlama mânâsında bir tavaftır ve sünnettir.
3-Sa’y: Safâ ile Merve tepeleri arasında toplam yedi defa gidip gelmeyi ifade eder. Sa’y yapmak, Haccın vâciplerindendir. Hanefîler dışındaki üç mezhebe göre ise, haccın bir rüknüdür. Sa’y, tek başına bir ibâdet olmadığı için, geçerli bir tavaftan sonra, ona bağlı olarak yapılabilir.
4-Zilhicce’nin 8. günü (Terviye günü) Mina’da kalmak: Sünnettir. Burada bir gece geçirilir ve Zilhicce’nin 9. günü sabahı, buradan Arafat’a doğru yola çıkılır.
5-Zilhicce’nin 9. günü (Arefe Günü) Arafat’ta bulunmak (Vakfe): “Farz”dır. Arefe günü, güneşin zevâlinden (tam ortadan batıya doğru meyletmeye başladığı vakitten), kurban bayramının birinci günü şafak sökünceye kadar, Arafat’ta kısa bir süre de olsa durmanın haccın temel bir rüknü olduğunda ittifak vardır. Vakfenin gerçekleşmesi için ihramlı olarak belirli bir zamanda ve belirli bir yerde bulunmak şarttır. Bu sebeple ihramlı olarak kurban bayramı gecesi, tan yeri ağarmazdan önce Arafat’a ulaşamayan kimse, o yılın haccını kaçırmış olur. Yine belli sınırlar dışında bekleyen kimsenin de vakfesi, dolayısıyla haccı gerçekleşmemiş olur. Arafat’ta gece ile gündüzün arasını birleştirmek için güneş batıncaya kadar kalmak vâciptir. Güneşin batmasından evvel Arafat’tan ayrılan kurban kesme cezası (dem) gerekir. Vakfe için abdest, setr-i avret, niyet ve kıbleye dönme şartları yoktur.
6- Arafat’ta Öğle ve ikindiyi birleştirmek (Cem’-i Takdim): Peygamber Efendimiz, zeval vaktinden önce Arafat’a gelip gusletmeyi tavsiye etmiştir. Burada öğle ve ikindi namazı, öğle namazının vaktinde birlikte kılınır. Kılınışı şöyledir: Öğle ezanı okununca, önce öğlenin sünneti kılınır. Kamet getirilir ve öğlenin farzı kılınır. Sonra tekrar kamet getirilerek ikindinin farzı kılınır. İkindi için ayrıca ezan okunmaz.
7-Müzdelife’de Akşam ve Yatsı Namazını Birleştirmek (Cem’-i Te’hir): Hac yapanların, Arefe günü akşamı, Müzdelife’de akşam namazını, yatsının vaktine kadar geciktirmeleri ve iki namazı birleştirmeleri vâciptir. Bu iki namaz birleştirilirken akşam namazının farzı kılındıktan sonra aradaki sünnetler kılınmaz, hemen yatsı namazının farzı kılınır. Çünkü birleştirilerek kılınan iki namaz arasında nâfile namaz kılınması mekruhtur. Cem-i Te’hir için, tek ezân ve tek kamet yeterlidir.
8-Bayramın 1. günü Müzdelife’de Vakfe: Hac yapan kişinin bayramın birinci günü tan yerinin ağarmasından itibaren güneşin doğmasına kadar, Müzdelife’de bir an da olsa, bulunması vacip, geceyi orada geçirmesi sünnettir. Mina’da atmak üzere, Müzdelife’de taş toplamak sünnettir.
9-Mina’da Şeytan Taşlamak: Geceyi Müzdelife’de geçirip sabah namazını erkence kılmak, namazdan sonra telbiye, tekbir, tehlil, zikir, duâ ve istiğfar ile vakfeyi ortalık aydınlanıncaya kadar sürdürmek ve güneş doğmadan Mina’ya hareket etmek, bütün mezheplerde sünnettir. Hanefîler’e göre, şeytan taşlama günlerinde Mina’da gecelemek sünnettir.
Mina’da cemreleri taşlamak, vâciptir. Her bir cemreye, yedişer adet küçük taş atılır. Zamanı, bayramın birinci günü fecr-i sâdıktan dördüncü günü güneş batıncaya kadardır. Her bir taş atarken “Bismillâhi Allâhu Ekber” denilir.
Usûlü şöyledir:
Bayramın birinci gününde yalnız Akabe cemresine 7 adet taş atılır. Vakti, fecr-i sâdıktan, ertesi günü fecr-i sâdıka kadardır. Taşların elle, her birinin tek tek atılması ve taş havuzunun içine veya yakınına düşmesi gerekir.
Bayramın ikinci günü, “küçük cemre”, “orta cemre” ve “akabe cemresi”nin her birine yedişer taştan toplam 21 taş atılır. Aynı şekilde bayramın üçüncü günü de 21 taş atılır. Bu iki günde taş atma zamanı, zevalden itibaren ertesi günün fecr-i sâdıkına kadar olan süredir. Her iki günde de zevalden önce taş atılması câiz değildir.
Bayramın dördüncü günü taş atılma süresi de iki ve üçüncü günler gibidir. Dördüncü gün de 21 taş atılır ve dört gün boyunca toplam 70 taş atılmış olur.
10-Kurban kesmek ve tıraş olmak: Tıraş olmak veya saçları kısaltmak, ihramdan çıkmanın bir sembolüdür, bu fiil yapılmadan ihramdan çıkılmaz. Tıraş olmak, aynı zamanda haccın vâciplerindendir.
Vakfe ve Akabe Cemresi’nden sonra kurban kesip tıraş olarak ihramdan çıkılır. Peygamber Efendimiz, Bayramın birinci günü, Akabe cemresine yedi adet taş attıktan sonra, kurban kesmiş, tıraş olmuş, Mekke’ye gidip ziyaret tavafını yapmış ve aynı gün yine Mina’ya geri dönmüştür.
11-Ziyâret Tavafı: Bütün hac çeşitlerinde, ziyaret tavafı yapmak bir rükün, yani farzdır. Bu tavaf yapılmadan hac tamam olmaz. Vakti, Kurban bayramının ilk günü fecr-i sâdıkla başlar. Üçüncü günü güneş batıncaya kadar edâ edilmesi vâciptir. Bir özür olmadan bu vaktin sonrasına bırakılırsa, kurban cezası (dem) vardır. Bu tavafın son vakti yoktur; yani ömrün sonuna kadar herhangi bir vakitte yapılması yeterlidir. Bu tavafın sonunda, ihramsız olarak, Safâ ile Merve tepeleri arasında sa’y yapmak sünnettir.
12-Vedâ Tavafı: Haccın vâciplerindendir. Mekke’ye uzak bölgelerden gelen hacıların, memleketlerine dönmeden önce edâ etmeleri gereken son tavaftır.
YORUMLAR